Fried chicken traduction Turc
677 traduction parallèle
Valencia's photos... chocolate cake... fried chicken... Spaghetti with meatballs.
Valencia'nın fotoğrafları, çikolatalı pasta kızarmış tavuk, köfteli spagetti.
You can't be with that pile of Southern fried chicken.
O kızarmış güney tavuğuyla bir ilişkin olamaz.
How about some nice Southern fried chicken?
Kızarmış güney tavuğuna ne dersin?
- We have great fried chicken.
- Kızarmış tavuğumuz var.
I heard they got barbecue pork, roast beef, fried chicken, and all free too.
Mangalda domuz, biftek, kızarmış piliç varmış, hem de parasız.
And there's fried chicken, sweet potatoes, corn bread and apple cobbler.
Kızarmış tavuk, yerelması, mısır ekmeğime elma kompostosu var.
How is the fried chicken?
Kızarmış tavuk nasıl?
- Are we going to have fried chicken?
Kızarmış tavuk mu yiyeceğiz?
There was fried chicken, all right, and also pâté de foie-gras sandwiches, and a view.
Kızarmış piliç vardı. Ayrıca kaz ciğer ezmeli sandviçler.
The high priest of mumbo jumbo, Matthew Harrison Brady, has alternately been stuffing himself with fried chicken and belching platitudes since his arrival here two days ago.
Ayinin başrahibi Matthew Harrison Brady, burda olduğum iki günden beri atılan sözler ve kızarmış tavukla tıka basa karnını doyuruyor.
The young lady is about to become a Southern-fried chicken.
Bu genç hanım gerçek bir Amerikalı olmak üzere.
Three southern fried chicken. Baked potato on all of them.
Üç güney usulü kızarmış tavuk, hepsinde patates olsun
" Cold fried chicken in the meat keeper.
" Kızarmış soğuk piliç, et koruyucusunda.
- Fried chicken?
- Kızarmış tavuk mu?
I have two baked Virginia hams one huge turkey, fried chicken, cold sliced pork and plenty of barbecued spareribs, and all kinds of little knickknacks like, oh, pickled onions and olives and radishes.
İki tane Virginia usulü fırında domuz,.. ... devasa bir hindi, kızarmış tavuk, dilimlenmiş söğüş domuz,.. ... bir dolu mangal pirzola, bir sürü de garnitür olacak.
- We've got turkey beef, or fried chicken, and I have a Mexican one in the freezer.
- Hindi. Dana ya da kızarmış tavuk, dolapta meksika usulü tavuğum var.
Nothing like fried chicken while it's still hot and crispy.
Hala sıcak ve çıtır olan tavuk kızartması gibisi yoktur.
The latest opinion poll published today shows Labour ahead with 40 percent, the AA, second with 38 percent, and not surprisingly, Kentucky Fried Chicken running the Liberals a very close third.
Son kamuoyu yoklamasına göre İşçi Partisi % 40'la önde AA % 38'le ikinci ve Kentucky Fried Chicken Liberallerle birlikte üçüncü.
I could lay under you, eat fried chicken... and do a crossword puzzle at the same time.
Senin altında yatsam, bir yandan kızarmış tavuk yiyip... bir yandan da bulmaca çözebilirdim.
Yeah, so, we... We serve things like, uh, macaroni pad Thai, fried chicken satay.
Aslında şöyle yemekler satıyoruz, uh, Tai tarzı makarna, kızarmış tavuk çubukları.
I gave him some fried chicken.
Biraz kızarmış tavuk yapıp verdim.
I got this buddy he had the idea we'd open a string of whorehouses and advertise like fried chicken places.
Bu köylü bir genelevler zinciri açıp tavuk lokantaları gibi reklam yapmamızı öneriyor.
Maybe you could send your kid out and pick up some steaks fried chicken. Something like that.
Çocuğu gönderip biftek, tavuk falan gibi bir şeyler aldırabilir misiniz.
- Do you like fried chicken?
- Kızarmış piliç sever misin?
- Fried chicken?
- Kızarmış piliç mi?
- Got any fried chicken?
- haslanmis tavugunuz varmi?
Every Sunday night Diane would make us a fried chicken dinner and we'd sit on the porch and listen to the ball game.
Her pazar akşamı Diane bize kızarmış tavuklu bir yemek yapardı biz de sundurmada oturup beysbol maçını dinlerdik.
- Let's ask them at Kentucky Fried Chicken to make sure!
- Hadi emin olmak için KFC'ye soralım!
They don't serve fried chicken and watermelon in my mess hall!
Kantinde, siz kara kıçlılara göre... yemek yapmıyorlar!
A fried chicken dinner with mashed potatoes has 1,000 calories and 50 % fat.
Kızarmış tavuk ve kızarmış patates yemeği, 1000 kalori ve % 50 yağ içerir.
We can get fried chicken, cheeseburgers.
Kızarmış tavuk ve çizburger de yiyebiliriz.
We both can make her fried chicken.
Kızarmış tavuğunu yapmayı ikimiz de biliyoruz.
Another chicken to be fried.
Kavrulacak bir başka tavuk.
How do you like your chicken fried?
Tavuğunuz nasıl kızarsın istersiniz?
I said, how do you like your chicken fried?
Tavuğunuz nasıl kızarsın istersiniz, diye sormuştum.
Now, how do you like your chicken fried?
Peki tavuğunuz nasıl kızarsın?
Chicken fried, that's the only way.
Kızarmış pilicin, bu kadarı yeter.
I've got some very good chicken-fried steak out there.
çok lezzetli... kızarmış tavuk ve bifteğim var..
You ain't going to like this as much as you would that chicken-fried steak.
kızarmış tavuk yada biftek, yerine bunları yiyeceğinize eminmisiniz.
I chicken-fried him a steak last night about seven.
Dün akşam 7 civarlarında ona tavuk pişirmiştim.
I like chicken, fried.
Ben kızarmış tavuk severim.
I think I'll have the... chicken-fried steak with gravy.
Sanırım soslu kızarmış tavuk yiyeceğim.
Fried meatballs, beggar's chicken
Kızarmış köfte, Dilenci tavuğu
Anybody got chicken fried steak? Country gravy, hm?
Kimsede kızarmış tavuk, soslu biftek var mı?
You're talking about 15, 16 more if you include the the Maryland fried-chicken dinner.
15, 16 tane fazladan bahsediyorsun. Eğer Maryland kızarmış tavuğunuda eklersen.
Does that include the fried-chicken dinner?
Bunda kızarmış tavuk var mı?
Twenty-two deluxe sandwiches and the fried-chicken dinner!
22 özel sandviç ve kızarmış tavuk!
Frank's idea of a big night on the town is a chicken-fried steak at the truck stop cafe, a beer at Tulley's, and the late-night movies on TV.
Frank'in kasabadaki önemli bir gece fikri kamyoncuların kafede kızarmış tavuk eti, Tulley'de bir bira, ve TV'de geceyarısı filmleridir.
Chicken fried steak is good today.
Tavuk bifteği bugün çok güzel.
If this all boiled down to gravy, there's not enough for a chicken-fried steak.
Sos tamamen kullanıldıysa tavuğu kızartmak için hiç sos kalmamış demektir.
You gold-teeth, gold-chain-wearing, fried-chicken and biscuit-eating monkey, ape, baboon, big-thigh, fast-running, high-jumping, spear-chucking, 360-degree basketball-dunking, tizzun, spade, mulignan.
Seni altın dişli, altın kordonlu kızarmış tavukla ekmek yiyen maymun, şebek, şempanze. Koca k... çlı, hızlı koşan, yükseğe sıçrayan mızrak atan, 360 derece dönüp potaya smaç yapan aptal zenci köle.
chicken 601
chicken dinner 33
chickenshit 21
chicken little 20
chickens 83
chicken soup 23
chicken wings 18
chicken shit 22
fried 69
friedman 26
chicken dinner 33
chickenshit 21
chicken little 20
chickens 83
chicken soup 23
chicken wings 18
chicken shit 22
fried 69
friedman 26