Found her traduction Turc
11,482 traduction parallèle
Yeah, I wasn't here, but I heard her scream, so I came flying in and found her like this.
Evet, burada değildim ama kızın çığlık attığını duydum. Ben de hemen uçup buraya geldim ve onu bu hâlde buldum.
A man walking his dog found her.
- Köpeğini gezdiren bir adam bulmuş.
That's what the servants thought when they found her a few days ago, but it turns out she's recovering from self-inflicted wounds.
Hizmetçiler birkaç gün önce onu bulduklarında böyle düşünmüşler ancak sonrasında kasten açılan yara olduğunu öğrenmişler.
- Not according to him. Found her right where she is.
Nerede olduğunu bulmuş.
- Patrol came back six hours later, found her car right where she left it.
6 saat sonra devriye geri geldiğinde, arabasını bıraktığı yerde bulmuşlar.
- We found her body on the side of the road this morning.
Cesedini bu sabah yol kenarında bulduk.
- You've found her?
- Onu buldun mu?
That's nowhere near where they found her car, so if that's me on that tape...
Onun arabasına yakın bir yer bile değil. Yani eğer öyle bir görüntü varsa...
So, our chicken lady... Found her friend's chart.
Tavuk bayanın arkadaşının dosyasını buldum.
Uh, I found her.
- Onu ben buldum.
Agent Keen- - have you found her?
Ajan Keen'i buldunuz mu?
You just runnin'around lighting'things on fire like a little pyro kid who just found her first box of matches.
Öylece etrafta koşuşturup, aynen ilk kibrit kutusunu bulmuş ateş çocuk gibi ortalığı ateşe veriyorsun.
If we haven't found her, he won't.
Eğer biz onu bulamadıysak, oda bulmayacaktır.
There's no way she could have found her way back to the road.
Geri dönmesi imkansızdı.
Her landlady found her when she came by to collect overdue rent.
Ev sahibesi geç kalınmış kira parasını almaya gelirken onu böyle bulmuş.
Hopefully Charlie found her in time, but I'll know more once I open her up.
Charlie'nin onu zamanında bulduğunu ümit ediyorum ama hemen ameliyata almalıyım.
Uh, he came looking for his daughter after the bombing, and I just found her in the morgue.
Bombalamadan sonra kızını aramaya gelen bir adam var. Az önce kızını morgda buldum.
My... my daughter? Have you found her?
Kızımı buldunuz mu?
She almost had uremia but luckily, your father found her before it was too late and brought her to the hospital so she was able to avoid it.
Neredeyse üremi olacaktı ama şükür ki baban çok geç olmadan bulup hastaneye getirmiş. Bu yüzden ucuz kurtuldu.
Julian found out about it, and he beat her until the baby was no longer alive.
Julian bunu öğrendi, Bebek artık hayatta kadar ve onu dövdü.
Be more interesting if they found out after they killed her.
Onu öldürdükten sonra öğrenmiş olmaları daha ilginç olurdu.
As usual, you found a way to exploit a crisis and turn it into your own advantage.
Her zamanki gibi, bir krize neden oldun ve bunu kendi çıkarına dönüştürdün.
All right, keep digging. I will turn over every kilobyte till he is found.
- Bulana dek her kilobaytı tarayacağım.
I told her I went to law school, and she found out I didn't.
Ona Hukuk Fakültesi'ne gittiğimi söyledim ve o da gitmediğimi öğrendi.
And based on the cotton and nylon fibers I found around her wrists, I think they restrained her with her own underwear.
Bileklerinde bulduğum pamuk ve naylon ipliklere bakarsak da kendi iç çamaşırıyla bağlamışlar.
He found drugs in the vials where the victim did her little death experiment.
Maktulümüzün ölüm deneyi yaptığı yerde ilaç şişeleri bulmuş.
Okay, we found this picture of you and her.
Tamam, senin Sarah ile bir fotoğrafını bulduk.
Look, I'm not talking about some mineral that found a way in her tooth somehow.
Nasıl oluyor bilmiyorum ama dişinde bir takım mineral bulunmuş.
I hit her once'cause I found out she was cheating on me.
Kıza bir kere vurdum çünkü beni aldattığını öğrenmiştim.
We found it in her room.
Bunu kizin odasinda bulduk.
Was any of Shruti's blood found on her parents'clothes?
Ebeveynlerinin uzerinde Shruti'nin kani bulundu mu hic?
I'm guessing that she found it easier to lie than to watch her own child suffer.
Çocuğunun acı çektiğini görmektense yalan söylemek daha kolay gelmiş olmalı.
Well, in her stomach, I found cow's milk, penicillium, grape extract, ethanol, carbon dioxide- - or as most people call it, wine and cheese.
Midesinde inek sütü, penisilyum, üzüm özütü etanol, karbondioksit buldum. Daha yaygın kullanımıyla şarap ve peynir.
Found trace on her clothes.
Kıyafetlerinde iz buldum.
Just when this city needed her the most, she's nowhere to be found.
Bu şehrin en çok ihtiyacı olduğu anda hiçbir yerde bulunamıyor.
We found several recent photographs of a young woman at his place- - facial rec I.D.'d her as Laura Ioane, 30 years old, local.
Evinde genç bir kadına ait yakın zamanda çekilen birkaç fotoğraf bulduk. Yüz tanıma programı kadının kimliğini Laura Ioane olarak tespit etti. 30 yaşında, yerli.
I think you and Adrangi planned this together, but then some poor nurse found out, so he threw her out of a window.
Sen ve Adrangi bunu birlikte planladınız... Ama zavallı bir hemşire olanları öğrendi ve Adrangi de onu camdan dışarı attı.
Ever since Chavez found out you were a Grimm. I didn't tell her.
Chavez senin Grimm olduğunu öğrendiğinden bu yana.
The chipping on the left and right calcaneus bones lines up with the marks on the tissue I found on both heels.
Sol ve sağ kalkaneus kemiklerindeki çentikler her iki topuk dokusunda bulduğum izlerle örtüşüyor.
You were desperate, Mr. Dale. Lauren was dying, so you combed through the files at work till you found someone who was a match for her, then you killed him.
Lauren ölüyordu, siz de bir eşleşme buluncaya kadar iş yerindeki dosyaları taradınız ve onu öldürdünüz.
Oh, that's great! Well, if we can find the mortician who handled her funeral, looks like we've found our surgeon.
Kurbanın cenazesi ile ilgilenen cenazeciyi bulursak cerrahımızı da bulduk demektir.
Not every corpse that comes your way can be harvested for parts, so you went out and found your own fresh meat.
Sana gelen her cesetten organ hasat edemiyordun. Sen de kendi kurbanını aramaya çıktın.
Two nights ago authorities found the body of Paige Lincoln in her bathroom.
İki gece önce yetkililer Paige Lincoln'ün cesedini banyoda bulmuşlar.
She was found in a cheerleader outfit that according to her Amazon purchases, she bought.
Amazon siparişlerine göre kendi aldığı bir ponpon kız kostümüyle bulunmuş.
Uh, maybe her father found out about the relationship and told her she had to end it.
Tamam. Belki babası ilişkisini öğrenmiştir... -... ve ona bitirmesini söylemiştir.
She said her kid found it in some bushes up by Evergreen Manor?
Oğlunun Evergreen Manor'in dışında bir çalılıkta bulduğunu söyledi.
We found pantyhose on her closet floor, the same ones you wore on your head in the robbery.
Külotlu çorabı dolaptaki yerde bulduk soygun sırasında kullandığınla aynısı.
We actually found Wendy Barsetto, and she tells a very different story than her brother.
Aslında Wendy Barsetto'yu bulduk,... ama erkek kardeşinden çok farklı bir hikaye anlatıyor.
- I found a location. Some wannabe groupie just posted a picture of her and him at a party 20 minutes ago.
Bir fan grubu 20 dakika önce ikisinin olduğu bir partinin fotoğrafını yayınlamış.
Her body was found at your place, and you're at murder scenes before us.
Cesedi senin evinde bulundu. Olay mahalline bizden önce varmıştın.
Her eyewitness account is the only thing that places Caleb and Catherine at the murder scene, and since the police never found a gun, she's the strongest evidence that the D.A.'s got.
Kadının görgü tanıklığı Caleb ve Catherine'ı cinayet yerine bağlayan tek şey. Polis silahı da bulamadığı için savcılığın elindeki en güçlü kanıt bu.
here 35434
hermes 98
here we go 9033
hernandez 57
hermano 85
here you go 5858
heroes 83
hero 275
heroine 19
hers 94
hermes 98
here we go 9033
hernandez 57
hermano 85
here you go 5858
heroes 83
hero 275
heroine 19
hers 94
herring 17
here we go again 374
heroic 33
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
hermann 78
here we are 2264
here it is 2313
here we go again 374
heroic 33
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
hermann 78
here we are 2264
here it is 2313