English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ I ] / It could be fun

It could be fun traduction Turc

233 traduction parallèle
- It could be fun for you too.
- Senin için de eğlenceli olabilir.
I'm going back to staff HQ tomorrow. Look, why don't you come with me? It could be fun.
Halka Açık Yakarak İnfaz 13 Ağustos Cuma Yağışlı Olursa Kapalı Yerde
- It could be fun. No? All right.
- Hem de eğlenceli olur, ha?
It could be fun.
Çok hoş olabilir.
- It could be fun.
- Eğlenceli olacak.
- It could be fun.
- Eğlenceli olabilir.
We won't cry, because it could be fun What I'm trying to do is constantly find those people... find out what makes them the best and bring that...
O insanlara ulaşmaya çalışıp nasıl en iyi...
She could floss her teeth with you, but it could be fun.
- Beni korkutuyor. Bir ayda, seni dişlerini temizlemek için kullanmaya başlayabilir
Listen, you could help me. It could be fun.
Dinle, bana yardım edebilirsin.Eğlenceli olacak.
It could be fun to discuss dick-size in public.
Penis büyüklüklerini alenen konuşmak eğlenceli olurdu doğrusu.
- Come on, it could be fun.
- Hadi ama eğlenebiliriz.
It could be fun.
Eğlenceli olabilir.
It could be fun.
Keyifli olabilir.
It could be fun.
Eğlenceli olabilir, bilirsin.
I want you to go up in your room... take everything that looks like it could be fun... put it in the garage.
Sen cezalısın, Seni istiyorum Odanızda kadar gitmek, O görünüyor şeyi almak gibi eğlenceli olabilir, garaja koydu,
WELL, I GUESS IT COULD BE FUN.
Sanırım bu eğlenceli olabilir.
- It could be fun, couldn't it?
- Eğlenceli olabilir, değil mi?
You have to come Come on, it could be fun
Gelmelisin. Hadi ama, eğlenceli olabilir.
So with the right attitude and a couple cocktails, it could be fun.
Yani, doğru tavır ve bir çift koktaille eğlenceli olabilir.
- Oh, come on, Ryan, it could be fun.
- Hadi Ryan, eğlenceli olacak.
You know, it's no big deal, but it could be fun.
Büyük birşey değil, ama eğlenceli olabilirdi.
- It could be fun some time, is it not?
- Bazen eğlenceli olabilir, değil mi?
It could be fun, raising a kid together.
Birlikte çocuk yetiştirmemiz eğlenceli olabilir.
I thought it could be fun, but these girls will do anything to win.
Eğlenceli olabilirdi ama bu kızlar her şeyi yapabilirler.
It would be really fun if we could find an alien that could, you know, send me an email or twitter or whatever, all day long, but the profound question is life or nonlife.
Eğer tüm gün buyunca mail atan, twitterde gezen, Vesaire uzaylılar bulsak Bu gerçekten çok komik olurdu, Ama önemli olan soru hayat olup olmadığı.
Yet, if I was married and could come here once or twice a week, it might be fun.
Eger evIi oIsaydm ve buraya hafta bir iki kere geIebiIseydim, egIenceIi oIabiIirdi.
She said how could it be fun for me if she didn't like it?
İstemediğim bir şey nasıl hoşuna gidebilir diye sordu.
Sounds like it could be a lot of fun.
Çok eğlenceli olacağa benziyor.
Golf could be fun if you could play alone. But it's these genetic defectives that you have to hang around with that makes it such a boring pastime.
Yalnız oynarsanız keyifli olabilir ama taşıdığımız şu genetik bozukluklar yok mu onlar çok sıkıcı bir hale getiriyor.
I could snap your neck in a second, but it wouldn't be as much fun.
Boynunu bir anda kırabilirim, ama bu hiç de eğlenceli olmayacaktır.
This looks like fun, this looks like fun Could it be I got my wish?
Eğlenceli sanki, eğlenceli sanki Dileğim gerçekleşti mi?
Well, I mean, how much fun could it be?
Hem zaten ne kadar eğlenceli olabilir ki?
It could be fun. Okay.
Tamam.
You see, I left a message on her machine saying how upset you were and it might be fun if she could join us on the cruise.
Telesekreterine bir mesaj bıraktım. Senin çok üzüldüğünü söyledim. Ve burada bize katılmasını istedim.
It could be kind of fun.
Eğlenceli olabilirdi.
IT COULD BE KIND OF FUN.
Eğlenceli olabilir.
- Well, come on, look, look, look, just give me a clue. - Yeah, give him a clue. - What kind of fun could it be just to kill him?
"Kesinlikle Mahkumla hertürlü fiziki temas yasak"
I mean, Sam, he could be over the top sometimes, but it was fun.
Yani, Sam bazen her şeyin üzerinde olabiliyordu, ama çok eğlenceliydi.
It won't be anything like this... but it will be fun. Maybe you and Grandpa could come.
Böyle olmayacak ama eğlenceli olacak.
It won't be fun. " All right. Could you stop making a production out of this?
Tamam, şunu büyütmeyi keser misin?
That sounds like it could be kind of fun, right?
Kulağa sanki eğlenceli olacakmış gibi geliyor, değil mi?
I've forgotten how much fun it could be- - even though we were conning your own daughter... who I haven't seen since she was what, 4?
Aldattığımız kişi kızın olsa bile. Onu 4 yaşından beri mi görmemiştim? Üç.
You know, the children have made a plan to go to the fair... I was thinking if you could join us, it would be great fun!
biliyorsun çocuklar panayıra gitmek için plan yapmışlar... düşünüyordum da sen de katılırsan çok eğlenceli olur!
It could be just as much fun.
Eminim çok eğlenceli olur.
it could be fun.
- Haydi, lütfen.
You said it'd be fun to date one because then you could rest your beer on her head,
Biriyle çıkmanın eğlenceli olacağını söylemiştin. ... çünkü onun kafasına biranı koyabilirmişsin.
Just for fun, if you could go to any law school, Which would it be?
İstediğin bir hukuk fakültesine gidebilecek olsan, hangisine giderdin?
I thought it might be something fun we could do together.
Birlikte bir şeyler yapmamız eğlenceli olur diye düşündüm.
It was the first time I realized that absolute reality could be so much more fun than fantasy.
Gerçek, hayalden çok daha eğlenceli olabiliyor.
I said we could go try some local specialties at my friends'restaurant, it should be fun.
Arkadaşlarımın restoranında bazı bölgesel spesiyallerin tadına bakabiliriz dedim. Eğlenceli olur.
Well, I was kind of bored, so I thought it'd be fun to run every single test I could think of.
Canım sıkılıyordu, eğlenceli olur diye yapabileceğim bütün testleri yaptım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]