English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ H ] / He was a

He was a traduction Turc

62,193 traduction parallèle
You killed my father because he was a name on a list.
Babamı sırf listende bir isim olduğu için öldürdün.
Step away. Don't worry. He was a bomb defuser in a past life.
Merak etme, geçmiş hayatında bomba imha uzmanıydı.
He was a councilman in the Glades back in'02.
2002'de Glades'te belediye meclis üyesiymiş.
I mean, he helped Merlyn start the Undertaking. I've never deluded myself into thinking that he was a Saint but to take a man's life, cover it up, it- - it's like I didn't know him at all. I...
Merlyn'e Girişim'e başlama konusunda yardımcı oldu.
I mean, what if he was a wanted man?
Ya aranan bir kişi ise?
Do you think there's a chance that he was a client when you worked as a prostitute?
Hayat kadını olarak çalıştığınız dönemde müşteriniz olma olasılığı var mı sizce?
Er... well, from when he was about seven till when the teacher left... about a year later.
Şey, sanırım yedi yaşında falanmış öğretmen gidene kadar bir yıl sürmüş.
In fact, if he was abused as a kid, it makes it almost worse.
Hele de çocukken taciz edildiyse bu yaptığı daha da fena.
She thought he was a potential target.
Olası bir hedef olduğunu düşünüyordu.
Well, Colin was a lively lad, you know, when he was a little boy.
Colin küçükken hayat dolu bir çocuktu.
He was a representation of the horrific fear that comes with war.
Savaşla birlikte gelen tarifsiz korkunun sembolüydü.
He was a good man.
O iyi bir adamdı.
He was a pain-in-the-ass, suicidal ex-cop, who got the job done.
O, başın ağrıyor, intihar eden eski bir polisti. Işi bitirmiştir.
You think he was a good king?
Sence o da iyi bir kral mıydı?
He was a useless, old coward, but the Freys supported us.
İşe yaramaz, korkak bir ihtiyardı ama Freyler bizi destekledi.
He was always kind to me, but it's too great a risk.
Bana hep nazik davrandı ama yine de risk çok büyük.
I don't disagree... But while he was talking, he also mentioned that he offered to set you up with a lawyer to help get your daughter back, and that was over two months ago.
Katılmıyorum değil ama konuşurken kızını geri almak için sana bir avukat ayarladığından bahsetti ve bu olalı neredeyse iki ayı geçmiş.
- Because before he was taken, Cayden was working on a biometric tracker that could recognize a heartbeat, powerful enough to scan anywhere in the world.
- Çünkü kaçırılmadan önce Cayden, kalp ritmini tanıyabilen bir biyometrik cihaz üzerinde çalışıyordu.
Before he was taken, Cayden was working on a biometric tracker that could recognize a heartbeat anywhere in the world.
Kaçırılmadan önce Cayden, nerede olursa olsun kalp ritmini tanıyabilen bir biyometrik cihaz üzerinde çalışıyordu.
When he was holding me captive, he... showed me a picture of him.
Beni tutsak olarak tutarken onun fotoğrafını gösterdi bana.
Ok, so Oliver dropped this truth bomb on him, and then he was just like a marionette with his strings cut off. So epic.
Oliver ona gerçeği söyledikten sonra ipleri kesilmiş kuklaya döndü.
But I was worried that what he said on it might feel like a burden for you.
Ama söylediklerinin, omzuna yüklenmesini istemedim.
Well, the Argus agent that gave Black Siren her get out of jail free card said that he was blackmailed by a woman wearing black, so it could be Talia.
Black Siren'i hapisten çıkaran Argus ajanı siyah giyen bir kadın tarafından şantaja uğradığını söylemişti, yani Talia olabilir mi?
He left at 7 : 00, saying he was off to meet a potential donor.
Saat 7 : 00'de ayrılmış, olası bir bağışçıyla görüşmek üzere çıktığı söyleniyordu.
Yeah. He seemed to think it was a selling point.
Evet, bunun yeni bir deneyim olduğunu düşünüyor.
But seeing as it was only a few weeks before he was murdered, we think it's worth chasing down, right?
Ancak ölümünden bir kaç hafta öncesine ait olduğunu düşünürsek peşine düşmeğe değer, değil mi?
Well..... do you think there's a chance that you gave it when he was your client?
Peki ona adresinizi müşteriniz olduğu dönemde vermiş olmanız mümkün mü?
Now, you said to a colleague of mine that you... "often thought it was why he lived his life the way he did."
Bir meslektaşıma "sık sık neden böyle bir hayat yaşadığını düşünürdüm." demişsiniz.
We went out for a beer a few times, which was when he told me about Firdown, the school where it all happened.
Bir kaç kez beraber içmeye çıktık. O zaman bana Firdown'ı anlattı. Tacizi yaşadığı okul.
This was him about a year before he died.
Bu fotoğraf ölümünden bir sene kadar önce çekilmiş.
No, I mean, I worked with him and I liked him, but I didn't really know him well, he was quite a reserved man.
Hayır, onunla çalıştım, severdim ama yakından tanımıyordum. İçine kapanık biriydi.
- Well, he always was a decent guy.
- Her daim saygılı bir adamdır.
So myself, Jake and DI Khan are starting a second line of enquiry, to investigate if David Walker was murdered not because he was going to expose what happened to him,
Ben, Jake ve DI Khan ikinci bir soruşturma başlatıyoruz.
- If he was in and out within a few hours, then, no.
- Eğer bir kaç saatliğine çıkıp girdiyse görmezler.
Was he a member of a church or..... a football team or scout group or...?
Gittiği kilisede futbol ya da izci takımında...?
It was found a few days after he went missing, drifting in open water off Greenock harbour.
Yatı kaybolduktan bir kaç gün sonra buldular. Greenock Limanı açıklarında sürükleniyordu.
His husband said he'd moved out for a bit and was staying at a Holiday Inn, but he's not there either.
Eşi bir süreliğine taşındığını... Holiday Inn'de kalacağını söyledi ama orada da yok.
He'd pretend to be a horse and I'd climb on his back and he'd buck and twist and turn, and I was a cowboy at a bucking bronco contest, and I fucking loved him.
At olurdu ben de arkasına binerdim. Atlar, döner, zıplardı. Vahşi at yarışmasına katılan bir kovboy olurdum.
And he came in when my lights were out and he knelt by my bedside and he said that I was growing up now, becoming a young woman, and that soon I'd have boyfriends and he wanted me to be prepared for that.
Işıklarım kapalıyken odama geldi yatağıma oturdu bana artık büyüdüğümü genç bir kadın olduğumu yakında sevgililerim olacağını ve bunun için beni hazırlamak istediğini söyledi.
And he did that pretty much... every Saturday night when he was home, for about a year.
Bunu yaklaşık bir yıl boyunca evde olduğu her Cumartesi günü yaptı.
But given the Nauvoo's speed and trajectory, it was on a collision course with Eros. Which means, he's lying to us.
Ancak Nauvoo'nun hızı ve yörüngesi göz önüne alındığında Eros'la çarpışma rotasında olduğu belli, ki bu da yalan söylediği anlamına gelir.
- He was on a date.
Randevusu vardı.
He was being such a dick this morning, so fuck it.
Bu sabah götün tekiydi, siktir et yani.
We'd broken up a bunch, and we got back together and he was still seeing her and... and I went through... every photograph, every e-mail, and I made him get rid of all of them.
Birkaç kez ayrılıp barışmıştık ama hâlâ o kadınla görüşüyordu. Ben de tüm fotoğrafları, tüm e-postaları karıştırıp hepsini ona sildirdim.
Allen thought, you know, we did a good job... in Texas, and he was happy to see you the other day.
Allen, Teksas'ta iyi iş çıkardığımızı düşünüyor, seni gördüğüne de sevinmiş.
The other night, I was awake at two a.m., and he wasn't in bed, and he was in the bathroom talking to someone on the phone.
Geçen gece ikide uyanıktım ve o yatakta değildi. Banyoda biriyle telefondaydı.
He was in the waiting room a few weeks ago, right?
Tom birkaç hafta önce lobideydi, değil mi?
Maester Faull was quite the opposite... a brilliant stylist who invented half the stories he tells.
Üstat Faull ise tam tersiydi. Anlattığı öykülerin yarısını uyduran çok zeki bir tasarımcıydı.
He was my brother at the Night's Watch, a man I trust as much as anyone in this world.
O benim Gece Nöbeti'nden kardeşimdi. Bu dünyada en güvendiğim adamdır.
He was like a pet.
Evcil hayvan gibiydi.
Um... so anyway, we were driving, and he was upset, and so I decided to give him a little goodbye blow job.
Um... Her neyse, biz sürüyorduk Ve üzgündü,

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]