English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ S ] / Something went wrong

Something went wrong traduction Turc

537 traduction parallèle
Something went wrong.
Bir yerde yanlış yaptım.
I was only trying to tell Beaky that he shouldn't leave everything to you... because if something went wrong, he should take a little responsibility, too.
Ben sadece Beaky'e herşeyi senin üzerine bırakmamasını söylüyordum... çünkü eğer birşey yanlış giderse, onun da azıcık bir sorumluluğu olmalı.
- Unless something went wrong.
- Bir şeyler ters gitmediyse.
Apparently they thought he'd done it, and then something went wrong and it went up.
İşi hallettiğini düşünüyordu, ama sonra bir şeyler yanlış gitti ve bum.
But something went wrong.
Ama bir şeyler ters gitmiş.
Something went wrong.
Bir terslik oldu.
He said something went wrong.
Bir şeylerin ters gittiğini söyledi.
- Something went wrong.
- Bir şeyler ters gitti.
And the only reason they've kept me around this long is because they thought they might've needed me in case something went wrong in Contention.
Bu süre içinde beni sağ bırakmalarının tek bir sebebi var. Contention'da bir terslik çıkması halinde bana ihtiyaçları olabilir diye düşünüyorlar.
Then, on a tragic second attempt, something went wrong.
Ancak trajik ikinci denemesinde..... bazı şeyler yanlış gitti.
Perhaps something went wrong with his phone.
Belki de telefonuna bir şey olmuştur.
But apparently, something went wrong.
Ancak görünen o ki bir şeyler ters gitti.
And when she refused, or something went wrong, he murdered her.
Ve kadın reddettiğinde veya işler ters gittiğinde, onu öldürdü.
But something went wrong.
Fakat bir şeyler ters gitti.
I tried to contact them with my transmitter but something went wrong.
Vericimi kullanarak onlarla bağlantı kurmayı denedim ama birşeyler yanlış gitti.
Something went wrong, Charlie.
Bir yanlışlık oldu, Charlie. Üzgünüm.
- lf something went wrong...
- Eğer bir şeyler yolunda gitmezse...
Something went wrong. And that's why we're here.
Bir şeyler ters gitti, bu yüzden buradayız.
But something went wrong, didn't it?
Ama kötü bir şeyler oldu, değil mi?
I wonder if something went wrong.
Bir şeyler ters gitmemiştir umarım.
Somewhere along from the day I was born and up until now, something went wrong.
Dοğduğum günden bugüne arada ters giden bir şey νar.
And... well he sits right next to me and... well... something went wrong with the... When we came out of hyper-drive his seat mechanism had blown up and he was dead.
Adama bir şeyler oldu... yüksek süratten çıktığımızda, koltuğu havaya uçtu ve adam öldü.
Something went wrong.
Bir şeyler ters gitti.
Two hundred people were killed because something went wrong.
200 kişi, bir şeyler ters gittiği için öldü.
I know something went wrong.
Bir şeylerin ters gittiğini ben de biliyorum.
Then something went wrong
Sonra birşeyler ters gitti
After I had met Master Tang Yu... I knew something went wrong
Tang Yu efendiyi görünce... birşeyler döndüğünü anladım
Something went wrong during re-entry.
Giriş aşamasında bir sorun çıkmıştır.
Something went wrong.
İşler yolunda gitmemeye başladı.
Oh, yeah, something went wrong.
Ah, evet bir şeyler ters gitti.
If I don't show up within 30 minutes, something went wrong and we'll try again next month.
30 dakika içinde gelmezsem bir sorun var demektir. Ve bir sonraki ay deneriz.
I do, but if something went wrong...
İstiyorum yani ama bir sorun çıkarsa...
Something went wrong.
Bir şey oldu.
When you went through, something went wrong.
Sen geçerken bir şey oldu.
Oh, God. I got a feeling something went wrong and now I own a blind camel.
Tanrım. Galiba bir şeyler ters gitti ve şimdi kör bir devem var.
Something went wrong, they had to do a caesarean and take him out early.
Bazı şeyler ters gitti ve sezaryen ile doğum yapmak zorunda kaldım.
Data has assured me that his odd behaviour will return to normal, but I think something went wrong on Gravesworld.
Data bu garip davranışının normale döneceği konusunda beni ikna etti. Ama ben, Gravesworld'de bir şeylerin ters gittiğini düşünüyorum.
All I did was see something I shouldn't have because I went down the wrong path.
Sadece yanlış yoldan gidince gereksiz bir sahneyle karşılaştım.
Something must have went wrong, boss.
Bir şeyler yanlış gitti galiba patron.
Something... went wrong.
Bir şey ters gitti.
- Something sure went wrong.
- Bir hata yapılmıştır.
He made a mistake, thought he was killing somebody else, went to the wrong house or something.
O bir hata yaptı, başka birini öldüreceğini düşündü, yanlış eve falan gitti.
They went around trying to find a woman with something wrong with her and if they could, they'd marry her.
Kendisi gibi arızası olan bir kadın bulmak için her yeri dolaştılar eğer bulabilselerdi, adam onunla da evlenecekti.
As soon as I noticed the bad turn our relationship was taking... the growth of something false... of something wrong and very dangerous- - you have to admit it- - I went away.
İlişkimizin yanlış bir yöne doğru yanlış ve tehlikeli bir yöne doğru gittiğini anlar anlamaz bunu anlamalısın, senden uzaklaştım.
Something just went wrong with it, honey.
Sadece bir bozukluğu var, tatlım.
I went to a lot of movies, but something always seemed to go wrong.
Bir sürü film seyrettim, ama yolunda gitmeyen bir şey vardı.
Something went wrong...
Bir şeyler ters gitti.
Something must've went wrong when your ma was carrying you in her pouch.
Annen seni karnında taşırken... bir şeyler ters gitmiş olmalı.
What if there were some mistake and the progression went wrong, and something like an amoeba were given power like a human's?
Eğer bir hata olurda gelişim yanlış devam ederse ne olur? Ve amip gibi bir şeye insan'ın gücü gibi bir güç verilirse ne olur?
something went wrong.
İşler ters gitti.
Because I said, "What you looking at?" I knew something had went wrong.
Çünkü "Neye bakıyorsun?" dediğimde, kötü bir şeyler olacağını biliyordum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]