Just answer it traduction Turc
302 traduction parallèle
Just answer it.
Cevap verin.
Don't be too comical ; just answer it.
Bu kadar komik olma, sadece şuna cevap ver.
You just answer it.
Sen cevap ver.
Just answer it!
Cevap ver şuna!
I don't have an answer. I could sit here all day long and just- - it's way above my pay scale.
Tüm gün boyunca orada oturabilirdim ve bilimsel bir açıklaması var mı bilmiyordum.
Not that it matters, but I'm just curious and I would appreciate an honest answer.
Önemli bir şey değil, ama merak ediyorum ve dürüstçe bir cevap verirseniz memnun olurum.
It's just that if you want to ask me any other question, I'm sure I can answer it.
Bana başka bir soru sormak isterseniz yanıtlayabileceğime eminim.
It might just be that you boys are the answer to our prayer.
Dualarımızın karşılığında da siz gönderilmiş olabilirsiniz.
Answer back the Flying Dutchman just got in ahead of him. And sign it St. Peter.
st.peter imzalı bu hollandalı gemi uçarak geliyor.
Just don't expect an answer if that's the way you sent it.
Bu şekilde gönderdiysen, bir cevap bekleme.
Is it just Cal you won't answer?
Yoksa sadece Cal'e mi cevap vermiyorsunuz?
Chesterton might have had the answer in what he just said but, er, I doubt it, I doubt it.
esterton'un az önce söylediği cevap olabilir ama şüpheliyim.
Well, I'd just as soon hear a more respectful way of putting it, but the answer's yes.
Bunun daha saygılı bir ifade ile sorulmuş olmasını tercih ederdim, fakat cevabım yine de evet olurdu.
And he suddenly realised that the answer must be that yes, old-fashioned Greek atomic theory is true, but the atom is not just an abstraction in a physical sense, it has a weight which characterises that element or that element.
Sonuçta eski tarz Yunan atom teorisinin,... tutarlılığını görmüş oldu. Ancak atom, fizik anlamında yalnızca bir soyutlama değildir,... elementleri tasvir eden bir ağırlığa sahiptir.
The ash-tree didn't answer me, It just shook its head.
Cevap verdi sonbahar.
Do you ask because you wanna know the answer or is it just something you think a detective should do?
Bu soruların cevabını öğrenmek için mi soruyorsun yoksa bir dedektifin böyle yapması gerektiğini mi düşünüyorsun?
It's just that your answer is so exactly what it should be, if you are what you say you are.
Hayır. Doktor, yapabileceğim bir şey var mı? Muhteşem ilaçlarım var.
There's a lot of facets here and I don't wanna just answer right off the top of my head because I don't think it would be fair to you or fair to the show.
Çok fazla görüş var cevabı öyle aceleye getirmek istemiyorum çünkü bunun sana veya gösteriye adil olacağını sanmıyorum.
- It's no big deal, just answer them.
- Önemli değil. Onlarla konuş.
At first, he seemed a little reluctant to go into it... so I just kept asking, and finally he started to answer.
İlk başta, konuya girmekte tereddütlüydü ancak sorularım devam ettikçe cevap vermeye başladı.
♪ It was just out of sight ♪ ♪ and the morning was way out of reach ♪ ♪ Well she's made the answer ♪
- Kendinden uzaklarda ve güneş doğuyordu ve kız cevabı buldu günün ışıklarıyla -
Do you remember that night at the library when you asked me if all men made me nervous, or if it was just you? Yeah. You know what my answer is?
Erkeklerin hepsiyle mi yoksa sadece senin yanında mı gergin olduğumu sormuştun.
Well, it is no good, is it, Chief Inspector, if I just give you the answer?
Size öylece cevabı verirsem bir işe yaramaz, değil mi, Baş Müfettiş?
- Don't think about it just answer.
- Düşünmeden cevap ver.
Fuck whether it's a fair question. Just tell us the answer.
Makul olup olmadığını boş ver, bize cevap ver yeter.
For you, it's normal, you talked about your job to answer a question but she was just being pedantic.
Senin için normal. İşinle ilgili konuşup sorulanı cevapladın ama onunkisi sadece ukalalık.
I know, it's just... he won't take no for an answer.
- Biliyorum ama adam "hayır" dan anlamıyor. Çok üzgünüm ama benim gitmem lazım.
Well, if it's just an idle question, I hope you won't force me to answer.
Madem sadece bir soru umarım cevaplamaya zorlamazsın.
I will answer just once, so write it down.
Bir kez cevap veririm, bu yüzden yaz.
I just can't answer it like...
- Öyle birden cevaplayamam...
It just seems to me that I deserve an answer.
Bir cevabı hakediyormuşum gibi geliyor bana.
So I closed my eyes, took a deep breath and just like that, it came to me - the answer I was looking for.
Ben de gözlerimi kapadım, derin bir nefes aldım ve tıpkı böyle, aradığım cevap - bana geldi.
What? Why didn't you just answer Marty if you knew it?
Neden Marty yanıtını vermedin?
Just this once, don't answer it.
Sadece bu defalık, cevap verme.
The answer is in that book. Just go for it!
Cevap oradadır, aramak yeter.
- No, just don't answer it. It's okay.
- Sadece cevap vermezsen bir şey olmaz.
Oh, it's hard to tell with just the comb, but i might be able to give you an answer.
Sadece peteğe bakarak söylemesi zor. Ama sanırım soruna bir yanıt verebilirim.
It might just be part of the answer.
O sadece cevabın bir parçası olmalı.
What do you think it's going to take to change just one little answer on this test?
Ne değişebilir ki siz sadece şu testteki küçük bir cevabı değiştirseniz?
Positive and to answer your next question yes, I've been giving myself 15cc's of tri-ox every four hours to compensate for the excess carbon dioxide in the atmosphere just like it says in my medical tricorder.
Pozitif, bir sonraki sorunuzun cevabı evet, kendime her dört saatte bir 15cc tri-ox veriyorum ki atmosferdeki karbondioksit fazlasını dengeleyebileyim, aynı tıbbi tarayıcılarımda söylediği gibi.
- No, no just answer questions on what it's like being a teenager.
- Hayır, hayır sadece genç olmanın nasıl birşey olduğu hakkında birkaç soruyu yanıtlayacaklar.
- Just don't answer anymore questions! Got it? !
— Başka soruya cevap verme, tamam mı?
Just don't answer any more questions, got it?
— Başka soruya cevap verme, tamam mı?
Not a very imaginative lot, but I'll answer to it just the same.
Çok yaratıcı birisi değilim sadece sorularınız basitçe cevaplandırabilirim.
You answer my question, or I'll personally see to it that you spend the next millennium... chained to a clamp wall wondering just what it is... that's been winding its way up through your bowels for the last 750 years.
Ya soruma cevap verirsin ya da gelecek milenyumu, nemli bir duvara zincirlenmiş şekilde son 750 yıldır bağırsaklarından yukarı doğru çıkan şeyin ne olduğunu merak ederek geçirmeni sağlarım.
Don't answer me back, just do it!
Bana laf yetiştirme, yap sadece!
It's like somebody blurting out the answer to a riddle just when you've...
Sen bilmecenin yanıtını bulmak üzereyken birinin çözümü söylemesi gibi!
I want to answer it. I just...
- Cevap vermek istiyorum.
I feel like we're looking right at the answer, we're just not seeing it.
Sanki cevaba bakıyoruz, ama göremiyoruz gibi hissediyorum.
I just want to make sure it's OK with you before I give them an answer.
Onlara bir cevap vermeden önce, senin için de bir mahzuru olmadığına emin olmak istedim.
You think by talking in circles, I'm just going to get dizzy and and blurt it out... this so-called answer?
Aynı şeyleri tekrar tekrar söyleyince aklımın karıştıracağını böylece ağzımdan sözde yanıtını alabileceğini mi sanıyorsun?
just answer the questions 19
just answer me 27
just answer the question 165
just answer 21
just answer my question 20
answer it 300
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
just answer me 27
just answer the question 165
just answer 21
just answer my question 20
answer it 300
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's cold 680
it is good 116
it's warm 139
it's over 4654
it's okay 22028
it's ok 4874
itchy 49
item 93
it's been so long 173
it's cold 680
it is good 116
it's warm 139
it's over 4654
it's okay 22028
it's ok 4874
itchy 49
itis 22
italy 247
it's me 10254
italian 217
it was 5878
it's all right 8832
itch 25
it's not 5855
itself 24
it's about damn time 34
italy 247
it's me 10254
italian 217
it was 5878
it's all right 8832
itch 25
it's not 5855
itself 24
it's about damn time 34