I hope you can traduction Turc
2,060 traduction parallèle
I hope you can call me back, because I'd really love to see you.
Umarım beni arayabilirsin, çünkü seni görmeyi çok istiyorum.
I hope you can appreciate the positions Amie and I are in.
Umarım Benim ve Amie'nin bulunduğu Durumu anlayışla karşılayabilirsin.
I don't expect you to forgive me... but I hope you can give me a second chance.
Beni affetmeni beklemiyorum... ama umarım bana bi ikinci şans verirsin.
I hope you can not stop the company're Copying each
Ayrıca artık işinden de çıkabilirsin. Bütün gün fotokopi çekmeyeceksin.
I hope you can forgive me for the way I behaved.
Umarım davranışlarımdan ötürü beni affedersin.
Well, I hope you can conjure up the fountain soon.
Umarım pınarı da kısa zamanda ortaya çıkarırsın.
And since you said you will not share my letters with anyone, I feel I can confide in you, as I hope you can also do with me.
Ve sen mektuplarımı kimseyle paylaşmayacağın için, kendimi senin içinde saklayabilirim, umarım sen de aynısını benim için yaparsın.
I hope you can come by and watch.
Umarım gelip izleyebilirsin.
I hope you can respect that.
Biliyorum. Umarım buna saygı duyabilirsin.
I hope you can find some way to forgive me.
Umarım, beni affedebilirsin.
I hope you can see that.
Umarım bunu görüyorsundur.
You will receive an official apology for your detention here, but in the meantime I hope you can accept my sincere personal regrets.
Gözaltına alınmanız için resmi bir özür alacaksınız ama bu arada umarım samimi pişmanlıklarımı kabul edersiniz.
I hope you can forgive me.
Panikledim. - Umarım beni affedersin.
I hope you can find one person
Umarım o kişiyi bulursun
I hope you can.
Umarım olursun.
And I hope you can feel how much I trust you.
Umarım sana ne kadar güvendiğimi hissedebilirsin.
Now, I hope you can use this time to decide on whether or not you wish to remain a monk.
Umarım bu süre zarfında keşiş olarak kalıp kalmak istemediğine karar verirsin.
I'm so sorry I hope you can forgive me
Özür dilerim. Umarım beni affedebilirsiniz.
You spit a good game at the rally, but I hope you can back that up.
Partide iyi çıkış yaptın, ama umarım altını doldurabilirsin.
"I hope you can forgive the pain that I have caused you"
"Umarım size verdiğim acılardan dolayı beni affedersiniz."
I hope you can pass night again.
Umarım yine öyle bir akşam geçirirsiniz.
I hope he didn't hurt... you.
Umarım canını yakmadı.
I hope that you can find a way to somehow give yourself a break, because if you don't, this is...
Dilerim ki, üzerindeki bu yükten kurtulmanı sağlayacak bir çıkış yolu bulursun. Bunu yapmazsan eğer, hayatın böyle sürüp gider.
I can only hope you succeed.
Tek umudum başarabilmenizdir.
I hope I can see you soon.
Umarım yakında yine görüşürz.
I hope you might see my point of view, and considered making an appeal to the right Democrats, who might find it useful to help me, so in turn, I can help all of you.
Sizin benim bakış açımı anlayacağınızı umuyorum. Belki de doğru Demokratlarla birlikte temyize gidip bana yardım edersiniz. Karşılığında ben de hepinize yardım ederim.
I sure hope you've got something we can do at opening jam.
Açılış için umarım sizde bir şeyler vardır.
I hope you did'Cause I can tell you
Umarım düşünmüşsündür Çünkü sana söyleyebilirim
I hope you understand, it's not that I don't think they can do it.
Umarım anlamışsındır, Yapamayacaklarını düşündüğümden değil.
I just hope that you can forgive me.
Beni affedebileceğini ümit ediyorum.
Like you, I hope that I can find a way to travel back in time and be with my girl again.
Seni gibi, zamanda geri gidebilmeyi ve tekrar onunla olabilmeyi umut ediyorum.
I hope that you can understand one day.
Umarım bir gün anlarsın.
I hope you are well, call me when you can.
Umarım iyisindir. Müsait olunca beni ara.
Baby, I hope you look good over there,
Canım umarım oraya varırsın
" but I sure hope I can keep you interested in me forever.
"... ama umarım ki benden daima hoşlanmanı sağlayacak bir şeyler bulacağım.
However, I hope that I can persuade you to reconvene.
Buna rağmen, umuyorum ki sizi tekrar bir araya gelmeye ikna edebilirim.
I really hope you can tell me that you don't work for the Japanese
Umarım, Japonlar için çalışmadığını söylersin
I hope that you're here to help because we can damn well use it.
Umarım tekrar aktif hale gelmemize yardımcı olursunuz.
I hope that you're here to help, because we can damn well use it.
Umarım yardım etmeye gelmişsinizdir. Çünkü epey ihtiyacımız var.
Hope you're not serious? I'm dead serious.
Hadi canım
I risked my life to help you find Godric, and I don't expect you to do the same for Bill, but at the very least, I hope you'll help me if you can.
Godric'i bulman için hayatımı tehlikeye attım ve Bill için de aynı şeyi yapmanı beklemiyorum ama en azından bana yardım ed ebileceğini umuyorum.
I hope one day you can forgive me.
Umarım bir gün beni affedebilirsin.
And if there's anything I can do To make your stay more comfortable, I hope you'll let me know.
Kaldığınız süre boyunca sizi daha rahat ettirebilmek adına yapabileceğim bir şey varsa lütfen bildirin.
I'm sorry to put you through that, claire, But I hope through this painful experience You can finally see the truth.
Bunu sana yaşattığım için üzgünüm, Claire fakat umarım bu acı tecrübeyi atlatıp sonunda gerçeği görebilmişsindir.
I hope this is about you waving me off, man because he can't hit the slider.
Umarım bu dalgalı atışın yüzündendir, dostum çünkü topu falsolu atamıyorsun.
# You can sing along I hope that it will treat you well # # [Will] Guys.
* Eşlik et şarkıya, umarım iyi davranır sana *
How can I ever hope to repay you?
Size borcumu nasıl ödeyebilirim?
So, I hope the two of you can handle anything you find there.
Umarım oradaki şeyle başa çıkabilirsiniz.
My father turned his first profit by the time he was 22. - I hope to do it by the time I'm 21. - Then how can you be so sure?
Babam işlerinden kâr yapmaya 22 yaşında başladı ben bunu 21 yaşımda yapmak istiyorum.
- It's not the best strategy, but until I actually talk to her, at least I can hold out hope that - So you're not talking to her because you don't want to hear what you think she might tell you? - I'm wrong about what happened.
- Akıllıca bir davranış değil ama en azından onunla konuşana kadar düşündüğüm şeyin yanlış olduğuna inanmak istedim.
I really always hope that Blair is wrong about these things, but if the only reason you want to be with me is - because I'm with someone else, then you can forget it.
İçimden sürekli Blair'in planları tutmasın diyordum ve benimle birlikte olmak istemenin nedeni başka biriyle olmamsa unut gitsin.
i hope you can forgive me 38
i hope you're okay 20
i hope you die 30
i hope you don't mind 408
i hope you feel better 22
i hope you enjoy it 24
i hope so too 32
i hope you slept well 16
i hope so 1845
i hope you 32
i hope you're okay 20
i hope you die 30
i hope you don't mind 408
i hope you feel better 22
i hope you enjoy it 24
i hope so too 32
i hope you slept well 16
i hope so 1845
i hope you 32
i hope you're happy 137
i hope you like it 98
i hope it was worth it 45
i hope you're hungry 58
i hope i'm not disturbing you 36
i hope you understand 99
i hope you understand that 18
i hope you will 19
i hope you don't 20
i hope not 713
i hope you like it 98
i hope it was worth it 45
i hope you're hungry 58
i hope i'm not disturbing you 36
i hope you understand 99
i hope you understand that 18
i hope you will 19
i hope you don't 20
i hope not 713