English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ G ] / Get on the floor

Get on the floor traduction Turc

836 traduction parallèle
Angel, get on the floor!
Meleğim, yere yat!
We better get on the floor.
Aşağı inelim en iyisi.
- How did all that junk get on the floor?
- Bütün bu çer çöp, yerde ne arıyor?
Get on the floor.
Yere yatın.
You all get on the floor, fast.
Hepiniz yere yatın.
We're coming into a town, better get on the floor.
Şehre giriyoruz, en iyisi yere yat.
- Get on the floor, you son of a bitch!
- Yere yat dedim orospu çocuğu!
Get on the floor.
- Eğil.
Get on the floor.
Eğil. - Ne?
We'd get on the floor and really start to smoke, cutting in on each other, and these girls would stop whatever they were doing, and look.
Piste çıkıp gerçekten ter dökerdik ve durmadan eş değiştirirdik. Kızlar yaptıkları şeyi bırakıp bize bakarlardı.
You get the dining room, then get on the floor!
Yemek odasına git sonra yere yat!
Move back. Get on the floor.
Geri çekilin.
I can hardly wait to get it on the floor so as I can walk on it.
Ünlülerin evlerine falan gideriz? - Tamam, bana uyar. - Tamamdır.
- Leopold, get down on the floor.
- Leopold yere yat.
Get over there on the floor.
Geç şöyle yere otur.
Put boys on every floor, and get a man up on the roof.
Her kata birini koy, çatıya bir adam gönder.
I can get the bullet out, but not here on the floor.
Kurşunu çıkarabilirim ama burada yerde değil.
She told me that when you were a boy and didn't get your own way, you'd lie on the floor and kick, and get red in the face.
Bana dedi ki, sen küçük bir çocukken, istediğini alamadığında yüzü kızarmış halde yere yatıp, tekmeler savuruyormuşsun.
Come on, get them up! And drop this fellow on the floor?
Niye kimse adama bir doktor çağırmıyor?
An opportunity for a guy like me to get in on the ground floor.
Benim gibi biri için ilerleme fırsatı.
Right, get your clothes off, all of you. Put them on the floor. Come on, move!
Tamam, hepiniz elbiselerinizi çıkarın ve yere koyun, çabuk!
I don't know any better place to get to know a lovely lady than on the dance floor.
Bir bayanla tanışmak için dans pistinden daha iyi bir yer olamaz.
If they get you on the floor, watch out for your brisket.
Seni yere yatırırlarsa göğsüne dikkat et.
I get off at the first floor. You stay on.
Ben birinci katta iniyorum, sen devam et.
- Get back on the floor!
- Yere yat!
So the thing to do is to get some cloth And some bits of old paper Put it down on the floor and shoot everybody.
Yapılacak şey, biraz bez ve eski gazete parçaları almak yere sermek ve herkesi vurmaktır.
When you're finished... you can put the pan on the floor beside you... but don't get out of the bed again.
İşini bitirdiğinde... lazımlığı yatağın yanına bırakabilirsin. Sakın tekrar yataktan çıkma.
I mean, you tell him you are the queen of the giant Kluck-luks from Inner Siberia and he starts dripping in his pants, and the only way he's gonna get it off is to have you crawl around the floor, talk bad to you, spit on you, things like that.
Yani, ona iç Sibirya'daki dev soluk benizlilerin kraliçesi olduğunu söyle, pantolonunu ıslatmaya başlar ve seni yerde süründürüp, sana kötü sözler söylemeden, tükürmeden falan tatmin olmaz.
Get down on the floor where you belong, you no-good, dirty, nigger bitch.
Yere yat, ait olduğun yere, seni işe yaramaz, pis, zenci fahişe!
You've angered me... I knock you down on the floor... and you get impaled on a spike... sticking up out of the floor.
Beni kızdırdın... seni yere devirdim... ve sen, döşemedenı fırlamış... bir çivinin üstüne düştün.
Better get ready. Kappy, pull out the floor plans on 82.
Kappy, 82'nin kat planlarını çıkar.
Get the green window 14 on the first floor, staircase F, corridor T.
Mavi vezneye gidin vezne 14, 1. kat, merdiven F, koridor T.
You're not gonna get this space if it means I have to die on the floor!
Burada ölüp giderim de burasını vermem size!
- Get down on the goddamn floor!
- Lanet yere yatın!
Get down on the goddamn floor!
Lanet yere yat!
Get back. Get down on the floor!
Geri çekilin, yere yatın!
Get down on the floor.
Yere yatın.
- I have to get back on the floor!
- Kata geri dönmek zorundayım.
Mr. Garrett... I gotta get back on the floor.
Bay Garrett... kata dönmek zorundayım.
Or if Chiquita would suddenly get a little tension in her neck... well, he'd immediately have her down on the floor, he'd be walking up and down on her back... doing these unbelievable massages, you know.
Veya Chiquita'nın boynu birden gerilecek olursa onu hemen yere yatırıyor, sırtında aşağı yukarı yürüyordu müthiş masaj yapıyordu, biliyor musun?
Rick, get on the floor.
Rick, yerde.
- Get down on the floor.
- Yere yatın.
I had the chance to get in on the ground floor... with the hot pretzel thing.
Tabii ki sıcak çubuk kraker işine... baştan giriş şansım vardı.
See, I designed it... with three bedrooms on the second floor and one downstairs, so you don ´ t have to get tired walking up and down stairs.
Öyle bir tasarladım ki ikinci katta üç ve zemin katta da bir yatak odası var böylece merdiven çıkıp inmek zorunda kalarak yorulmayacaksın.
Tell you what. You be good, you might even get me out on the dance floor.
Her şey yolunda giderse, buradan sonra dansa bile gidebiliriz.
When something falls on the floor before I get it, I have to think about it for a moment.
Ben yakalayamadan bir şeyler yere düşerse, bir dakika düşünürüm.
Laying on the floor. Did you get all that?
Anladın mı?
I can't get excited unless I see you get on your hands and knees and crawl across the floor.
Ellerini ve dizlerinin üzerinde yerde seni görmedikçe heyecanlanamıyorum.
Get down on the floor.
Yere yat.
Get up to the sixteenth floor.
On altıya çıkalım.
Let's get down on the floor and get pumped.
Hadi yere yatıp çalışalım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]