Hands on the wheel traduction Turc
251 traduction parallèle
Keep both hands on the wheel.
Sen ellerini direksiyondan ayırma.
Both hands on the wheel!
İki elini de direksiyona koy.
Put your little hands on the wheel. That's it.
Elini üstüne koy.
Keep your hands on the wheel and your eyes on the road.
Ellerin direksiyonda, gözün de yolda olsun.
Put both hands on the wheel.
İki elinle dümeni tut.
That way you got both hands on the wheel at all times.
Böylece ellerin daima direksiyonun üzerinde kalır.
Get your hands on the wheel.
Ellerini direksiyona koy! Biliyorum.
Put your hands on the wheel.
Ellerini dümenin üstüne koy.
Put your hands on the wheel so you don't fall down.
Ellerini dümene koy ki düşmeyesin.
- Will you put two hands on the wheel.
- Direksiyonu bırakma.
- I got two hands on the wheel!
- Bırakmadım!
- Just keep your hands on the wheel!
- Ellerini direksiyondan ayırma!
Hands on the wheel, darling.
Ellerin direksiyonda kalsın, sevgilim.
Hands on the wheel!
Ellerini direksiyondan ayırma!
Put your hands on the wheel!
Ellerini direksiyona koy!
Keep your hands on the wheel.
Ellerini dümenden ayırma.
Veda, keep your hands on the wheel.
Vada, direksiyonu sıkıca tut.
Put your hands on the wheel.
Ellerini direksiyona koy.
- Keep both hands on the wheel!
- Dümeni iki elle tut.
I said, stay in the goddamn car. Hands on the wheel, eyes straight ahead.
Eller direksiyonda, gözler düz ileriye.
And put your hands on the wheel where I can see them.
Ve ellerini direksiyonun üzerine, onları görebileceğim bir yere koy.
Put your hands on the wheel right up here.
Ellerini direksiyonun üstüne koy.
Whatever you do, keep your hands on the wheel at all times!
Ne yaparsan yap, ellerin hep direksiyonda olsun!
Both your hands on the wheel. Thank you.
Her ikisini de.
Please keep your hands on the wheel.
Ellerinizi direksiyondan kaldırmayın.
- Put your hands on the wheel, please.
- Ellerini direksiyona koy lütfen.
And both hands on the wheel.
İki elinde direksiyonda olmalı.
Both hands on the wheel, Eric.
İki elinde direksiyonda olsun, Eric.
No, put your hands on the wheel!
- Hayır, ellerini direksiyona koy!
Put your hands on the wheel!
Ellerini direksiyona koy.
Hands on the wheel!
- Hayır, ellerini direksiyona koy!
Put your hands on the wheel!
- Hayır, ellerini direksiyona koy!
Shouldn't you be keeping your hands on the wheel?
Ellerin direksiyonda olmaz zorunda değil mi?
Alls I know is you keep your 2 eyes on your own paper and both hands on the wheel.
Bildigim tek sey, yapman gereken hayata iki elle simsiki sarilman.
Give Pinky the piece. Put your hands on the wheel.
Ellerini direksiyona koy ve orada tut.
I'd talk to you with my finger, but I like both hands on the wheel.
Parmağımla konuşacaktım ama araba sürerken iki elimin direksiyonda olmasını seviyorum.
Your hands sweat a little on the wheel.
Direksiyon tutan ellerin biraz terliyor.
Put your hands up on the wheel.
Ellerini direksiyona koy.
Put your hands up on the wheel!
Ellerini direksiyona koy!
The correct position of the hands in the steering wheel is two ás less ten, is not it?
Elin direksiyondaki en uygun pozisyonu ikiye on kaladır, değil mi?
Put your hands on the steering wheel!
Ellerini direksiyona koy!
Now, I really apologize, but would you put your hands on the steering wheel?
Çok üzgünüm ama ellerinizi direksiyona koyar mısınız?
We drop the car into gear, wedge her foot down on the accelerator, clamp her hands on the steering wheel, and send her on her way.
Sonra arabayı vitese takıp ayağını gaz pedalına sıkıştırıp ellerini direksiyona yapıştırıp yoluna göndereceğiz.
Put your hands on the steering wheel right now and keep your hands up!
Ellerini direksiyonun üzerine koy ve kaldır!
Sir, put your hands on the steering wheel where I can see'em.
Efendim, ellerinizi görebileceğim şekilde direksiyona koyun.
So I'm sure I can rely on you to put your hands to the pump your shoulders to the wheel and uh... so on. Thank you.
Yani, eminim, size ellerinizi pompaya... omuzlarınızı da dümene koymanız vs... konusunda güvenebilirim.
- and we're on it started with a little piece of clay I sat behind her at her potter's wheel as it spun and spun the wheel is turning faster and faster, our hands working as one, clay flying everywhere
Yâni bir tıp öğrencisi değil. Doktor da, hemşire de değil. Peki ne bu?
Put your hands back on the wheel!
Elimi direksiyondan çekiyorum!
Put your hands back on the wheel, YuIaw.
Ellerini direksiyonun arkasına koy, Yulaw.
Nina, put your hands on the steering wheel!
Nina, ellerini direksiyona koy!
The wheel just sh... shook right out of my hands.
Teker sadece... Sağ ön teker sarsmaya başladı.
hands on your head 187
hands on your heads 24
hands on the wall 18
hands on the table 23
hands on the car 22
the wheel 30
handsome 790
hands 577
handsome man 22
hands off 293
hands on your heads 24
hands on the wall 18
hands on the table 23
hands on the car 22
the wheel 30
handsome 790
hands 577
handsome man 22
hands off 293