Her mother traduction Turc
16,146 traduction parallèle
Well, look, you can talk to her mother and she can tell you.
Bak, onun annesi ile konuşabilirsin. Sana anlatacaktır.
I am her mother. And she should do as I say.
Onun annesiyim ve dediklerimi yapmalı.
- Her mother's a fucking lunatic.
- Annesi kafadan çatlak.
Her mother is a therapist.
Annesi terapisttir.
When her mother remarried, Julie changed.
Annesi yeniden evlendiğinde, Julie değişti.
Her mother was from Lucknow.
Annesi Lucknow'dandı.
I watched her dance while her father played music and her mother sewed.
Babası müzik çalıp annesi dikiş dikerken raks etmesini izlerdim.
You don't want Flora to have to see her mother dealing with the police.
Flora'nın annesini polisle uğraşırken görmesini istemezsin.
Her mother is much better.
Annesinin durumu daha iyi.
Her mother, who is present today in court, is prepared to stand surety.
Şu anda burada olan annesi, ona kefil olmaya hazır.
She didn't come home last night, her mother has no idea where she is.
Dün gece eve gelmemiş annesi de nerede olduğunu bilmiyormuş.
I'm not man enough to be her mother.
Annesi bile olamazmışım.
But are you man enough FOR her mother?
Peki annesi için yeterli bir adam mısın?
One of the things I had to tell her was that her mother's husband, of just two years, might get half of everything.
Ona söylemek zorunda kaldım ; annesinin kocası, sadece iki yıldır evli olmalarına rağmen Mirasın yarısına ortak olabilecekti.
You know, I'm her mother, but she's my mother, you know?
Ben onun annesiyim ama o benim annem, anladın mı?
She's 15, and I'm her mother.
O 15 yaşında ve ben annesiyim.
- I'm her mother.
- Ben onun annesiyim.
She's not really sure what her mother's up to.
Annesinin ne yapmaya çalıştığından emin değil.
Her mother's not really sure, either.
Hoş annesi de bilmiyor.
My mother is past it, the poor thing, locked in her room...
Annem bunlardan geçmiş. Zavallı şey, odasında kilitli.
But don't tell your mother, I'll call her.
Ama annene söyleme. Onu arayacağım.
But if the sable weaver has no mother and father to stand with her, what does this mean?
Ama eğer samur dokumacısının yanında annesi ve babası yoksa bu ne anlama gelir?
My mother sings this to me... every night when I'm young.
Küçükken annem her gece bana bu şarkıyı söylerdi.
Patricia's mother does not force her to sell.
- Patricia'nın annesi, onu satması için zorlamıyor.
Usually when she's sick, your mother sends a note or she comes by and picks up her homework.
Hasta olduğunda genelde annen bir not gönderir ya da bizzat gelir ve ödevlerini alır.
You should never separate a mother from her child.
Çocuğu annesinden ayırmamalısın.
Mother, let her examine you.
Başrahibe, bırakın sizi muayene etsin.
What you're seeing here is video evidence, proof, that Vincent Reed, my mother's second husband, somehow managed to convince her to sign over control of the house, in the event of her death or incapacity.
Bu seyrettıgınız, annemın ikinci kocası olan Vincent Reed'in...'ölümü hatta sakat kalması durumunda bile... evin tek hak sahibi olarak kendisinı... göstermesi için annemi nasıl ikna ettığıni gösterir... nitelikte bir delil kasetidir.
You forged my mother's signature on her will, yeah.
Çok da iyi bir iş çıkarttın Vince.
Everyone told her she was too old to be a mother.
Herkes ona anne olunmayacak kadar yaşlı olduğunu söylemiş.
It's always about the mother.
Her zaman anneyle ilgilidir.
To be the mother of such a beautiful child, you have to accept her.
Böyle güzel bir çocuğun annesisin,... onu kabul etmelisin.
Look, earlier today, my mother-in-law was all up in my ass'cause her shower head broke.
- Bak, erken saatlerde kaynanam, duş başlığı kırıldığı için yakamdan hiç düşmedi.
A son always recognises his mother.
Bir çocuk her zaman annesini tanır.
My mother sends her compliments, hopes you're well.
Annem selamlarını iletti, iyi olduğunuzu umuyor.
My poor mother, who has never wanted for anything, now has to darn her own stockings.
Kimseye muhtaç olmamış zavallı annem şimdi kendi çoraplarını yamıyor.
Whatever you think happened to your mother, it was you who stopped it.
Annene olan şey her ne idiyse, o şeyi durduran sendin.
So you wouldn't mind explaining to your mother that her car got towed and her precious children spent the night sitting on a cold park bench in the city. Oh, cool.
- Oh, harika.
I'll tell my mother you liked her pie, mister...
Anneme turtasını sevdiğinizi söyleyeceğim Bay...
Mother Hildegarde baptized her. Gave her a name. Faith.
Başrahibe Hildegarde onu vaftiz ederek Faith ismini verdi.
Mother Hildegarde let me see her, so I wouldn't have to imagine.
Başrahibe Hildegarde hayal etmek zorunda kalmayayım diye çocuğu görmeme izin verdi.
He tried to have our mother kidnapped and taken to the Monach Isles in order to prevent our father from marrying her.
Babamızın onunla evlenmesine engel olmak için annemizi kaçırıp Monach Adaları'na götürmeye çalışmış.
Listen, lad, I ken ye're trying to do what ye think is best, but I was teaching men to fight while you were still sucking your mother's tit, God rest her.
Dinle delikanlı, en iyisi olduğunu düşündüğün şeyi yapmaya çalıştığını biliyorum ama huzur içinde yatsın, sen daha annenin memesini emerken adamlara savaşmayı ben öğretiyordum.
And I was the mother-in-law she'd always hoped for.
Ben de onun her zaman umduğu kaynanasıydım.
But I was really trying to reconnect with Flora, regain her trust, that special mother-daughter bond.
Ama gerçekten Flora ile tekrar iletişim kurmak güvenini kazanmak ve o özel anne kız bağını kurmaya çalışıyordum.
And we ask just for the sake of my mother's dignity... and well-being that you respect her privacy.
Ve sizden annemin itibarı ve sağlığı için özel hayatına saygı duymanızı rica ediyoruz.
Do you know why your mother took her own life?
Annen kendini neden öldürdü biliyor musun?
My mother was in a coma recently, and I wasn't able to communicate with her, either.
Yakınlarda annem komaya girdi ve ben de onunla iletişim kuramadım.
My mother told me to find her.
Annem bana onu bulmamı söyledi.
Gotta give a mother her time.
Anneye biraz zaman vermek gerekiyor.
Said some woman's been calling her with information about my mother's murder.
Annemin cinayetiyle ilgili bir kadın arayıp... bildiği şeyler olduğunu söylemiş.
mother 8072
motherfuckers 280
motherfucker 2207
motherfucking 21
mothers 67
mother fucker 47
motherfuck 78
mother of god 240
mother of christ 21
mother of three 20
motherfuckers 280
motherfucker 2207
motherfucking 21
mothers 67
mother fucker 47
motherfuck 78
mother of god 240
mother of christ 21
mother of three 20