I say traduction Turc
200,403 traduction parallèle
As I say in the foreword of my third book, "Who Can't Cook? ," "Some people can't cook."
Üçüncü kitabım "Kimler Yemek Yapamaz?" ın önsözünde söylediğim gibi bazı insanlar yemek yapamaz.
I say a lot of things, Monica.
Çok fazla şey söylerim, Monica.
I say a lot of things.
Çok fazla şey.
Or should I say before we launch your firm?
Veya bizimle çalışmaya başlıyor mu desem?
Because apparently everything I say or type gets me into trouble, because I'm a... idiot.
Çünkü anlaşılan söylediğim veya yazdığım her şey başımı belaya sokuyor. Çünkü ben bir aptalım.
- Why would I say that?
- Neden bunu yapayım?
But I had one coworker say,
Ama bir iş arkadaşım,
The person will just say, "I see you over there."
Seni görüyorum, dersiniz.
- You say the word, I hit "send."
- Tamam dersen göndereceğim.
Uh, Mom, I think what he's trying to say is that you should more closely follow his recipe.
Anne, bence tariflerine daha yakından uyman gerektiğini söylemek istiyor.
I guess you could say that, like you, I'm stranded in my own way.
Ben de senin gibi çıkmaza düşmüş durumdayım.
I wouldn't say that.
Bence öyle değil.
I wouldn't say that.
Ben böyle düşünmüyorum.
What would you say if I told you there is an app on the ma...
Tepkinizi merak ediyorum. Eğer size marketteki bir uygulaman...
I would say, "Not safe for work,"
İş İçin Uygun Değil derdim ama, bu senin işin.
Can't say that I am.
Duyduğumu söyleyemem.
I didn't say anything close to that.
Böyle bir şey söylemedim.
I mean, shouldn't you figure out how a big launch would work before you just say no to it?
Yani, hayır demeden önce büyük bir lansmanın işinize nasıl yarayacağını düşünmeniz gerekmiyor mu?
I don't know what to say.
Ne diyeceğimi bilemiyorum.
Why should I be in business with someone who treats support staff with such contempt?
Neden destek elemanlarımı bu denli aşağılayan birisiyle beraber çalışayım ki?
Ed copped to everything, and said that as long as I don't say anything to Laurie,
Ed hepsini yedi. Eğer Laurie'ye bir şey söylemezsem kurulda benim de yerimin olduğunun söyledi.
Well, then why did you say I should bro down with Ed Chen?
Peki neden Ed Chen'le kanka olmam gerektiğini söyledin?
Listen, I think I know what he's gonna say, but let me see if I can pull my CTO in here.
Bakın, sanırım ne söyleyeceğini biliyorum ama CTO'muz buradayken de bir bakalım.
Kind of felt like I was settling, you know?
Yerimde sayıyor gibi hissettim, anladın mı?
And, what, I'm gonna say to all my friends, like,
Bütün arkadaşlarıma şöyle mi diyecektim,
And, look, I'm gonna go out on a limb here, but I'm gonna go ahead and say that I'll bet there's a piece of you deep down inside that... knows this is a good idea.
Eminim içinde, çok derinlerde bunun iyi bir fikir olduğunu biliyorsun.
Obviously, I don't care to make a big deal out of it, so I think it's sufficient just to go around and each of you say a memory or two of times where I've profoundly impacted your life.
Tabii ki bu olayı büyütmek istemiyorum, bu yüzden sanırım herkes hayatınıza derinlemesine etki ettiğim birkaç anınızı anlatabilirsiniz.
No, I was gonna say "illustrative of our vast differences."
Hayır, ben "büyük farklılıklarımızın örneklemesi" diyecektim.
Can you say it so I know I'm not hallucinating?
Bunu bana söyle ki hayal görmediğimi anlayayım.
I gotta say, Gavin... when that storeroom door opened, and I saw your face grinning down at me,
Gavin, şunu söylemeliyim. Deponun kapısı açıldığında, bana doğru sırıtışını görünce, bir melek gördüm sandım.
I don't know if I can do it, Meg : get up in court and say Joe's a monster.
Bunu yapabileceğime emin değilim Meg mahkemeye gidip Joe'nun canavar olduğunu nasıl söyleyeceğim?
I was planning to close down the restaurant the other day, unexpectedly, lots of journalists came to ask for interviews, claimed that they want to keep such...
Geçen gün restoranı kapatmayı planlıyordum, Beklenmedik bir şekilde çok sayıda gazeteci mülakat yapmak için geldiler, Böyle tutmak istediklerini iddia etti...
I-I-I don't even know what to say about it.
Bu konuda ne diyeceğimi bile bilmiyorum.
Okay, but, you know, then I thought I would just wait for a natural time, when she'd say something.
Tamam, ama biliyorsun, düşündüm ki, o bir şey söyleyene kadar beklemem gerektiğini düşündüm.
And-and then, you know, I'd say,
Ve ve sonra, diyecektim ki...
I was going to say that.
Ben de bunu diyecektim.
- I'd say eight years, yeah.
- Evet, sekiz diyebiliriz.
- Yeah, I would say so.
- Evet, bence öyle.
And I wanna say that both of you were stupid, your wife and your daughter together, equal a six, okay?
İkinizin de aptal olduğunu belirtmek isterim. Karınla kızının toplam zekâ yaşı altıyı geçmez, anladın mı?
Based on the entry point of the wound, I would say that our unsub is almost 6 feet tall,
Yaranın giriş noktasına bakılırsa şüpheli yaklaşık 1.80 boyunda...
I'm not, but considering that the blade was plunged so deeply that it nicked Malcolm's vertebrae, I would say that we are looking for a man.
Etmiyorum, ama bıçak öyle derine girmiş ki Malcolm'un omurgasını çizmiş, o yüzden bence bir erkek arıyoruz.
Well, I cannot say I'm surprised.
Şaşırdım diyemem.
Yeah, I noticed that, too. And I would say it's remorse, but, I mean, this guy doesn't seem to have any hesitation in his kills.
Pişmanlık demek isterim, ama adam cinayet işlerken hiç duraksamıyor.
You do what I say.
Ben senin babanım.
Your Honor, I beg you...
Sayın Yargıç, size yalvarıyorum...
Thank you, Your Honor, and I can assure you my team will be in line moving forward.
Teşekkürler Sayın Yargıç ve sizi temin ederim ki takımım ilerleyen tarafta olacak.
Your Honor, I intend to prove the testimony given by Rutger Hiss was inaccurate, and Ms. Keane is the only one who can testify to that.
Sayın Yargıç, Rutger Hiss'in üzerine olan ifadenin yanlış olduğunu ispatlamaya çalışıyorum. Ve bayan Keane de bunu yapabilecek tek kişi.
I normally wouldn't allow it, but technically, it's legal and I've been advised by my life coach to say yes more... so yes.
Normalde buna izin vermezdim, ama teknik olarak, yasal ve yaşam koçum hayatta daha çok eet dememi nasihat etti.
Your Honor, I have a hostile witness who is clearly trying to manipulate the court
Sayın Yargıç, mahkemeyi açıkaç manipüle etmeye çalışan taraflı bir şahidim var.
Why would I believe a word you say?
Ve niye söylediğin bir söze inanayım ki?
Yes. Again, Your Honor, I am so sorry.
Elbette. tekrardan, Sayın Yargıç, çok özür dileim.
i say yes 41
i say go for it 17
i say no 61
i say to myself 19
i say to you 25
i say it 18
i say this 19
i say a lot of things 16
i says 53
i say again 124
i say go for it 17
i say no 61
i say to myself 19
i say to you 25
i say it 18
i say this 19
i say a lot of things 16
i says 53
i say again 124
i say that 23
i say so 31
sayonara 114
say hello to my little friend 37
say my name 79
saying 381
says 221
sayid 267
sayuri 58
say it louder 17
i say so 31
sayonara 114
say hello to my little friend 37
say my name 79
saying 381
says 221
sayid 267
sayuri 58
say it louder 17
say cheese 102
say hi 185
say something 1124
say what now 22
say it like you mean it 26
say it again 435
say your prayers 56
say it ain't so 28
say it out loud 26
say what 525
say hi 185
say something 1124
say what now 22
say it like you mean it 26
say it again 435
say your prayers 56
say it ain't so 28
say it out loud 26
say what 525