Get a life traduction Turc
2,167 traduction parallèle
Tell them to get a life.
Söyle onlara beni rahat bıraksınlar.
Get a life.
Düş yakamdan.
My advice? Get a life. You work too hard.
Tavsiyem hayatını yaşa.
And fucking. ... And maybe start to get a life.
- bir hayat kurabiliriz.
Get a life, okay?
Hayatını yaşa artık.
- It's 10 : 30 p.m. Get a life.
Hayatını yaşa artık.
What a douche bag! Get a life! Get a...
- Hayattan biraz haberin olsun yahu.
If we could unite the power of our minds to create a symbol of faith in order to prolong his life the merit created might please the enemies of his past life clearing the path for his tormented soul, to get back to its body.
Onun yaşamını uzatma yolunda inanç göstergesi yaratmak için içimizdeki güçleri birleştirebilirsek yaratılmış fazilet geçmişindeki düşmanları kurban edebilir. Bedenini geri alması için, acı çekmiş ruhuna yol açabilir.
I'm in the darkest Third World hole I've ever been in in my entire life about a thousand hundred million miles from where I should be and the only way for me to get back there is for us to join forces.
Tüm hayatım boyuncaki en karanlık dönemlerinden birindeyim. Olmam gereken yerin çok uzağındayım. Geri dönüşümü gerçekleştirebilmem için güçlerimizi birleştirmemiz gerek.
I can't get a girlfriend to save my life.
Kız arkadaşımdan hayatımı kurtarmasını isteyemem.
I am gonna get to play a superhero in real life!
Gerçek hayatta bir süper-kahraman olacağım! Muhteşem!
Just know, if you get out now, it's not like you're gonna be able to live a normal life.
Bilgin olsun, eğer şimdi gidersen,... yine de normal bir hayat yaşayamayacaksın.
We have gone on an enormous journey to get where we are today, but when it comes to understanding the complexity of life, I think we still have a huge way to go.
Bugün geldiğimiz noktaya çok uzun bir yolculuk sonunda vardık ama hayatın karmaşıklığını anlamak söz konusu olduğunda daha alacak çok yolumuz var.
We get a new life.
Yeni bir hayata başlayacağız.
I did not spend my life hunting an elephant to get a job.
Bu kadar eziyeti iş sahibi olayım diye çekmedim.
You get to pretend to be a member and live the good life.
Sen de üyelerden biri gibi davranıp hayatını yaşayacaksın.
Every month, I get a list... of the great crap this low-life's buying with my money.
Her ay bu serserinin benim paramla aldığı pisliklerin listesi geliyor.
That's what you get for turnin'to a life of crime.
Suça bulaşırsan böyle olur.
Cos the Doctor showed me such a remarkable life, and when he went, it just took me a long while to get over it.
Çünkü Doktor bana olağanüstü bir hayat gösterdi ve gittiğinde bunu aşmam bayağı uzun zaman aldı.
What are you doing, huh? We rushed home early so we could get a few moments of peace before your mother gets here and makes my life a living...
Annen gelmeden önce biraz kafa dinlemek için erken gelelim ded- -
How is he supposed to get a job, live his life?
Geçinmek için nasıl bir iş bulacak?
As much as I'd love to count the ways he took a dump on my life for you, I really need to get going before the lack of natural light and air in here irreparably damages my circadian rhythm.
Her ne kadar babamın hayatımın içine sıçma şekillerini sana saymak istesem de buradaki doğal gün ışığı ve havanın eksikliği günlük ritmime geri dönüşümü olmayan bir zarar vermeden evvel buradan gitmem gerek.
You get caught with a couple of aces in your bra, - and you're banned for life.
Sütyeninde bir kaç as ile yakalanınca ömür boyu dışlanırsın.
- Yeah, it's kind of hard to believe in a higher power when you're on your knees begging for help for your nightmare of a life, and you get squat!
- Evet, hayatının en kötü anlarında dizlerinin üstüne çöküp dua ettiğinde ve eline geçen tek şeyin çömelmek olduğunu anladığında, büyük bir gücün varlığına inanmak zor oluyor.
My whole life, I wanted to get things on camera or in a picture.
Bütün hayatım boyunca film çekmeyi ya da fotoğraf çekmeyi istedim.
And if for some reason our glorious team does not get the death penalty, minimal you will get life and cops don't really do too good in prison and I'm gonna personally bring a bucket of sand to my friends in the joint just for you.
Bi şekilde bunun önemini de biliyoruz Polisler çoğu zaman ne olursa olsun pisliğe bulaşabilirler Farkındaysan
But later, the oxygen atmosphere that developed on Earth, basically from photosynthesis, allowed life to get a lot more complex.
Ancak sonradan atmosferde fotosentez yoluyla oluşan oksijen, yaşamın daha da komplike hale gelişmesine neden oldu.
Steve, be a man for once in your life and get rid of the spider.
Steve, hayatında bir kez olsun erkek gibi davranıp örümcekten kurtul.
If I just let that go, if I let them get away with it then what chance do I have at living a life of my own?
Ben eğer ben bunun böyle gitmesine izin verirsem, eğer öylece kurtulmalarına izin verirsem, Kendi normal hayatımı yaşamak için ne gibi bir şansım olabilir?
So if it's all the same, I really need to take a moment of reflection for a promising life cut short, and then get back to the people's work.
Eğer söyleyecekleriniz bundan ibaretse, bunu gelecek vaadeden bir bir hayatın kestirme yolu olarak düşünceğim ve sonrasında işlerime devam edeceğim.
A squirt gun filled with your toxic fat. She pulls the trigger and you get blown back into your miserable life.
İçinde toksin yağ bulunan bir su silahı eğer tetiği çekerse acınacak günlerine geri dönersin.
If you get shot, I'll spend the rest of my life pushing you around in a wheelchair feeling guilty.
Eğer vurulursan, hayatımın geri kalanını tekerlekli sandalyeni iterek geçirip suçluluk duyacağım.
I may not be able to give you the perfect life, but I want you to live in a house that makes you believe that one day you can get it.
Sana kusursuz hayatı sunamıyor olabilirim ama bir gün onu elde edeceğini düşündüğün bir evde yaşamanı istiyorum.
I'm gonna make one withdrawal to get a hockey fan his life savings back... And then I am gonna use these accounts to take down Damien Moreau...
Bir hokey hayranına birikimlerini iade etmek için bir kez para çekeceğim... sonra da bu hesapları Damien Moreau'yu alt etmek için kullanacağım.
I mean, in life, even being a good-looking person or an ugly one, in a way, you're better off being the ugly one, and you get to look at nice things.
Yani hayatta güzel mi olmalı çirkin mi olmalı... Yani çirkin olursanız her zaman güzel şeyler görürsünüz.
I knew what he wanted from his life, he was going to join Ml5. He couldn't get involved in this.
Hayattan ne beklediğini biliyordum, MI5'a katılacaktı, bu işe karışamazdı.
So, I mean, are you telling us that you went on The Boroughs just to get a social life?
Yani programa sadece sosyalleşmek için katıldığını mı söylüyorsun?
And he put a gun in his face, and he made him get on his knees And beg for his life. He said that he wanted
suratına bir silah dayadı ve diz çöktürüp hayatı için yalvarttı onu.
I get the feeling she doesn't have A lot of excitement in her life.
O yüzden bana sanki hayatında eğlenceli pek birşey yokmuş gibi geliyor.
My whole life, I've been told That if I didn't find a boy, Get married, save myself for my wedding night,
Hayatım boyunca bana eğer birini bulmazsam evlenmezsem, kendimi gerdek gecesine kadar tutmazsam hemen çocuk yapmazsam vesaire vesaire Tanrı'nın bana bakışı değişir diye söylediler.
This is what you get when your league champion is also a winner at life.
Lig şampiyonunuz, hayatta da şampiyon olunca, böyle oluyor işte.
He would get a good life without getting wet.
Onun ıslanmadan iyi bir hayatı oldun.
She starts a new life to get away from him.
Kadın ondan kaçmak için yeni bir hayata başlıyor.
And I'd reach a point in my life Where I'd just have to hurry up and get it over with.
Ve acele edip aradan çıkararak yapmış gibi olur diye endişe ediyordum.
But he owes it to himself to get out there and make a life.
Ama oradan çıkıp yeni bir hayat kurması gerekiyor.
I know we may not be able to get Hope the best things in life or even the second best things.
Umut'a hayatta en iyi şartları, hatta belki ikinci en iyi şartları sağlayamayabileceğimizi biliyorum.
How does someone like you Get pulled into a life like this?
Senin gibi birisi, arkadaşın gibi hayata veda ederse yazık olmaz mı?
When we get back, I'm quitting university. I want a normal life. And me.
- Biz fakülteye geri döndüğümüzde, ben bu bölümden ayrılacağım
You were saying your life isn't very glamorous, so I thought we'd go and get drinks at a place Jennifer Aniston might go to if she found $ 38 in one of her wife's old purses.
Hayatının yeterince gözalıcı olmadığını söylüyordun ya, düşündüm ki, biz de Jennifer Aniston'ın gidebileceği bir yerde yiyip içebiliriz. Tabi ki eğer o da karısının eski çantalarından birinde 38 dolar bulabilirse.
He said, "you find a woman, you marry her, " you get her pregnant, You spend the rest of your life taking care of her. "
Dedi ki : "Bir kadın bul, onunla evlen, onu... hamile bırak ve hayatının kalanını... onu koruyarak geçir."
What if we all get together and help each other and hire a new guy and then we all kill him but first we take out, like, a $ 100,000 life insurance policy?
Bir araya gelip ortaklaşa yeni birini işe alsak, sonra öldürsek ama öncesinde 100 bin dolarlık sigorta yaptırsak?
get away 981
get a room 162
get away from me 879
get a job 140
get a dog 22
get along 45
get a haircut 23
get a load of this 43
get a good night's sleep 36
get a hold of yourself 104
get a room 162
get away from me 879
get a job 140
get a dog 22
get along 45
get a haircut 23
get a load of this 43
get a good night's sleep 36
get a hold of yourself 104