English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ I ] / It hasn't been easy

It hasn't been easy traduction Turc

213 traduction parallèle
- It hasn't been easy, has it?
- Çok kolay değildi, öyle mi?
- It hasn't been easy.
- Hiç kolay olmadı.
And I know it hasn't been easy.
Kolay olmadığını da biliyorum.
It hasn't been easy.
Hayat kolay değildi.
It hasn't been easy bringing you up without a father.
Seni baban olmadan büyütmek kolay olmadı.
First, I want you to know that... it hasn't been easy for me.
Önce şunu bilmeni istiyorum ki benim için hiç kolay olmadı.
It hasn't been easy, I can tell you.
Kolay olmadı, bunu söyleyebilirim.
I've been searching for you, and it hasn't been easy.
Sizi arıyordum ve kolay olmadı.
I've been waiting 16 years, and it hasn't been easy.
On altı yıldır bekliyorum,.. ... hiç de kolay geçmedi.
It hasn't been easy on Spock.
Spock için kolay olmadı.
Of course everything's always been easy for you, hasn't it?
Tabii, senin için hep kolay oldu değil mi?
My husband and I just separated recently and it hasn't been easy on the children, but...
Eşim ve ben kısa süre önce ayrıldık... ve bu çocuklar için hiç de kolay olmadı ama...
But it hasn't been easy!
Ama kolay olmadı!
- It hasn't been easy.
- Hiç kolay değil.
It hasn't been easy, but you can do anything in this country.
Kolay olmadı, ama bu ülkede her şeyi yapabilirsin.
It hasn't been an easy day, but any day I carry the US mail l count myself a lucky and useful human being.
Sen nasılsın? Kolay bir gün olmadı ama Amerikan postasını taşıdığım her gün kendimi şanslı ve faydalı bir insan addederim.
It hasn't been easy watching the sparks fly across the room.
Öldüremem de zaten.
It hasn't been easy.
Bu kolay olmayacak.
You know, it hasn't been easy with this pool and everything!
Anla, bu havuz ve herşeyle uğraşmak kolay değil!
It hasn't been easy.
Hiç kolay olmadı.
I know it hasn't been easy growing up in such a clinical environment.
- Klinik ortamlarda büyümenin ne kadar zor olduğunu biliyorum.
It hasn't been easy, Harry, but this bitch is ready to run.
Kolay olmadı Harry ama, bu kaltak yarışa hazır.
It hasn't been easy.
Senin için zor olmalı.
It hasn't been easy staying in my rut.
Tekerlek izlerimde kalmak kolay değildi.
Well... it hasn't been an easy time for any of us, Mrs. Rieper.
Hepimiz zor zamanlardan geçiyoruz, Bayan Rieper.
Finding someone who understands that, well, it hasn't been easy.
Bunu anlayışla karşılayabilecek birini bulmak kolay değil.
It hasn't been easy.
Bu hiç kolay olmadı.
It hasn't been easy.
Kolay değildi.
It hasn't been easy for you, I'm sure keeping your Captain and friends in the dark like this.
Dostlarını ve Kaptanını böyle karanlıkta bırakmak senin için zor olmuştur.
It hasn't been easy remaining calm in the face of praise from the Daily Telegraph.
Daily Telegraph'ın histerik övgüsüne karşı sakin kalmak bu kadar kolay olmadı.
It hasn't been easy, but now I feel at peace.
Kolay olmadı ama artık huzurluyum.
It hasn't been easy for him, both his boys going off at the same time.
Bu, onun için hiç kolay değil. İki oğlu da aynı anda evden ayrılıyor.
It hasn't been easy.
Pek kolay olmadı.
It hasn't been easy.
Bu kolay olmadı.
I know this hasn't been easy, but I think we'll all be better for it.
Bunu kolay olmadığını biliyorum, ama hepimizin, bunun üstesinden gelebileceğimizi düşünüyorum.
And it hasn't been easy.
Kolay olmadı.
Look, Andie, it hasn't been an easy year for any of us, but we all do what we have to to hold it together... to cope.
Bak, Andie, bu hiç birimiz için kolay değil, ama bunu hep beraber aşmalıyız... başa çıkmalıyız.
And it hasn't been easy. I have tried to be humble with you. But you're pushing too far.
Sana karşı alçak gönüllü olmaya çalıştım... ama beni çok fazla zorladın.
I've always tried to photograph what's beautiful in life, but... it hasn't always been easy.
Ama bu her zaman kolay olmadı.
Since it's man-made, the trip down should be easy if there hasn't been too much collapse in the tunnels.
İnsan yapımı olduğundan, aşağı inmek kolaydır. Eğer tünellerde fazla çökme olmamışsa.
Oh, it hasn't been easy- - I mean, with your having those dental appointments every day.
Her gün dişçiye gittiğinden dolayı pek mümkün gibi görünmüyordu.
It hasn't been easy for her.
Çok üzülmüştü buna.
Believe it or not, I have changed, and it hasn't been easy considering that the one person I count on the most can't even see it.
İster inan ister inanma, değiştim. Özellikle de en çok güvendiğim insanın bunu göremediğini düşünürsek.
It hasn't been easy.
Yüzyıllar boyunca ejderha birçok kişinin canını aldı anne babamınkiler de dahil. Kolay olmadı.
Well, it hasn't been easy, let me tell you.
Kolay olmadığını söyleyebilirim.
For the past several days, we've been making every effort to recruit members into an alliance, but it hasn't been easy.
Son bir kaç gündür, ittifakımıza yeni üyeler katmak için elimizden geleni yapıyoruz....... ama pek kolay olmuyor.
But it hasn't always been easy.
Ama işin pek kolay olmamış.
And it hasn't been an easy process.
Ve bu çok kolay bir süreç değildi.
It hasn't been easy, believe me.
Inan bana, kolay olmadi.
It's just, it hasn't been exactly easy for me.
Sadece, tüm bu yaşananlar benim için hiç de kolay olmadı.
It hasn't been easy, accepting the idea that my job requires me to... collaborate with my father's killer.
İşim yüzünden babamın katiliyle çalışmak zorunda olmayı kabul etmek kolay olmadı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]