Is this your son traduction Turc
1,927 traduction parallèle
This is Your last chance.
Bu son şansın.
This is your chance to make it right.
Bu her şeyi düzeltmek için son şansın.
This is gonna be your best year in the last seven.
- Bu, son yedi yıl içinde geçirdiğin en iyi senen olacak.
At least, this is the last time I'll have to eat your lousy rat poison.
En azından bitli fare zehrini bu son yiyişim.
Is it gonna make me sound like my dad if I say you have the rest of life to throw these parties. This might be the last opportunity to rouse naked strangers from making love on your mattress.
Aynen babam gibi konuşmuş olacağım ama bu inanılmaz partileri istediğin zaman verebilirsin ama bu, karyolanda sevişen gençleri kovalamak için son şansın olabilir.
For the last time, This dinner is very important to your stepfather and me.
Son kez söylüyorum bu yemek üvey baban ve benim için çok önemli.
- Yes, this is your last stop.
- Evet son durağınız burası.
This is your last chance to save yourself.
Kendini kurtarman için bu son şansın.
But understand this is your last bullet.
Bunun son kurşununuz olduğu gerçeğini de göz önüne alın.
This is your last chance!
- Bu senin son şansın!
The last thing we need is your mother in on this.
Annenin dahil olması, en son ihtiyacımız olan şey.
This is your last chance
Bu senin son şansın.
This is your last warning.
Bu son uyarın.
Mrs. Horn, i know this is difficult, But when was the last time you heard from your husband?
Bayan Horn, sizin için zor olduğunun farkındayım ama eşinizden en son ne zaman haber aldınız?
This is your last chance, maggie.
Bu son şansın Maggie.
This is going to be your last pizza in my cabin.
Bu odamda yediğin son pizza olsun.
And make money and bounce back Steve... let's face it... the recent accidents on your site haven't been great for your business... you are on the verge of a shutdown... this is your chance to get back...
Paranı kazan ve övün Steve... Şunu kabul edelim... son zamanlarda ki kazalar..... şirket için iyi olmaz... Bir kapatılma eşiğinde bulursun kendini...
This is your daughter son.
Bu kızının oğlu.
So this is your last day?
Yani bu son günün mü?
- This is your last warning.
- Bu son uyarınız!
This is your last surgery, that's how good he is.
Bu senin son ameliyatın, bu da onun iyi olduğu iş.
- This is from your last batch.
- Bu sizin son partiden.
Freddie, this is your last chance before I ring him.
Freddie, babanı aramadan önce son şansın.
Look! This is your last free tea.
Bana bak bu son beleş çay.
This is for your benefit, son.
Bu senin yararına evlat.
All right, well, you tell me this, then. Honestly, if this is the choice that I'm left with..... if you were me, would you choose that life for your son?
Pekala, şey, Bana anlat o zaman. dürüstçe, Bu ayrılma kararım ise..... Benim yerimde olsaydın, Oğlun için bu hayatı seçer miydin?
This is your last chance. Jarvis!
Bu senin son şansın.
Oh, this is too clean. They'll never believe it. Son, know your audience.
Çok temiz, bana inanmayacaklar.
Is this how you imagined you'd be spending Your last days as a bachelor?
Bekarlığının son günü için hayal ettiğin şey bu muydu?
This is your last day.
Son günün.
I'm going to help your son breathe. Now, this is going to look a little worse than it really is, all right?
Pekala, bu olduğundan biraz daha kötü gözükecek ama...
On the bright side, Gossip Girl does not report on college so this is your last day to be under her rule.
Dedikoducu kız üniversitede olmayacak,... yani bu, onun hakimiyeti altındaki son günün.
This is your last chance before we take the deal to Mahone.
Bu son şansın, yoksa teklifi Mahone'a götüreceğiz.
This here is a drawing of a wound that was inflicted by your son on the back of Eno-san with the knife.
Buradaki çizim oğlunuzun saldırdığı birinin sırtında açtığı yara izi. Eno-san'ın sırtına bıçakla kazıdığı sembol.
This is your last warning.
Bu son uyarım.
- Oh, Haley James Scott, this is a women's bathroom, you're a teacher, and your son is out there.
Haley Scott, burası bayanlar tuvaleti. Sen bir öğretmensin ve oğlun da buralarda.
This is the last time I'm doing you and your vampire buddies a favor, so don't even...
Bu sana ve vampir arkadaşlarına yaptığım son iyilik. Bir daha sakın...
Says here that this is your last session.
Burada son seans olduğu yazıyor.
What you're doing to your son is illegal in this country, do you understand?
Oğluna yaptığın şey bu ülkede kanunlara aykırı, anladın mı?
This is the second time in two weeks a woman's found in your bar with her heart missing.
Son iki haftadır, dolabında ikidir kalbi alınmış bir kadın buluyoruz.
This is your last chance.
Elliot, bu son şansın!
Becca, this is your last chance to change your mind.
Becca, fikrini değiştirmek için bu son şansın, hadi.
- What? - Shepherd said this is your last shot.
Shepherd, bunun son şansın olduğunu söyledi.
- This is, uh, the rest of your stuff from the house.
Bunlar da evde kalan son eşyaların.
This is the last time I come to your rescue.
Bu seni son kez kurtarmaya gelişim.
This is how will remember your son.
Böylelikle onu anabiliriz.
This is your last full practice before you all leaving for Boston.
Bu Boston'dan gitmeden önce yapacağınız son büyük idman.
"This is your last shift."
"Bu son mesainiz" dedi.
This is your last chance, ray.
Bu son şansın, Ray.
this is your last chance to tell the truth, right here, right now.
Doğruyu söylemek için son şansın tam burda, tam şu anda.
This is your solution of last resort.
Bu elimizdeki son çareydi.
is this seat taken 84
is this your house 39
is this 710
is this your room 18
is this your first time 32
is this your daughter 42
is this really happening 45
is this your car 67
is this your husband 19
is this for me 51
is this your house 39
is this 710
is this your room 18
is this your first time 32
is this your daughter 42
is this really happening 45
is this your car 67
is this your husband 19
is this for me 51