Find me something traduction Turc
650 traduction parallèle
Find me something to sleep in.
Bana giyecek başka bir şeyler bul.
If I could only find me something to believe in again, something to hold on to.
Eğer yeniden herhangi bir şeye inanabilseydim... Tutunacak herhangi bir şey...
Well, find me something, I don't care where it is.
Nerede olursa olsun umurumda değil, bul bana bir şeyler.
Find me something I can blow up.
Havaya uçuracağım şeyler bul.
Find me something soft to put on her face.
Bana yüzüne koyacak yumuşak bir şeyler bul.
See if you can find something for me in that one.
Bakalım bunun içinde bir şey görebilecek misin?
Try to find out something from his mother and write back to me quickly.
Annesinden bir şeyler öğrenmeye çalış ve çabucak bana yaz. François "
- I want you to find something for me.
- Birşey bulmanı istiyorum. - Ben tam bir çakalım!
That'll give me time to find something to do.
Bu bana bir iş bulmak için zaman verir.
He came to my office late this afternoon and hired me to find something Thursby had on him when he was bumped off.
Bu aksam üstü ofisime geldi... ve beni Thursby öldürüldügünde üzerinde olan bir seyi bulmam için tuttu.
If it is hers there might be something there to help me find my sister.
Eğer onun odası ise, ablamı bulmama yardımcı olacak bir şeyler bulabilirim.
But my Scotch blood is working right this minute... and it tells me that there is one thing in your life that's worrying you... something that you find very difficult to handle... because all your strength and your courage... and your authority in the town seems to be of no avail.
Ama tam bu dakikada İskoç kanım devreye giriyor ve bana hayatınızda sizi endişelendiren bir şey olduğunu söylüyor üstesinden gelmeyi çok zor bulduğunuz bir şey çünkü bütün gücünüz, cesaretiniz ve kasabadaki yetkiniz beyhude görünüyor.
But they'll not keep me buried. I'll find something.
Beni burada gömülü tutamayacaklar.
It may all sound silly to you now, Leona... my spying on them and poking around like that... but something told me I had to find out what was up.
Gizlice onları izlemem ve burnumu bu işe sokmam sana aptalca gelebilir belki Leona ama içimden bir ses orada neler döndüğünü öğreneceğimi söylüyordu.
Something happened to me and I can't find a solution.
Aniden bir şey oldu ve çözemedim.
- Owen! - What do you want me to find exactly? There must be something.
O seni bulacak.
You see, if this warmth you offer me, if this face which I find not unpleasing leaves me without hope, then something is broken.
Bana sunduğun bu sıcaklık hoş bulduğum bu surat beni çaresiz bırakıyorsa bir şeyler yanlış gidiyor demektir.
They'll give me a room in the hotel until we find something better.
Daha iyi bir yer bulana kadar bir otel odasında kalırız.
If you don't stop pestering me... Tryin'to find out something, there ain't gonna be no money.
Beni sıkıştırmayı bırakmazsan... soru sormayı kesmezsen para falan olmayacak.
I've been thinking I ought to find something to keep me busy... but after office hours.
Mesaiden sonra beni oyalayabilecek bir şeyler bulmak için düşünüyordum.
Look, you asked me to find something tangible.
Benden somut bir delil istemiştin değil mi?
I can find something faster if you're not with me.
Seninle olmadan daha hızlı bir şeyler bulabilirim.
Though something did just occur to me that you might find of some interest.
Sadece aklıma senin de çok ilginç... bulabileceğin bir şey geldi.
It will be easy if you find something to do with your hands besides putting them on me.
Ellerinizi bana koymak yerine yapacak başka işlere uzatırsanız daha kolay olacak.
Find something for me to do when you're gone.
Gittiğinde onlara yapacak bir şeyler bulurum.
Find me some great material - - Something I can sell.
Bana satabileceğim iyi bir şeyler bul.
Don't ask about anything else, unless you find something else belonging to me.
Bana ait başka bir şey bulmadan benden hiçbir şey istemeyin.
Help me find something sharp.
Keskin bir şey bulmama yardım et.
Tell me something else you find interesting
Bana ilginç bulduğun bir şeyler söylesene.
- Well, and then I had to find something to wear with the new jeweled collar daddy bought me. And I was so worried about finding exactly the right thing.
Sanırım sonunda babamın aldığı değerli taşlarla süslü yeni gerdanlıkla gidebileceğim birşeyler buldum.Tam olarak uygun olan şeyi bulmak konusunda endişeliyim.
Could you find out something for me?
Benim için bir şey öğrenebilir misin?
Luckily, I did find something to help me pass the time.
Şans eseri, zaman geçirecek bir şey buldum.
There's something he hasn't told me. Where did you find them?
bana söylemek istemiyor nasıl bulacam onları?
Many I do not know, but if to ask to me if I find that this made something of good, answers : if only Jewish one in a gas chamber it will have felt that the workers of Amsterdam they had not abandoned it, then it was not in go.
Yine de bana, bunun bir işe yarayıp yaramadığını soracak olursanız eğer gaz odasına atılan tek bir Yahudi bile Amsterdam işçilerinin onun yanında olduğunu hissettiyse maksat hâsıl olmuştur.
But they did find out something else and that bothers me.
Esenlik seninle olsun.
All we've got to do now is just find something for me to do.
Şimdi tek işimiz bana yapacak bir şey bulmamız.
You're like looking for something on the ground So I want you to find me the person... who is wearing the red shoes
Herkesin pabuçlarına bakmanı istiyorum benim için kırmızı... pabuç giyen kişiyi bul!
Seems to me everyone's trying to find someone or something to believe in.
Bana göre, herkes inanacak birini ya da bir şeyi arar.
Did Franz send you to find something out from me?
Mutluyum. Mutluyum.
Did Franz send you... to find something out from me?
Franz sizi ağzımdan laf almaya mı yolladı?
Help me find something, man.
- Çok parlaklar. - Bir şey bulmama yardım et.
Come on, help me find something, man.
- Yardım et hadi.
My only hope is to find someone with something and make them like me.
Hayattaki tek ümidim bir şeyi olan birilerini bulup beni sevmelerini sağlamak. - Norm. - Evet.
You find me boring or something?
Beni sıkıcı falan mı buluyorsun?
Well, guess to find something that has meaning to me.
Pekala, sanırım bana anlam ifade eden birşeyler bulana kadar.
There is something I want you to find out for me.
Araştırmanızı istediğim bir şey var.
No matter how lousy a situation is, I can always find something in it to make me happy.
Ne kadar berbat bir durum olursa olsun daima beni mutlu edecek olumlu bir yanını bulurum.
But something in me kept saying that I would find her again some day.
Ama içimde birşey, onu bir gün tekrar bulacağımı söylüyordu.
Let me know if you find something for me.
Bana da bir şey bulursan haber ver.
Let me see if I can find something to clean it up.
Şunu temizlemek için bir şeyler bulmaya gidiyorum.
If he wants something, he'll find me.
Bir şey isterse, beni bulsun.
find me 83
something went wrong 81
something 1990
something came up 177
something happened 421
something's happening 161
something like that 1529
something's not right 271
something on your mind 83
something special 67
something went wrong 81
something 1990
something came up 177
something happened 421
something's happening 161
something like that 1529
something's not right 271
something on your mind 83
something special 67
something bad happens 16
something's wrong 881
something is wrong 141
something's wrong here 34
something wrong 855
something's coming 64
something bad 90
something's bothering you 28
something to eat 69
something else 372
something's wrong 881
something is wrong 141
something's wrong here 34
something wrong 855
something's coming 64
something bad 90
something's bothering you 28
something to eat 69
something else 372