English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ H ] / He'll understand

He'll understand traduction Turc

508 traduction parallèle
Whether he'll be able to be understand and be considerate of her decision... is something that I'm not sure he'll be able to do.
Tae Yang'ın aldığı kararı anlayıp, dikkate alacak ya da kabul edecek mi bilmiyorum.
I can't commute his sentence because of our feeling for him, the fact that we both love him, the fact that I'll never understand why he killed Snow, if he did.
Kişisel hislerimizden dolayı bu cezayı hafifletemem. Sevdiğimiz adam olmasından, ya da Snow'u niçin öldürdüğünü anlamadığım adam için bile. Eğer o yaptıysa.
He'll understand.
Anlayacaktır.
He says you'll understand.
Bunu anlayacağınızı söyledi.
He'll understand.
O anlar.
He'll understand.
anlıyacaktır.
- I think he'll be able to understand you.
- Seni anlayabileceğini düşünüyorum.
He'll understand.
O bizi anlayacaktır.
But he'll never be able to go back and do the kind of work... you know, darling I don't think I understand what kind of work he was doing.
Fakat asla geri dönemeyecek ve oradaki gibi çalış.. Biliyorsun, canım aslında tam olarak ne iş yaptığını pek anlayamadım.
To my dying day, I'll never understand Willi. Or what he did.
Ölene kadar, ne Willy'yi ne de yaptıklarını anlamayacağım.
Maybe he'll understand.
- Belki anlayacaktır.
He'll understand that.
- Hayır efendim, bunu anlayacaktır.
He'll never understand.
Hiç anlamayacak beni.
The way I understand it, he'll be all right if we keep him moving.
Bildiğim kadarıyla, onu hareket ettirirsek bir şeyi kalmaz.
He'll certainly understand.
Kesinlikle anlayış gösterecektir.
Once he's out of jail... he'll fish again and we'll be back in business, understand?
Serbest kalırsa onu balığa yollayabiliriz ki bu bizim için iş demektir.
Find something he'll understand.
Anlayacağı bir şeyler bul.
He'll never understand the problems of an artist.
Bir sanatçının sorunlarını asla anlayamaz.
He'll never understand how you feel.
Seni hiç anlamıyor.
You must understand the rules- - what he'll stand for and what he won't.
Kuralları iyi kavramalısınız. Kocam neye göz yumar, neye göz yummaz.
So he'll understand!
Anlar o zaman.
I'm sure you'll understand if he doesn't seem to share your happiness.
Eminimki beni anlayacaksın... belki o senin mutluluğunu paylaşır gibi görünmeyecek.
He'll understand that.
Bunu anlayacaktır.
Well, he'll just have to understand that the first year's business... is always a matter of ups and downs.
Bir işin ilk yılında iniş çıkışlar olacağını... anlamak zorunda.
He'll understand, Amelie, he won't discharge me.
Durumu anlayacaktır Amelie, beni işten atmaz.
I asked Ralph to come in so that I could explain the situation to him... so he'll understand when you leave here.
Ralph'e içeri girmesini söyledim, durumu ona açıklayabileyim diye. Sen bedeninden gittiğinde o durumunu görüp, anlayacak.
But he'll understand.
Ama anlayacaktır.
One day, he'll understand.
anlayacaktır.
If she's half the woman he thinks she is, she'll understand and forgive him.
Gerçekten sandığı gibi bir kadınsa, onu anlayıp affedecektir.
Then I'll be very useful. He doesn't understand English.
O halde çok yararlı olacağım.
The day you understand that you love Marcello more than he does you'll be happy.
Marcello'yu ondan daha çok sevdiğinizi anladığınız gün mutlu olacaksınız.
He'll learn to understand me.
Beni anlamayı da öğrenecektir.
He'll understand you all right.
Elbette seni anlayacaktır.
Of course, he'll never understand anyone turning him down.
Tabii ki o herhangi birinin kendisini reddedebileceğini anlayamayacak.
He'll come back and you'll understand.
Sen yaşIı bir gevezesin.
But he'll never understand that.
O ise hiçbir zaman anlayamayacak bunu.
Here, sign this proclamation stating that you understand if one neglects his duties at the station he'll be in for it for at least ten years, also for life or the death penalty.
İşte, eğer biri istasyondaki görevini ihmal ederse en az on yıl ya da ömür boyu hapis veya idam cezasına çarptırılacağını bildiren belgeyi imzala.
- He'll understand. I'll get him.
Gidip haber vereyim.
He'll have more casualty lists than he knows what to do with if he doesn't get in here and talk to me. Don't you understand?
Benimle konuşmadığı taktirde, daha çok kayıp listesi olacak.
If we explain our true motive, he'll surely understand.
Gerçek niyetimizi izah edersek kesinlikle anlayacaktır.
And when the crew sees and hears him, they'll understand that he is not their friend. - And they won't follow him.
Ve mürettebat onu görüp duyduğunda, onların arkadaşı olmadığını anlayacaklar, onu izlemeyecekler.
All right, now, he'll say "yes," or "I understand, Mr. V."
Pekala, burada "evet," veya "Anlaşıldı, Bay V" der.
Say "All right." He'll understand.
Tamamdır, de. Anlayacaktır.
No, when he knows what happened he'll understand.
Hayır, hiç sanmıyorum. Ne olduğunu anlarsa affeder. Ve her şey eskisi gibi olur.
He'll understand, believe me.
Anlayacaktır, inan bana.
If he doesn't understand God, then he'll simply have to have faith!
Tanrı'yı anlayamıyorsa, demek ki basit anlamda kesinlikle inanç sahibi.
I'll never understand how he could do what he did to her.
Bunu ona nasıl yapabildiğini anlamış değilim.
Don't worry, he'll understand.
Endişelenme. Anlayacaktır.
The Admiral's a decent man, he'll understand.
Amiral mantıklı bir adam, durumu anlar.
He'll understand it well enough.
Artık nasıl bir insan olduğunuzu biliyor...
Why he was chosen over me I'll never understand.
Neden benim yerime o seçildi hiç anlamıyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]