I went traduction Turc
47,948 traduction parallèle
I went to see romero in prison.
Romero'yu hapiste görmeye gittim.
I went for a walk in the woods, And I felt better than I'd felt in so long, ever since...
Ormanda yürüyüşe çıktım, ve şeyden beri hiç olmadığı kadar iyi hissettim...
And then, like, when I went to look at the body...
Sonra cesede bakmaya gittim.
Oh, I went down on Lilly for about 20 minutes.
Onu yaklaşık 20 dakika yaladım.
Then I went for a drive.
Ah, sonra da arabaya bindim.
I went to Mark Costley because of his background in security and asked for his advice.
Güvenlik geçmişi vesilesiyle Mark Costley'ye gittim ben de ve ondan yardım istedim.
Basically Ali broke up with me and I went outside, and I ran into Holly, and things got out of hand, and...
Kısaca Ali benden ayrıldı, ben de dışarı çıkınca Holly'ye rastladım ve işler kontrolden çıktı...
We're still in contact, and I went over to his house...
Hâlâ iletişim hâlindeyiz ve evine gittim...
That guy, we have been in contact, and I went over to his house, and we had a fight, and he pushed me to the ground.
O adamla temas hâlindeydik ve evine gittim. Kavga ettik ve beni yere itti.
Right. And when I went back down there, she and her mercenaries were snacking on rob Thomas'brain.
Doğru, ve aşağıya geri döndüğümde o ve paralı askerleri Thomas'ın beynini yiyordu.
When I went on their website, I was shocked to see that none of this information was featured on their home page.
Web sitelerine girdiğimde, ana sayfalarında bu bilgilerin hiçbirinin yer almadığını gördüğümde şoke olmuştum.
So, I went into my phone and it turns out last night, after I told her that the interview's gonna be about the correlation between diet and cancer, she said she could no longer do the interview.
Ben de telefonuma baktım ve ortaya çıktı ki dün gece, ben temsilciye röportajın konusunun beslenme ve kanser arasındaki korelasyonla ilgili olacağını söylediğimde, kendisi bu röportajı artık yapamayacağını söyledi.
I went to speak with premier physician, diabetes expert and researcher, Dr. Neal Barnard.
Ben kıdemli bir doktorla, diyabet uzmanı ve araştırmacısı Dr. Neal Barnar'la konuşmaya gittim.
But, when I went on a leading diabetes organization's website, the American Diabetes Association, not only did they not have this information front and center, they were featuring recipes for red and processed meat.
Et tüketimiyle diyabet arasındaki ilişki göz ardı edilemezdi fakat önde gelen diyabet kuruluşlarından Amerikan Diyabet Kurumunun internet sitesine girdiğimde bu bilgiye açıkça yer vermedikleri yetmezmiş gibi kırmızı et ve işlenmiş et önerileri olduğunu gördüm.
That's why when I went on the American Heart Association's Heart-Healthy Recipes page, I could not believe they had an entire section on beef recipes?
Bu yüzden Amerikan Kalp Derneğinin kalp dostu öneriler sayfasına girdiğimde bütün bir bölümün biftek tariflerine ayrılmış olduğuna inanamadım.
I went straight to the local Susan G. Komen chapter to see if they would answer my questions.
Susan G. Komen'in yerel şubesine gittim. Bakalım onlar sorumu cevaplayacak mıydı.
I went to the headquarters of the Center for Food Safety, the nation's leading FDA government watchdog group to see how concerned we need to be about drugs in our food.
Gıda Güvenliği Merkezinin ana binasına gittim. FDA'nın faaliyetlerini gözlemleyen ulus çapında en büyük kuruluş. Gıdalarımızdaki ilaçlar hakkında ne kadar endişelenmeliyiz diye sormak için.
So, I went to the headquarters of these organizations myself.
Amerikan Kalp Derneği Ulusal Merkezi Bu yüzden, bu kuruluşların merkezine kendi başıma gittim.
I went back and dug deeper into the health organizations'funding, and there it was again.
Geri dönüp sağlık kuruluşlarının finansmanını incelediğimde yine aynı şeyi gördüm.
I went to so many different doctors for help, and I tried so many different medications to help me with my asthma and nothing helped, and I was stuck on the couch for the last 10 months unable to breathe,
Bu benim için çok can sıkıcıydı çünkü yardım almak için çok sayıda doktora gittim. Astımıma yardımcı olması için çok çeşitli ilaçlar denedim ve hiçbiri işe yaramadı.
And as soon as I went vegan, tendinitis started disappearing. My strength in my right arm started coming back.
İnanılmaz, diye düşündüm ve vegan olur olmaz tendinit kaybolmaya başladı.
And when I went vegan, I lost 15, 20 pounds. I was more agile, I was more efficient and more stamina in my body.
Yani ihtiyacım olmayan bir kütle taşıyordum ve vegan olduğumda, sekiz on kilo kaybettim.
I went to Mexico.
Meksika'ya gittim.
I went ahead and, um... I figured I should maybe...
Size sormadım ama şöyle yapsam iyi olur diye düşündüm.
I went to visit him a few weeks ago.
Birkaç hafta önce onu ziyarete gittim.
Oh, I went looking for answers, Doc Sara.
Ben cevap aramaya gittim, Doktor Sara.
That's when I saw that the basement door was open, so I went down there.
Bodrum kapısının açık olduğunu o zaman gördüm.
So I went to the house.
Ben de eve gittim.
I went in the basement.
Bodruma indim.
I went to grammar school with this boy named Ibrahim.
İbrahim adında bir çocukla ilköğretim okuluna gitmiştim.
I went to prison for killing a guy in a bar fight. I didn't even want to get into it, okay?
- Bar kavgasında birini öldürdüğümden dolayı hapse girdim.
It was this one thing that happened, and I went about my day, pretending all was cool.
Olup bitmiş bir şeydi, her şey yolundaymış gibi hayatıma döndüm.
Wait, you went round Langley and straight to the Senate Intelligence Committee?
Bekle, Langley'i dolaşıp doğrudan Senato İstihbarat Komitesi mi?
Well, I'm sorry, I'm ruining your speech, but the light went off.
Pardon, konuşmanı bölüyorum ama ışık söndü.
- I got one in the leg. I'll be okay. Went straight through.
- Bacağımdan vuruldum ama iyileşirim.
I remembered he told me his buddy is an engineer at one of those storage companies, so I think he went over to make sure it was all being done properly, but I can find him and make sure it's going okay.
Herhalde her şey yolunda mı diye kontrol etmek için oraya gitti. Truman'ın yanına gidip duruma bakabilirim.
I just don't get why you went to him.
Neden ona gittiğini anlayamıyorum.
You went for drinks with Mr Costley after work on, I believe, three orfour occasions.
İş çıkışı Bay Costley'le bir şeyler içmeye gittiniz, Sanıyorum ki, üç dört defa
What was your intention when you went to see Mark Costley to ask his advice about George Selway?
Mark Costley'i görmeye gittiğinizde, George Selway'le ilgili tavsiye istediğinizde, niyetiniz neydi?
And then I broke and went batshit, obviously.
Ve sonra sakatlanıp keçileri kaçırdım belli ki.
And I recently went to my doctor for asthma because I had a very hard time breathing.
Yakın zamanda astım şikâyetiyle doktoruma gittim çünkü nefes almakta zorlanıyordum.
All the aches and pains in my body, it just went away. Because I'm not ingesting so many inflaming foods, the acidic foods that animal products are.
Bedenimdeki tüm ağrı ve acılar kayboldu çünkü artık o tetikleyen, hayvani ürünlerden asitli yiyecekleri besinleri sindirmiyorum.
I've heard there was a battle. Quinn went missing in action.
Bir savaş olduğunu ve Quinn savaş sırasında kayıplara karıştığını duydum.
I was scared. Your guys went all Geronimo in there.
Korkmuştum, beni çok korkuttunuz.
I just... I really wish you'd told me about these plans of yours before you went out and did it.
Ama, keşke kalkıp kendi başına uygulamaya geçmeden önce bu planlarından bana da bahsetseydin.
I was looking for where the man went.
- Adamın nereye gittiğine bakıyordum.
I-I assume there's a reason that he went all frat boy on you.
Tüm hıncını senden çıkarmasının bir nedeni olduğunu varsayıyorum.
To the point that I wouldn't be surprised if she went to confess everything.
Demek istediğim eğer polise her şeyi itiraf etmeye gittiyse buna şaşırmazdım.
I do want to know why you went back to the Legal Clinic after talking to Professor Keating at the scene of the fire.
Neden Profesör Keating ile konuştuktan sonra yangın yerindeki büroya geri döndüğünüzü bilmek istiyorum.
I told her I only went to the legal clinic because I was an emotional wreck and I didn't where else to go.
Ona büroya gitmemin tek nedeninin yaşadığım duygusal boşluk olduğunu ve başka gidecek bir yerimin olmadığını söyledim.
I was just remembering how Laurel went off on all those crying people at Wes'memorial.
Sadece Laurel'in Wes'in törenindeki tüm o ağlak insanları nasıl kalayladığını düşünüyordum.
i went shopping 18
i went for a walk 44
i went home 97
i went too far 34
i went inside 19
i went to 26
i went to the bathroom 21
i went there 77
i went to college 32
i went over there 16
i went for a walk 44
i went home 97
i went too far 34
i went inside 19
i went to 26
i went to the bathroom 21
i went there 77
i went to college 32
i went over there 16