English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ G ] / Get on the bus

Get on the bus traduction Turc

497 traduction parallèle
Get on the bus, Toro!
Evine git Toro!
I remembered the beginning... the times in Reading just seeing her get on the bus.
Onu otobüste görerek Reading'de geçirdiğim zamanları hatırladım.
- They saw us get on the bus.
- Bizi otobüse binerken görmüşler.
- Well, get on the bus.
- Tamam, otobüse bin.
- Hector, just get on the bus.
- Hector, bin şu otobüse.
Will members of the press please get on the bus.
Basın mensupları, lütfen otobüse bininiz.
- Let's get on the bus.
- Haydi otobüse binelim.
If we all get on the bus, we could show you the country club...
Eğer hepimiz otobüste olursak, halk klubünü gösterebiliriz.
- I just want you to get on the bus.
Otobüse binmeni istiyorum. - Hayır, hayır.
- Okay, now you guys, look, you... - What? - You better get on the bus, or...
- Otobüse binseniz iyi olur.
Let's get on the bus.
Hadi otobüse bin.
So why don't you just move along and get on the bus?
Haydi bakalım, geç ve otobüsüne bin.
You know, there's a strip search before you get on the bus.
Otobüse binmeden önce soyup üstümüzü arayacaklarmış.
What happens if I refuse to get on the bus?
Otobüse binmeyi reddedersem ne olur?
And he said to get on the bus.
O bize otobüse binmemizi söyledi.
I'll see you, I gotta get on the bus.
- Sonra görüşürüz.
Right. Come on. Let's get on the bus.
Doğru.Hadi.Otobüse binelim.
Let's bury this guy and get on the bus.
Şu adamı gömelim de gidelim artık.
So, your people won't actually see her get on the bus.
Yani otobüse bindiğini görmeyeceksiniz.
But I'm supposed to make sure you get on the bus.
Ama otobüse bindiğinden emin olmalıyım.
Tomorrow morning, come here, open up the box... and I'll get on the bus all by myself.
Yarın sabah, buraya geleceğim, kasayı açacağım... ve kendi başıma otobüse bineceğim.
If she ain't, you get on the bus and go back to Byfleet.
Eğer evde yoksa, otobüse bin ve Byfleet'e dön.
- Get on the bus, Dancing Homer!
- Otobüse bin Danscı Homer! - Kapar mısın çeneni?
- Get on the bus!
Otobüse binin!
Get back over and get on the bus.
Dışarı çık ve hemen otobüse bin.
Can you get me to the bus station on the American side?
Beni Amerikan tarafındaki otobüs terminaline götürebilir misiniz?
How else was I gonna get her on the bus?
Onu otobüse başka nasıl sokacaktım ki?
I'd like to see you get that on the Lexington Avenue bus.
Seni onunla birlikte Lexington Caddesi otobüsünde görmeyi çok isterim.
Alfredo, you get on the bus.
Alfrè, sen posta arabası ile git.
- Let's get back in the bus, come on.
- Haydi çocuklar otobüse geri dönün!
Get those wounded on the bus!
Makas.
- I can't get these kids on the bus. - Okay.
- Bu çocukları otobüse bindiremiyorum!
I figured after one whole year of being shit on, I'd get hit by a bus or something and never get a chance to shit on the next bunch.
Bir tam yıldan sonra ağzıma sıçılacağını düşünüyordum... bir otobüsün falan çarpacağını... ve sonraki grubun ağzına sıçma şansımın hiç olmayacağını.
Just get on the first boat or bus and leave.
İlk gemi veya otobüse atlayıp gidin
We get here on time, we meet the real bus.
Zamanında gidemezsek, gerçek otobüste burada olacak.
You gotta get back on the bus.
O otobüse binmelisin.
All you have to do is go to 57th Street, change buses and get on the No. 30 bus.
57. caddede inip 30 numaralı otobüse binersiniz, olur biter.
Let's get him on the bus.
O'nu otobüse bindirelim.
- What the hell's goin'on? - I gotta get these guys on the bus!
- Çocukları otobüse bindireceğim..
I just want to get on that bus, and tilt the seat back... and fall asleep, and wake up in California.
Sadece şu otobüse binmek, koltuğu arkaya doğru eğmek... ve Kaliforniya'ya varana kadar uyumak istiyorum.
To get on a bus and ride for six or seven hours just to beat the shit out of someone you hardly ever see.
Hemen hemen hiç görmediğiniz birinin ağzını burnunu kırmak için otobüse binip altı yedi saat yol gidiyorsunuz.
Who the hell is in that bus? Get on.
Bu otobüsü kim kullanıyor?
I want a name right now, or you can get on the next bus back to Minneapolis.
Hemen şimdi bir isim istiyorum ya da gelecek otobüsle Minneapolis'e dönebilirsin.
And we'll get our own tour bus with "The Commitments" painted on the side.
Bizim tur otobüsünün yan tarafına "The Commitments" diye yazdıracağız.
Get caught on the wrong side of a bus?
Otobüse tersten binmiş gibisin.
Let's get you on the bus, young man.
Hadi seni otobüse bindirelim. Genç adam.
Baby steps get on the bus.
Bebek adımları otobüste...
You just get on the next bus, okay?
Sen bir sonraki otobüse bin.
Get the old bus on the road.
- Hiçbir şeyi dert etme..
We were on the bus two hours to get here.
Buraya gelmek için iki saat otobüs yolculuğu çektik.
I get along with everybody on the bus, but when it comes to marriage, we should marry within our own.
Sorun ne? Beni tanırsın. Otobüse binen herkesle iyi anlaşırım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]