For some time traduction Turc
4,313 traduction parallèle
You know, you asked me for some time on this Seward thing, and I gave it to you.
Bu Seward olayı hakkında biraz zaman istedin ben de verdim.
He won't be conscious for some time.
- Bir süre bilinçsiz olacak.
We've been tracking them for some time, sir, but they're... they're always one step ahead.
Bir süredir peşlerindeyiz efendim ama hep bir adım öndeler.
I loved Brooke very much, but I've known in my heart he's been dead for some time now.
Brooke'u çok sevdim ama içimde bir şey bana onun öldüğünü söylüyordu.
I've been afraid to go home for some time now.
Bazen eve gitmeye korkuyorum.
"And although she may have been " Van Gogh's greatest inspiration for some time, her influence was starting to take its toll... " " Causing him to cut off his own ear.
Ve bir süre boyunca Van Gogh'un en büyük ilham kaynağı olmuş olması ihtimaline rağmen etkisi kötüye gitmeye başlıyordu ve kendi kulağını kesmesine sebep oldu.
For some time my parents had bothered me.
- Ailem bir süredir canımı sıkıyordu.
And there's more clues, indicating he was there for some time.
Bazen orada bulunduğunu gösteren daha fazla ipucu var.
But you've known for some time.
- Ama bir süredir biliyordun.
I haven't been for some time.
Epey bir süredir değilim.
Thanksgiving's the wors... Oh! I heard your Thanksgiving wasn't much better than mine, so I thought we could take some time and be grateful for our real family.
Şükran Günü en köt... Duyduğuma göre Şükran Gününüz benimkinden daha iyi geçmemiş ben de biraz vakit ayırıp gerçek ailemize şükranlarımızı sunalım dedim.
Stay like that for some more time, dear!
Biraz öyle kal, kızım!
She wasn't having to work so hard just to make ends meet, so she had some free time for her photographic endeavours.
Geçinmek için çok ağır şartlarda çalışması gerekmiyordu. Böylece fotoğraf için de vakit ayırabiliyordu.
The phone was out for a little bit last night... and, well, it took some time to get here.
Telefon dün gece bir süre kesikti ve buraya gelebilmem de biraz zaman aldı.
I was friends with her son Calvin and I haven't seen him for quite some time either.
Oğlu Calvin'in arkadaşıyım ve onu da uzun zamandır görmüyorum.
Maybe he shaves some time off for good behavior, huh?
Belki iyi halden dolayı cezandan biraz kırpar, ne dersin?
Um, you said I could take him out for a walk some time?
Onu ara sıra yürüyüşe çıkarabileceğimi söylemiştin?
He told me that you had to spend some time in the SHU for lesbian activity.
Lezbiyen aktivitesi yüzünden tecrite gitmen gerektiğini söyledi.
No time for flirting, got some catching up to do.
Kur yapmaya vakit yok, içkiyle birbirimizi çok özledik.
- Oh. I really enjoy hanging out with you, Sheila, but now that there's an empty nest, maybe it's a good time for you to start making some new friends closer to your own age who share your interests.
Seninle takilmayi çok seviyorum Sheila ama madem artik bir bosluk açildi artik kendine yeni arkadaslar edinmenin vakti gelmistir seninle ayni seyleri isteyen, yasitin olan insanlar.
- Which is now,'cause I've been ready to go for quite some time.
- Yani hemen. Çünkü bir süredir hazırım zaten. - Evet.
Yeah, well, we've been together for quite some time, and they were at an age where they could still use a mother.
Evet, uzun bir süredir beraberiz ve onların hala bir anneye ihtiyaçları olacak yaştalar.
W-Winston, you've been working on this puzzle for quite some time now.
Winston, bu yapboz ile epey bir süredir ugrasiyorsun.
Listen, I need you to call in a marker for me, buy me some time.
Birilerini aramanı ve bana zaman kazandırmanı istiyorum.
Well, I'm just saying. If Vance is waiting for Robin Williams in drag to come floating on some magic umbrella singing "Do-Re-Mi," he's going to be waiting a long time.
Eğer Vance, Robin Williams'ın kadın kıyafetleriyle şarkı söyleyip elinde sihirli şemsiyeyle gelmesini bekliyorsa daha çok bekler.
I've been agonizing over this for some time
Bu yüzden bir süredir acı çekiyorum.
.. Peter Watson's been setting you up for quite some time.
... Peter Watson bir süredir sana tuzak kuruyormuş.
But I hope these poetic stanzas I've authored for you will bring some solace to your time there.
Ama umarım senin için yazdığım bu şiirsel dörtlükler orada geçirdiğin süreye biraz teselli olur.
I hear you and the lead for quite some time cooperation problems.
Torben, duyduğuma göre yönetimle aranda uzun süredir devam eden bir uyuşmazlık varmış.
If the tuition is paid for, you could finally stop and take some time off.
Eğer okul harcı ödenirse sonunda biraz da kendine zaman ayırabileceksin.
You've known that for quite some time, haven't you, Huck?
Bunu uzun zamandır biliyordun değil mi, Huck?
I have moved out of the White House to take some time for myself... while we work through this heartbreaking betrayal.
Kendime biraz zaman ayırmak için Beyaz Saray'dan ayrılmak zorunda kaldım... bu kalp kırıcı ihaneti atlatmak için.
All right. Well, luckily for you, I've got some spare time on my hands.
Tamam, şansına elimde boş vakitten bol şey yok.
I need to know if I need to put on some extra Kevlar, need to know if I need to call my daughter and say good-bye for the last time.
Bir çelik yelek giyip giymemem gerektiğini veya kızımı arayıp son kez veda edip etmemem gerektiğini bilmeliyim.
I've been trying to get in touch with you for quite some time.
Bir süredir seninle iletişim kurmaya çalışıyordum.
I have to meet my friends to shop for the prom, so if you guys are married by the time I get back, save me some cake.
Balo alışverişi için arkadaşlarımla buluşmalıyım olur da ben dönene kadar evlenirseniz pastadan biraz ayırın.
I think it's about time I had some fun for a change.
Değişiklik yapıp biraz eğlenmemin zamanı geldi diye düşünüyorum.
I mean, this whole time I have been holding on to the belief that there is some... explanation for why this is happening.
Bunca zamandır tüm bu olanların mantıklı bir açıklaması olduğuna inanarak dayanıyorum.
I'll surely get the stars for you. But that will take me some time.
Sana yıldızları mutlaka getireceğim, ama bu biraz zaman alacak.
You guys are going back to prison for some very serious time.
Bayağı ciddi bir süre için hapse geri dönüyorsunuz çocuklar.
Listen, you came over here to help me learn some new stuff, and just because it didn't have a happy ending doesn't mean I shouldn't pay you for your time.
Buraya gelip yeni şeyler öğrenmeme yardımcı oldun ama sonunun mutlu bitmemesi sana ödemeni yapmayacağım anlamına gelmez.
Probably some nomadic Arab, spends all his time in the desert looking for the goat that's gonna be his next wife.
Büyük ihtimalle, bir sonraki karısı olması için çölde keçi arayarak vakit geçiren göçebe bir Arap'tır.
Well, I can tell you that our company has wanted that parcel for quite some time.
Şana şu kadarını söyleyebilirim ki şirketimiz o arazi hissesini bir ara, epey bir istedi.
Not for long, but it's going to take some time to override her lock-out.
Çok uzun sürmez. Ama bağlantıyı tekrar kurmam için biraz zamana ihtiyacım var.
I have been integral to Mr. Thompson's organization for quite some time.
Uzun zamandır Bay Thompson'ın organizasyonuna dahilim.
The Hatter... he hasn't been in Wonderland for quite some time.
Şapkacı uzun zamandır Harikalar Diyarı'na uğramadı.
Um, they're bringing her out for a few minutes, but I didn't realize that they're running some tests, so I don't know if it's a good time
Biliyorum. Yine de dönmeyeceksin, öyle mi? Markete gitmiyoruz.
For quite some time, I've sought something extremely important, something more elusive than the greatest of all mysteries.
Çok uzun süredir oldukça önemli, tüm sırlardan daha muazzam ve anlaşılmaz bir şeyin peşindeyim.
I told your dad to call you... because I wanted some time for myself.
- Ne oldu? Kendime vakit ayırmak istediğim için babana seni çağırmasını ben söyledim.
Something that's made you doubt your perceptions for quite some time.
Uzun bir süre algılarından şüphe duymanı sağlayan bir şey.
I mean, last time we came into some money, he just wasted it on all those diamond pinkie rings for everybody.
Elimize para geçtiği son sefer tüm parayı serçe parmak pırlanta yüzüklerine harcamıştı.
for some time now 23
for some reason 579
for something 23
for some people 34
for some of us 24
for some 94
some time 40
some time ago 41
time 2517
times 1964
for some reason 579
for something 23
for some people 34
for some of us 24
for some 94
some time 40
some time ago 41
time 2517
times 1964
timer 243
timers 88
times square 22
time to die 52
time to go home 94
time flies 78
time is running out 68
time to wake up 54
time is money 74
time is of the essence 71
timers 88
times square 22
time to die 52
time to go home 94
time flies 78
time is running out 68
time to wake up 54
time is money 74
time is of the essence 71
time is up 41
time to go 627
time travel 83
time to sleep 29
times are tough 45
time to eat 55
time's up 595
time is 18
times are changing 28
time will tell 62
time to go 627
time travel 83
time to sleep 29
times are tough 45
time to eat 55
time's up 595
time is 18
times are changing 28
time will tell 62
times a week 28
times in a row 26
times before 18
time for bed 134
times change 49
times a day 121
times over 33
times three 18
times are hard 26
times in a row 26
times before 18
time for bed 134
times change 49
times a day 121
times over 33
times three 18
times are hard 26