He is my son traduction Turc
629 traduction parallèle
I am 1 8 years old. And he is my son...
18 yaşındayım ve o benim oğlum.
He is my son.
O benim oğlum.
My God, he is my son, not hers.
Tanrım, o benim oğlum, onun değil.
He is my son.
Benim oğlum.
But he is my son. After all these years, can't I ask for this?
Bunca yıldan sonra, ne de olsa o benim oğlum.
Well, if he is my son, he'll be worth it.
Eğer benim oğlumsa, verdiğin paraya değecektir.
He is my son.
Bu benim oğlum.
He is my son too! Don't try to tell me that you care about him all that much, He didn't stop you from breaking us up.
Ona fazla bağlı değilsin olsaydın bizi bu hale getirmezdin.
He is my son all the same.
Yani benim oğlum.
I have no doubt that your King would like to know of our arrival. The King is not here.
* We have traveled a long way, * and my poor son is hungry and he is thirsty.
He is the only son of my sister, and the future husband of my daughter, he is my heir and the last one to carry our name "
"O benim kız kardeşimin tek oğlu, kızımın müstakbel kocası, benim varisim ve ailemizin ismini devam ettirecek olan son kişi."
You see, my son is as dear to me as he possibly can be to you.
Oğlum benim için en az sizin için olduğu kadar değerli.
My son he is! Silly boy!
Ah oğlum benim.
Master Peter, now grown to full estate and dignity as son of the house, and looking every inch the grand fellow he is, in one of my own collars,
Efendi Peter, bu evin bir oğlu olarak şerefle büyüdü ve her dost onun gibi birini arar...
- My son, where is he?
- Oğlum nerede?
Is he my brother, or my son?
Ağabeyim mi, yoksa oğlum mu?
I no longer dream of winning back my throne. But my son shall sit on it someday if he's as good as I think he is and time alone will tell that.
Taht benim artık umrumda değil, ama oğlum benim düşündüğüm kadar iyi oldugunu kanıtlamak zorunda.
- He has. This is Alex Burke, son of my old friend.
Bu, Alex Burke, eski bir arkadaşımın oğlu.
Anyhow, he is the son of my eldest sister.
Neyse, en büyük kız kardeşimin oğlu.
Can you assure me, Commander Montagu... as an officer and a gentleman... that this thing you are going to do is good... and worthy ofhim... that if I agree to your request... my son's body will be treated decently and with respect... and that finally he will have Christian burial?
Binbaşı Montagu, ona her ne yapacaksanız bunun iyi ve ona layık bir şey olacağına, bir subay ve bir centilmen sözü verebilir misiniz. İsteğinizi kabul edersem oğlumun bedenine nezaket ve saygıyla davranılacağına, Hıristiyan töreniyle gömüleceğine söz verebilir misiniz?
That is what he is, my son.
Olduğu şey bu, oğlum.
My son is where he belongs.
Oğlum ait olduğu yerde bulunuyor.
He also is my son.
O da benim oğlum.
This is my accountant, he is son of my wet-nurse.
Benim muhasebecim bir Protestandır.
Now he says my son is not here.
Ama bana oğlun yok diyor.
Well, my money is as good as his money and I love my son as much as he loves his son.
Benim param da onunki kadar kiymetli ve ben de oglumu onun oglunu sevdigi kadar çok seviyorum.
- But the man cub is- - Well, he's like my own son.
Ama insan yavrusu... Şey, o benim öz oğlum sayılır.
For three months, he asked me to share my house and my wife against his wife and his wretched farm because it is the revolution!
Son üç aydır bana değişimden söz ediyor. Evimi, karımı ve bu değişim sonucunda kendi karısını kabul etmemi istiyor. Evi acınası durumda ve devrimci olduğu için buna hakkı olduğunu söylüyor!
And that is my son when he was seven years old.
Bu da oğlum, yedi yaşındaki hali.
My son is coming tomorrow, he'll pay you up.
Yarın oğlum geliyor. O sana öder.
Tomorrow my son is coming, and he'll pay you up for everything.
Yarın oğlum gelecek ve sana tüm borçları ödeyecek.
As far as that Indian boy is concerned, his father was Bold Eagle, one of the bravest warriors that ever rode a horse. And on top of that, he's my adopted son, and I haven't done this much explaining in years.
- Kızılderili Çocuğa gelince, babası Cesur Kartal'dı ülkenin gördüğü en cesur savaşçılardan biri dahası o benim manevi oğlum ve bir yıldır hiçbir yerde bu kadar çok açıklama yapmadım.
How's my son doing? Is he behaving?
Oğlumun dersleri nasıl?
You've gotta explain to my son how wrong he is.
Oğluma hatalı olduğunu açıklamalısın.
- Is this my uncle? - Yes he is son.
- O emmim mi?
And the moment the last of my boys is dead, you'll know he rules in Rome.
Son oğlum da öldüğü anda Roma'yı kimin yönettiğini öğreneceksin.
Mind you, that's her business, but... when it comes to dosing it down the boy's throat, he's my son as well as hers.
Aslında, bu kendisini ilgilendirir fakat... iş bunu Alan'ın damarlarına zerketmeye gelince, o karımın olduğu kadar benim de çocuğum.
I've examined your father and I must tell you, in my professional capacity he is deeply disturbed.
Babanızı muayene ettim ve eğer fikrimi sorarsanız..... kendisi son derece rahatsız.
Son, from what I've heard, the biggest thing about the Bandit is his ego, and I figure that plus a lot of my dollars, and he'll try anything, legal or not.
Duyduğuma göre evlat, bir haydudun en önemli şeyi egosudur, ve şunu anladım ki, benim bir kaç dolarım ile o her şeyi yapar.
In my initial interview of Asano, he conducted himself in a gentle manner, leading me to believe that he is not insane.
Asano ile ilk görüşmemde, son derece terbiyeli davrandı, onun bir çılgın olmadığına inanıyorum.
I'm goddamn upset! My son ran away, and i don't know where he is!
Oğlum çekip gitti ve bu akşam nerede bilmiyorum.
Please tell his Lordship I have no desire or need to ingratiate myself. He is my husband's father and my son's grandfather.
Lütfen lorda söyleyin kabul edilmeye ne niyetim ne de ihtiyacım var... O Eşimin babası ve oğlumun dedesi ve ona, kapıcısına gösterdiğim ilgiyi gösteririm
My name is Aloysious Christopher Parker and, if I ever have a son, he'll be Charles Christopher Parker.
"Benim adım, Aloysious Christopher Parker..." "... ve bir gün bir oğlum olursa adı Charles Christopher Parker olacak. "
Give me back my son - and I will lead you to the Christ child. - Where is he?
Oğlumu bana geri ver... seni Mesih çocuğa götüreceğim.
The one in the coffin... is the one who betrayed Wen... and he also happens to be my only son.
Wen'i ispiyonlayan kişidir ve ayrıca benim tek oğlumdu
My son is upstairs... and he hasn't been happy to see us lately.
Oğlum yukarda... ve son zamanlarda çok mutsuz görünüyor.
He is Riza, he killed my son years ago Whereever he goes, he brings evil and murder with him You have to find him
Yıllar önce oğlumu öldürdü. Onun olduğu her yerde kötülük vardır. İşte gene ölenler, onun görünmesiyle cinayetler başladı.
Mr. Smith, because my son is good at football he has opportunities that otherwise would not be his.
Bay Smith, oğlum iyi bir futbolcu olduğu için, bazı ayrıcalıkları var, ve eğer futbolcu olmasaydı, bunlar olmazdı. Farkındayız.
He's my mother's brother, who moved to California, and my mother is your father's sister, and you're my mother's brother's son.
O annemin kardeşi olur, California'ya taşınmıştı, annem ise babanın kız kardeşidir. Sen ise annemin kardeşinin oğlusun.
My son, where is he?
Oğlum... oğlum nerede?
My son is a lawyer, but it's like he wasn't one.
- Oğlum bir avukat, ama eskiden değildi.
he is alive 57
he is mine 25
he is my brother 37
he is so cute 33
he is a doctor 16
he is my friend 35
he isn't 329
he is fine 24
he is 2605
he is not 130
he is mine 25
he is my brother 37
he is so cute 33
he is a doctor 16
he is my friend 35
he isn't 329
he is fine 24
he is 2605
he is not 130
he is lying 27
he is gone 57
he is handsome 23
he is a 27
he is here 120
he is dead 154
he is cute 35
he is my husband 34
he is sick 32
he is gay 17
he is gone 57
he is handsome 23
he is a 27
he is here 120
he is dead 154
he is cute 35
he is my husband 34
he is sick 32
he is gay 17