I hope you do traduction Turc
1,606 traduction parallèle
I hope you do that.
Dilerim öyle yaparsınız.
I hope you do.
Umarım tanıyorsundur.
I hope you don't mind me asking, but do i know you?
Umarım sormamda sakınca görmezsiniz, ama... sizi tanıyor muyum?
Yeah, I hope you do.
Evet, umarım öyledir.
"I hope you do not think I was the one who wiped out that blue meanie " with a bomb at the cop station, "even though I talked about killing children with one."
Her ne kadar çocuk öldürmekten bahsetmiş olsam da umarım polis merkezine bomba koyanın ben olduğumu düşünmemişsinizdir.
- I hope you do, doctor.
- Anladığını umuyorum, doktor.
I prefer it rough, so I hope you do, too.
Ben sert severim, umarım sen de öyle seviyorsundur.
May I hope, madam, you do not subscribe to this insulting and juvenile precaution?
Bu aşağılayıcı ve çocukça önleme, bayan başvurmayacağınızı umuyorum.
I truly hope you do, because if you do know something...
Anladığınızı umuyorum, Çünkü eğer bildiğiniz bir şey varsa
I do hope she can count on you for a glowing recommendation.
Onun yapabileceğine dair bir tavsiye mektubu yazabileceğinizi ümit ediyorum.
I really hope you know Mike Franks as well as you think you do.
Umarım Mike Franks'ı sandığın kadar iyi tanıyorsundur.
And I hope that you're right, but you know as well as I do that I can't stop an investigation just because you're involved with some guy.
Umarım haklısındır. Ama sen de benim kadar biliyorsun ki sadece bir adama ilgin olduğu için bir araştırmayı durduramam.
Well, I do hope you can come to the party... so you can meet my editor friend.
Umarım partiye gelirsin ve editör arkadaşımla tanışabilirsin.
You think I trust you, that I'm gonna just do the surgery and hope that you let me go?
Size güvendiğimi, ameliyatı yapınca gitmeme izin vereceğinizi ümit ettiğimi mı düşünüyorsunuz?
Although I do hope that you shared your conflict with your fianc ¨ ¦ e.
Buna rağmen, nişanlınla olan sorunlarını benimle paylaşmanı isterim.
None of this is meant to serve as an excuse for my own conduct, but I do hope that you will find in your hearts to accept my apology.
bunların hiçbiri benim davranışımın özrü için değil ama umuyorum ki... kalbinizde özrümü kabul edersiniz.
But since I got here early by cab, my hope is that he would go through the light without incident, you will arrest him and prevent him from whatever awful thing he was bound and determined to do.
Ama buraya taksiyle erkenden geldim umarım ki kimseye çarpmadan ışıktan geçip gider. Sen onu tutuklayacaksın ve yapmayı düşündüğü korkunç şeyleri engelleyeceksin. Benimle misin?
"I only hope you remember me well. " Forgive the brutality of what I'm going to do. " If England is to live...
" Tek umudum beni iyi hatırlaman ve yapacağım bu vahşiliği affetmen İngiltere yaşayacaksa onlar ölmeli ve korkarım ki, ben de.
And I do hope the two of you get to know each other better.
Birbirinizi daha yakından tanımalısınız.
I do hope this doesn't keep us from being friends, because i like you, bree.
Umarım bu arkadaşlığımızı etkilemez çünkü seni severim Bree.
I hope you can do your duty as a wife.
Umarım karısı olarak görevini yerine getirirsin.
I do now. If you don't believe in god, how can you remotely hope to stay sober, huh?
Tanrı'ya inanmıyorsan ayık kalmak için azıcık umudun nasıl olur?
I hope you never do.
Umarım asla etmezsin.
I do hope you'll forgive all the mess, but the hall of fame is remodeling their exhibit on Johnny.
Umarım dağınıklığın kusuruna bakmazsınız. Ancak müzede Johnny için yaptıkları serginin şeklini değiştiriyorlarmış.
I do hope you and Trudy will be making it out to the house this summer.
Bu yaz Trudy ile birlikte gelebileceğinizi umuyoruz.
I don't think we should hope for miracles, do you?
Bence bir mucize beklemek yanlış olurdu, sizce de öyle değil mi?
I know you really don't put much stock in hope, do you?
Gerçi, umuduma pek de inanmıyorsun, değil mi?
I do hope you all hada good time though.
Ama umarım güzel vakit geçirmişsinizdir. Gerçekten umuyorum.
I hope you do.
- Umarım öyledir.
DID WHAT I HAD TO. YOU SHOT HIM. AS I'D HOPE THEY'D DO FOR ME,
Mayın tarlasında onu canlı olarak yakaladılar onu öldürmeden önce cehennem hayatı yaşatacaklardı.
I hope I can do that same thing for you.
Umarım ben de senin için aynı şeyi yapabilirim.
'I do hope you relax, sit back and enjoy the flight.'
Rahatlayın, arkanıza yaslanın ve uçuşun tadını çıkartın.
Well, Major Gordon, I do hope Cranford continues to delight you.
Pekala Binbaşı Gordon, umarım Cranford'dan memnuniyetiniz devamlı olur.
I hope you will forgive me... and Miss Pole... if I tell you that I do know there was once a friendship between yourself and Mr Holbrook.
Bay Holbrooke ve sizin bir zamanlar arkadaş olduğunuzu biliyorum.
I hope you see I do this out of concern for my estate, and not the lack of it.
Bunu mülküm için kaygılanmamak, veya onu kaybetmemek için yaptığımı... umarım görüyorsunuzdur.
I hope I do not intrude, or tire you.
Umarım seni rahatsız etmiyor, veya yormuyorumdur.
I mean, so long as I had no hope, I could do this thing, you know?
Umudum yokken bu işi halledebileceğimi düşünüyordum.
And I hope when you do, you take Lucy with you because I know she would love it.
Ve umarım bunu yaparken, Lucy'i yanına alırsın çünkü bayılacağını biliyorum.
Thank you for understanding, and I really do hope that our paths will cross again.
Anlayışın için teşekkürler ve umarım birgün yollarımız tekrar kesişir.
I can't make you do it, but I would hope that you would wanna be there for the growing up of this person who carries your DNA!
Seni zorlayamam ama genlerini taşıyan bu çocuk büyürken orada olmayı isteyeceğini umut ediyorum!
I hope with all of my soul that you will know how to do that.
Tüm kalbimle bir yol bulacağını umuyorum.
I hope someday, somebody wants to hold you for 20 minutes straight, and that's all they do.
Umarım bir gün biri sana tam 20 dakika sarılmak ister başka şey yapmadan.
I hope it all works out for you, Joanna. I really do.
Umarım her şey istediğin gibi olur, Joanna.
But I do hope you're taking care of your personnal needs, Bette.
Ama başının çaresine bakacağını umuyorum Bette.
But I do hope you don't forget me, Catherine.
Fakat umarım beni unutmazsın Catherine.
I hope you won't mind my asking, sir, but now that you've lived amongst it, do you believe slavery can continue in the same way?
Umarım sormamın sakıncası yoktur efendim, fakat onların arasındaydınız, köleliğin aynı şekilde devam edeceğine inanıyor musunuz?
You think I trust you, that I'm gonna just do the surgery and hope that you let me go?
Sana güvendiğimi mi sanıyorsun? Ameliyatı yapıp sonra da gitmeme izin vereceğini mi umacağım?
I'm having a party in my little flat in Kensington in a few weeks, I do hope you'll come.
Birkaç hafta sonra Kensington'daki dairemde bir parti veriyorum umarım gelebilirsin.
But if you want me to hope with you, if you'd like me to send up a prayer, that is a thing I'd be happy to do.
Ama seninle birlikte ümit etmemi dua etmemi istersen, bunu seve seve yaparım.
Marjorie, I do hope you're not with us tonight.
Bu... evet. Marjorie, umarım bu akşam bizimle değilsindir.
I do hope you're going to be comfortable, Miss Marple.
Umarım rahat edersiniz, Bayan Marple.
i hope you don't mind 408
i hope you don't 20
i hope you don't mind me asking 19
i hope you're okay 20
i hope you die 30
i hope you feel better 22
i hope you enjoy it 24
i hope so too 32
i hope you slept well 16
i hope so 1845
i hope you don't 20
i hope you don't mind me asking 19
i hope you're okay 20
i hope you die 30
i hope you feel better 22
i hope you enjoy it 24
i hope so too 32
i hope you slept well 16
i hope so 1845
i hope you 32
i hope you're happy 137
i hope you like it 98
i hope it was worth it 45
i hope you're hungry 58
i hope i'm not disturbing you 36
i hope you understand 99
i hope you understand that 18
i hope you will 19
i hope not 713
i hope you're happy 137
i hope you like it 98
i hope it was worth it 45
i hope you're hungry 58
i hope i'm not disturbing you 36
i hope you understand 99
i hope you understand that 18
i hope you will 19
i hope not 713