English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ H ] / How much was it

How much was it traduction Turc

562 traduction parallèle
How much was it again?
Kaç paraydı?
How much was it?
Ne kadar tuttu?
How much was it you wanted?
Ne kadar isterdin?
How much was it?
Ne kadar aldın?
- How much was it?
- Kaç paraydı peki?
How much was it?
- Kaç paraydı?
That loan you wanted to buy a car, how much was it?
Araba almak için istediğin borç ne kadardı?
This goblet he gave you, how much was it worth?
Şu sana verdiği kupanın değeri neydi?
- How much was it?
- Fiyatı ne kadardı?
How much was it that you paid for the old man's land?
Babamın arazisine ne kadar ödedin?
How much was it?
Ne kadardı?
Yeah. How much was it we paid Kleinfield, Klausewitz and Stummerhoppen to contest that phoney doctor's certificate?
Hatırlar mısın Glanchfield Stamphover'a o sahte doktor raporuna itiraz etmeleri için ne kadar ödemişti?
How much was it exactly?
Tam olarak ne kadar?
AMY : How much was it?
- Ne kadardı?
HOW MUCH WAS IT?
Ne kadarmış?
HOW MUCH WAS IT, DAD?
Bunu ne kadara aldın baba?
How much was it?
Ne kadar vardı?
I know it was a fool thing to come here, but... I never knew how much I did want to see you until I saw you.
Buraya gelmek çok aptalcaydı, biliyorum, ama, seni görene kadar, ne kadar özlediğimi bilmiyordum.
Do you know, we had almost forgotten what peace was until you came into this house. I can't tell you how much it means to me.
Biliyor musunuz siz gelene dek bu evde bir sessizlik vardı.Bunun ne anlama geldiğini size tarif edemem.
I do a little trapping now and then so I was wondering... how much it would cost to send my pelts into Omaha by telegraph.
Şimdi biraz tuzak kurmam lazım şey merak ediyorumda... Kürklerimi Omaha ya telgrafla göndermen bana kaça mal olur?
You know nothing about Marriott, how much money he had, or what it was for.
Marriott hakkında hiçbir şey bilmiyordun ne kadar para taşıdığını bilmiyordun alacağı şeyin ne olduğunu bilmiyordun.
- How kind it was of you to take so much trouble.
Benim için büyük derde girdiniz. - Hiç önemli değil.
Honestly, I was thinking just today how much fun it would be to go to Italy. No, dear.
Hayır, hayır.
That would depend upon how much it was diluted.
Bu ne kadar sulandırıldığına bağlı.
Mr. Donahue, it was awfully sweet of you to come back and tell me how much you admired my work.
Gösterimi beğendiğinizi söylemeniz çok nazikti.
How much did you unload it for while I was inside?
Ben içerdeyken eşyaları kaça elden çıkardın?
And all he really wanted from me was to see how much I could find out about it. - Hmm.
Ve benden istediği asıl şey onun hakkında ne kadar bilgiye ulaşabileceğim.
How much did you say it was?
Kaç para demiştiniz?
Well, let's face it, Janie. How much was my valuable time worth, yesterday?
Peki Janie kabul edelim Dün değerli zamanım ne kadar ederdi?
I told her how much it meant to you. She was touched.
Senin için çok önemli olduğunu anlattım, duygulandı.
It was when we said goodbye, that I understood how much we loved one another.
Vedalaşma zamanımız geldiğinde, birbirimizi ne kadar çok sevdiğimizi anladım.
She was just telling me how much she likes you, how easy it is to get along with the two of you...
Daha demin bana sizden ne kadar hoşlandığını ve siz ikinizle geçinmenin ne kadar kolay olduğundan bahsediyordu.
Don't nobody know how much it was.
Kimse ne kadar aldığını bilmiyor.
All I ever heard was how much I ate and how much it cost to buy me shoes.
Ne kadar fazla yediğimi, bana ayakkabı almanın ne kadar masraflı olduğunu anlatır dururlardı.
No matter how much we got at first, they'd figure the return was safe and load it up with money.
İlk seferde ne kadar vurgun yapsak da... dönüşün güvenli olacağını düşünüp... paralı gelecekler.
How much was it?
- Ne kadardı?
And he was bragging about how much he could drink without feeling it.
Ve ne kadar içerse içsin hiç bir şey hissetmediği konusunda hava atıp duruyordu.
It was this worried that it, to attack the aerodromes in such a way. It was thinking how much time more would aguentaria. It, the Aerial Command.
Komutanlığı endişelendiren, havaalanlarının sürekli olarak bombalanmasıydı ve buna daha ne kadar dayanabilecekleri meçhuldü.
And also as a man, how I knew him... it was all much more a joke.
"Hele bir de benim tanıdığım adam için... bunlar sadece bir şakadan ibaretti"
Molotov, the Minister of the Foreign affairses, it heard of the occidental diplomats how much they admired heroísmo of the Red Army, but one second front still it was impracticable.
Batılı diplomatların Dışişleri Bakanı Molotov'a Kızıl Ordu'nun kahramanlıklarını takdir etmelerine rağmen ikinci bir cephenin henüz işe yaramayacağını söyledi.
I realize what a terrific person she was... and how much fun it was just knowing her.
Onun ne kadar harika bir kız olduğunu düşündüm ve onu tanımanın ne güzel bir şey olduğunu.
- Yeah. - How much money did you say it was?
Ne kadar demiştin?
I wonder how much it was.
- İstediğin soruşturmayı yapabilirsin.
I know it all seems a bit much but how else was I going to meet you, Superman?
Biliyorum bu kadarı biraz fazla... ama seni başka nasıl görecektim Süpermen?
Remind him how important it is to adhere to the bail conditions and how much trouble it was for his mother to raise the bail.
Ona tahliye şartlarına bağlı kalmanın ne kadar önemli olduğunu ve annesinin bu parayı bulmakta ne kadar zorluk çektiğini hatırlatın.
For example, I was just thinking how much fun it would be to dig up his body and poke it with a big stick.
Örneğin büyük bir sopayla kazıp onun cesedini çıkarmak eğlenceli olabilir
That doesn't tell you much. I had no idea how bad it was.
Ne kadar kötü oIduğunu biImiyordum.
And because you allowed us to find out for ourselves with who and how we wanted to do it we were much more relaxed and it was also more natural.
Bizilerin kim olduğu ve bunu nasıl yapmak istediğimiz... sadece kendi hislerimizle alakalı olmalı böyle olduğunda çok daha rahat ve çok daha doğal olacaktır.
By recognizing what she had been, what... how much she had meant to me, well, it was a way of keeping her alive in my heart.
Bana onun ne kadar anlam ifade ettiğinin farkına vardım kalbimde onu canlı tutmanın yolu buydu.
As to how much torque it was designed to take, no one here is sure.
Geminin ne kadar baskıya dayanabileceğini burada bilen yok.
So much flour was mixed in how can it be worth so much?
Çok fazla un karıştırdık, daha ne kadar kötü olabilir ki?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]