Everything is possible traduction Turc
191 traduction parallèle
Well, everything is possible.
Her şey mümkün.
This is the Land of Legend... where everything is possible when seen through the eyes of youth.
Burası Efsane Diyarı... gençliğin gözleriyle görüldüğünde her şeyin mümkün olduğu bir yer.
With me, everything is possible.
Benimle her şey mümkündür.
"If the Italians don't get back organized, everything is possible."
İtalyanlar toplanamazlarsa, her şey mümkün olabilir.
Everything is possible now, Leo.
Bu imkansız. - Artık her şey mümkün, Leo.
Everything is possible.
Her şey mümkün.
With Carter being around, everything is possible.
Carter çevresinde olduğu sürece, her türlü şey olabilir.
In the immensity of the universe everything is possible.
Uçsuz bucaksız bir evrende her şey mümkündür.
With us everything is possible.
Biz birlikte iken her şey mümkündür.
Everything is possible.
İmkânsız diye bir şey yoktur.
Well, everything is possible.
Tabii ki, her şey olabilir.
Well, of course... everything is possible, yes.
Elbette... herşey mümkündür, evet.
Everything is possible and is done in the name of love and solicitude.
Sevgi ve ilgi adına herşety mümkündür ve yapılabilir.
Everything is possible, but all the doctors who can open the case and appoint a procedure are no longer here.
Olabilir ama dosyanızı açıp bakım cetvelinizi hazırlayacak olan doktorlar burada yok.
Everything is possible and probable.
Her şey mümkün ve olası.
Today everything is possible.
Bugün herşey mümkündür.
Today everything is possible!
Bugün herşey mümkündür.
Everything is possible in Camorra's land.
Camorra'nın eline geçmişse herşey mümkün.
Everything is possible, and everything is available for a price.
Her şey mümkün ve her şey bir fiyat karşılığında mevcut.
Everything is possible.
Artık her şey mümkün.
Everything is possible, is it Christmas now?
Noel'de her şey mümkündür.
- See how everything is possible?
- Her şey nasıl da mümkün, gördün mü?
It means that everything is possible.
Yani her şey mümkün.
Full of hope, and the dream that everything is possible.
Her şeyin mümkün olduğu umudu ve hayaliyle dolu.
In America, if you work hard everything is possible.
Amerika'da çok çalışırsan her şey mümkündür.
Everything is possible for those who have faith.
İnananlar için herşey mümkündür.
Miss Elizabeth, may I ask if everything possible is being done to recover her?
Bayan Elizabeth, onu bu durumdan... kurtarmak için gereken herşey yapılıyor mu?
Naturally miracles are possible, since God is the creator of everything and everything is therefore possible to Him,
Mucizeler doğal olarak mümkün, Tanrı herşeyin ama herşeyin yaratıcısı ve bu yüzden Onun için herşey mümkün.
Please, Colonel, everything possible is being done for Mrs. Penmark.
Lütfen, Albay. Bayan Penmark için elimizden geleni yapıyoruz.
Sissi certainly needs time to recover. But she is also an Empress, and the first duty of an Empress is to do everything possible for the good of the country.
Ama o bir imparatoriçedir de bir İmparatoriçenin ilk görevi ülkesinin iyiliği için elinden geleni yapmaktır.
We're halfway and everything is still possible.
Yarış yarılandı ama henüz hiçbir şey belli değil.
- Everything I order is possible.
- Emrettiğim her şey mümkündür.
To remain silent while this bully Ursus is permitted to.. to destroy everything in his path is no longer possible.
Bu kabadayı Ursus önüne çıkan herşeyi yakıp yıkma hakkını kendinde görürken sessiz kalmak artık mümkün değil.
It's just possible that everything I've said, is just bits of my comedy routine.
Ben mümkün olan her şeyi söyledim. Benim komedi sadece alışılagelmiş parçalardan oluşuyor.
However, it has one weight such in our foreign relations e an important effect in everything what I think on this subject, that I find that must know of that it is treated as soon as possible. "
"Ancak konu mevcuttaki ilişkilerimizi yakından ilgilendirmektedir ve bu konudaki düşüncelerimin üzerinde büyük etkisi bulunmaktadır." "Bu nedenle daha fazla zaman geçirmeden gelişmelerden haberdar olmalısınız."
To forward everything more fast possible it is a moral responsibility that it says respect to all.
Bu nedenle savaşı, olabildiğinde çabuk bitirmek herkesin hassasiyet gösterdiği ahlâki bir sorumluluktur.
I wanted to lay it on the table in front of everyone so that everything is open and as direct as possible.
Ama bunu herkesin önünde masaya yatırmak istedim. Açık ve olabildiğince dürüst olmaya çalışarak.
It is possible for everything to grow strong.
Her seyin... büyüyüp güçlenmesi... mümkün.
Now, my toast is for this... what make me possible to do everything.
Şimdi kadehimi... bunları mümkün kılan şey için kaldırıyorum.
The object of the exercise is to make everything seem as normal as possible.
Amaç, her şeyin normal görünmesi olmalı. - Riske giremem.
Everything on earth is possible.
- Dünyadaki her şey mümkündür.
Is he doing everything possible?
- O mümkün olan herşeyi yapar mı?
Basically, we do everything that is humanely possible to the car.
Arabaya insanlarca yapılabilecek her şeyi yaparız.
I've included everything in my statement... but I doubt very much that Chief terns... is taking this possible connection seriously.
Herseyi ifade edebildiğimi düşünüyorum... fakat Sef Sterns'in... bu işi ciddiye aldığından kuşkuluyum.
I do everything, Which for me is Possible.
Yapabileceğim her şeyi yapıyorum Amanda.
I'm sure Dr Bashir is doing everything possible.
Dr Bashir'in elinden geleni yaptığına eminim.
According to everything I thought I knew about relativity, that is not possible.
Görelilik hakkında bildiğimi düşündüğüm herşeye göre, bu imkansız.
Duplicate or not, I'm still the same person I was yesterday, and so are all of you... and that means we're going to do everything possible to complete our mission, which is to reach Earth.
Kopya veya değil, dün olduğum kişi ile hala aynı kişiyim ve hepinizde öylesiniz... ve bunun anlamı, mümkün olan her şeyi yaparak görevimizi tamamlamak, yani Dünya'ya ulaşmak.
The people's spirit is magnificent, and everything possible has been done to relieve their suffering.
Halkın ruhu inanılmaz ve acıların dindirilmesi için elden gelen her şey yapılacak...
So, the chief distinction, therefore, of Islamic civilisation, in addition to the fact that it made new leaps of originality, New transformations in traditions of learning and everything else possible, is the fact that it enabled human beings to consider the possibility of thinking about the globe as a single unit... humanity.
Medeniyetin en yüksek mertebesinde bulunan İslam Uygarlığı, özgünlüğe ve yaratıcılığa sıçrama noktası oluşturmak adına, yeni çevirileri, öğretileri ve mümkün olan herşeyi insanlığın gerçek olgularını göstermek ve ihtimaller üzerine düşünmek için tek birim üzerinden evrensel adımlar atmaya başladılar... insanlık için.
Ah. I just did everything possible to avoid light.
Işıktan kaçınmak için elimden geleni yapmıştım!
everything is fine 327
everything is awesome 16
everything is good 35
everything is perfect 26
everything is wrong 17
everything is ok 38
everything is great 31
everything is alright 24
everything is okay 87
everything is gonna be okay 39
everything is awesome 16
everything is good 35
everything is perfect 26
everything is wrong 17
everything is ok 38
everything is great 31
everything is alright 24
everything is okay 87
everything is gonna be okay 39