I understand your concern traduction Turc
147 traduction parallèle
I understand your concern.
Endişeni anlayabiliyorum.
I understand your concern, but I've discussed the matter with my senior colleagues.
Endişeni anlıyorum ama bu meseleyi kıdemli görevdaşlarımla görüştüm.
I understand your concern.
Endişeni anlıyorum.
- Mr. Scott! I understand your concern over her, but she volunteered to go with him. Hopefully, to find out more.
Bay Scott, endişenizi anlıyorum, Ama gitmek için gönüllü oldu, hakkında daha fazla bilgi almak ümidiyle.
Look, I understand your concern - You -
- Bakın, endişenizi anlıyorum... - Sen...
Sir, I understand your concern for the Emperor's safety, but...
İmparator ile ilgili endişelerinizi anlıyorum kumandanım, fakat...
I understand your concern, but I promise you have nothing to fear.
Endişelerinizi anlıyorum ama korkacak hiçbir şey yok!
Well, I understand your concern, Mr. Simpson, but I'm sure you can see that this is just a child's way of coping with a difficult situation.
Endişenizi anlıyorum, Bay Simpson, ama bu, zor bir durumla başa çıkmak için... çocuğun yarattığı birşey.
I understand your concern, Ensign Sutter.
Endişenizi anlıyorum Teğmen Sutter.
I understand your concern, Mr. Wayne.
Endişenizi anlıyorum, Bay Wayne.
I understand your concern, Your Majesty.
Endişenizi anlıyorum, Ekselansları.
I understand your concern, lieutenant.
Endişelerini anlıyorum Yüzbaşı.
Governor, I understand your concern, but I think the use of force would be premature at this time.
Vali, ben endişenizi anlıyorum,... fakat kuvvet kullanımının şu anda erken olacağını düşünüyorum.
Captain, I understand your concern.
Kaptan, endişelerinizi anlıyorum.
I understand your concern, Commander, but I must point out that her vital signs are stable.
Endişenizi anlıyoruz, Komutan, ama, yaşam sinyallerinin, kararlı olduğunu ifade etmeliyim.
I understand your concern for Odo.
Odo için endişelenmenizi anlıyorum.
I understand your concern, but, remember, it would only be a temporary arrangement since we are on our way out of this Quadrant.
Endişenizi anlıyorum, ama bu şeyin, biz bu Çeyrekten ayrılana kadar geçici bir anlaşma olacağını hatırlatmak isterim.
Of course, I understand your concern.
Endişelerinizi tabii ki anlıyorum.
I understand your concern, but if you were an armoured warfare expert instead of a flier, you'd understand the Bradley is a good vehicle.
Endişelerini anlıyorum ama bir pilot yerine bir zırhlı muharebe uzmanı olsaydın Bradley'in iyi bir araç olduğunu anlardın.
Buffy, I understand your concern, but it's imperative that you keep a level head.
Buffy, endişeni anlıyorum. Ama bunlar olurken sırrını koruman çok önemli.
I understand your concern, Your Majesty.
Endişenizi anlıyorum, Majesteleri.
As a parent, I understand your concern for your child.
Bir anne olarak, çocuğunuz için olan endişenizi anlıyorum.
I understand your concern, sir.
Endişenizi anlıyorum, efendim.
I understand your concern, but I'm looking at the contract right now...
Beyler, endişelerinizi anlıyorum ama şu anda kontrata bakıyorum ve....
Look, I understand your concern. And if I return... When I return, I'll coordinate your schedule to everyone's satisfaction.
Seni çok iyi anlıyorum, eğer geri dönersem... yani geri döndüğüm zaman herkesi hizaya sokabilirim.
I understand your concern, Mohnke.
Kaygılarınızı anlıyorum, Mohnke.
- I understand your concern. I'm just gonna ask a few questions.
- Endişenizi anlıyorum ama yalnızca bir kaç soru soracağım, bir dakika sürmez.
- I understand your concern... but our records really...
Endişenizi anlıyorum... ama kayıtlarımız gerçekten...
Okay, I understand your concern about our record, but with me it's not about win-lose.
Sonucu önemsemenizi anlıyorum, ama benim için mesele... kazanıp kaybetmek değil.
As to the other, I understand your concern, Mrs Presley.
Diğer konuda, endişelerinizi anlıyorum Bayan Presley
I understand your concern, Harry.
Endişeni anlıyorum, Harry.
I understand your concern, Admiral.
İlginizi anlıyorum, Amiral.
Mr. Mayor, I understand your concern, but you've got to understand, we have more than 9,100 hydrants.
Sayın başkan, ilginizi anlıyorum ama siz de anlamalısınız ki 9100 taneden fazla yangın musluğumuz var.
I don't understand your concern for her.
Bu kaygınızın nedenini anlamıyorum.
I understand your sons'concern.
Oğullarının endişelerini anlıyorum.
I can understand your concern.
İlginizi anlayabiliyorum.
I understand that beyond it being a matter of principle many of you are troubled by the concern and anxiety this story of an epidemic might cause to your relatives and friends on Earth.
Bunun bir ilke meselesi olmasının ötesinde, çoğunuzun bu salgın söylentilerinin Dünya'daki yakınlarınızda yaratacağı endişe yüzünden tedirginlik duyduğunuzu biliyorum.
I don't understand your concern.
Endişeni anlamıyorum Bir Numara.
Now,... Cmdr Riker has asked that your laboratories be inspected for stolen tissue samples. I understand his concern.
Yarbay Riker, laboratuarlarınızın çalıntı doku örnekleri açısından... araştırılmasını istedi.
I do not understand your concern.
Endişeni anlayamıyorum.
I understand your concern.
Endişenizi anlıyorum.
I understand your concern, my dear, but consider :
Bak, endişeni anlıyorum canım.
He seems unkind to almost everyone outside of the club. I can understand your concern.
- Öyle görünüyor ki klübün dışındaki herkese karşı kaba davranıyor.
I understand, even appreciate your concern.
Endişeni anlıyorum, hatta bunun için minnettarım.
I totally understand your concern.
Endişeni çok iyi anlıyorum. Gerçekten.
Although from what I understand, that particular organization would really be... none of your concern.
Ama bildiğim kadarıyla... bu bahsi geçen organizasyon seni kesinlikle ilgilendirmez.
I appreciate your concern, but you don't understand.
Benny, kaygını anlıyorum, ama anlamıyorsun.
I understand your cause of concern but my family is superstitious, too. We're called Baptists.
Endişenin nedenini anlıyorum ama benim ailem de batıl inançlıdır.
Now, I don't understand this whole grand design thing, nor do I want to, but if your only concern is where we end up, isn't it up to us, with free will and all, how we get there?
Şimdi, tüm bu büyük düzen olayını anlamıyorum, ve anlamak da istemiyorum. Ama eğer tek endişemiz, nerede duracağımızsa, kendi irademizle falan oraya nasıl geleceğimiz bizim elimizde değil mi?
I totally understand your concern.
Endişenizi kesinlikle anlayabiliyorum.
I can understand your concern and fears.
Endişenizi ve korkularınızı anlayabiliyorum.
i understand your concerns 39
i understand 8174
i understand you 114
i understand what you're saying 52
i understand everything 43
i understand now 77
i understand your frustration 49
i understand that 881
i understand it 80
i understand you're upset 45
i understand 8174
i understand you 114
i understand what you're saying 52
i understand everything 43
i understand now 77
i understand your frustration 49
i understand that 881
i understand it 80
i understand you're upset 45