English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ L ] / Look at that body

Look at that body traduction Turc

89 traduction parallèle
Did you get a look at that body?
Kızın vücuduna baktın mı?
Look at that body.
Şu vücuda bak.
Meanwhile, I'll get a court order and look at that body.
Bu arada mahkeme emri çıkartıp cesedi inceleteceğim.
Look at that body!
Şu vücuda bak!
- Oh, look at that body! She is beautiful!
- Offf, şunun vücuduna bak!
Would you look at that body language? Legs crossed toward each other.
Şu vücut diline bir bak... bacak bacak üstüne
Got a look at that body they wheeled out of here.
- Sen gizli sincap değil miydin?
Buffy's so beautiful, I mean, look at that body,
Buffy ne kadar güzel. Şu vücuda bak.
Look at that body. lt's disgusting!
Şu vücuda bak, ne kadar iğrenç!
Look at that body.
Vücuda bak.
- See if we can get another look at that body.
- Bakalım cesedinden bir şeyler bulabilecek miyiz?
How about you let me have an honest look at that body?
Ya sen, cesede dosdoğru bir bakmama izin verir misin?
Look at that body.
Şu vücuda baksana.
Hold on! I need to look at that body.
Cesede bakmam lazım.
Look at that body.
Şu vücuda bakın,..
But I was hoping that I could get one last look at that body I found.
Bulduğum cesede son bir kez bakmayı umut ediyordum.
Girl, look at that body
* Kız, baksana şu vücuda *
Girl, look at that body I-I-I work out
* Kız, baksana şu vücuda * * Vücut çalışıyorum *
Look at that great body!
Şu vücuduna bir bakın!
Look at the tenseness in his face, that taut body.
Yüzündeki gerilime bak, şu gergin vücuda bak.
You can have a body that cries out "Look at me", "Admire me!"
Vücudunuz, "Bana bakın. Beni takdir edin." diyebilsin.
Look at these wounds.. they are proof of the fact that a body which contains love in the form of blood.. - such a body cannot be severed into pieces.
Şu yaralara bak... bunlar aşk dolu olan ve parçalara ayrılsa bile aşkından asla vazgeçmeyecek bir bedenin gerçek göstergesi.
I know this isn't supposed to matter to people like you, but I've seen her in the shower at the gym, she has a body that makes Bo Derek look like Bo Diddley.
Biliyorum, senin gibiler için fazla önemli değil ama onu spor salonunda duşta gördüm. - Yapma. Bo Derek'le Bo Didley arası bir vücuda sahip.
I want you to take a look at that body.
Hayır, hayır.
But now when you look at me, all you're gonna see is the woman in that video- - a bossy, domineering harpy who uses her body to get what she wants.
Ama şimdi bana bakınca tek görebildiğin o filmdeki kadın. Patronluk taslayan, dominant, istediğini almak için vücudunu kullanan acımasız bir kadın.
Now... let's you and me go look at that dead body, hmm?
Şimdi gidip şu ölü çocuğa bakalım.
Well, I need to look at the body myself before I can say that.
Buna cevap vermek için cesedi incelemem gerek.
That's why it didn't look like a body at first!
Bu yüzden insan cesedine benzemiyordu.
Okay, putting aside the fact that I do look pretty good, considering I've been on the plane for like a day and a half, you cannot ambush me at the airport with flowers and a nicely tanned end-of-summer body, considering the way we left things three months ago.
Pekala, bir buçuk gündür uçakta olmama rağmen bayağı iyi göründüğüm gerçeğini bir kenara bırakırsak bana havaalanında elinde çiçeklerle ve bronzlaşmış yaz sonu teninle böyle pusu kuramazsın. Özellikle de işleri ne aşamada bıraktığımızı düşünürsek, Üç ay önce.
I'm taking a look at the bullets that Alexx pulled out of the body.
Alexx'in cesetten çıkardığı mermideki izlere bakıyorum.
Look, all the hocus pocus stuff is just a way of getting the brain into the proper electro-chemical state to allow the final physical evolution, at which point the matter that makes up this body will turn into pure energy.
Bak, bütün hokus pokus beyini son fiziksel evrime getirebilmek için doğru elektro-kimyasal duruma getirmek bu noktada ise, vücut saf enerjiye dönüşecektir.
This debris gets all jumbled up and lands on the ground around the crater and then it gets compacted with the heat generated by the crater and gets turned into rocks that look very chaotic, you see all sorts of pieces in the rock at different sizes different shapes, all pieces of the rock that were in the area that the impacting body impacted.
Bunlar, Darbe sonucu oluşan kraterlerin çevresindeki topraklarda, kraterin kendi ısısı sonucu sıkışıp farklı boyutlardaki pek çok kayaya dönüşen, oldukça karışık ve dikkat çekici maddelerdir.
That body gives me chills every time I look at it!
Şu bedenin ihtişamına bakın hele...
lts luminance has captivated us... since the beginning of humanity... but a closer look reveals an ever-present source... of myth, controversy, and mystery... an unseen force that pulls at the Earth... every second of the day... a source of illusion and wonder... a celestial body so close to home... that it may impact the way we behave... and the way our body functions.
İnsanlığın başlangıcından beri ışığı bizi büyülemekte. Ama daha yakından inceleyince her zaman söylentiler, tartışmalar ve gizemler yaratan bir cisim. Dünya'yı her an çeken görünmez bir güç.
I go on journeys out of my body and look at my red hands and my mean face and I wonder about that man that's gone so wrong.
Bedenimin dışına çıkıp kırmızı ellerime ve acımasız yüzüme bakıyorum ve bu adam nasıl bu kadar kötü olmuş diye merak ediyorum.
AND I'M ABOUT TO SPEND A COUPLE GRAND MORE ON A PART OF CARRIE'S BODY THAT I DON'T EVEN LOOK AT!
Ve Carrie'nin vücudunun hiç bakmadığım bir yerine daha fazlasını harcamak üzereyim.
I think it's barbaric That people wanna look at the body anyway
Gömsek de kimse cesede bakmasa.
it was less than ten minutes later that the neighbors began arriving, each determined to get a look at the various paramedics and policemen who were all frantically trying to figure out exactly how to bring the body down.
On dakika içinde, mahalle sakinleri oraya toplanmaya başladı. Herkes, sağlık görevlileri ve polisin cesedi aşağı, tam olarak nasıl indirebileceklerini çaresizce düşünmelerine tanıklık etti.
Also, we found some hairs on his body that don't belong to him and that might point to whoever did this, but I was hoping that you would just take a look at him and have one of your eureka moments.
Ayrıca adama ait olmayan bazı saç örnekleri bulduk bunu kimin yaptığını gösterebilir ama ben senin ona biraz bakıp şu bir şeyleri bulma anını yaşamanı umuyordum.
Just let me take a look at whatever's on that body.
Sadece vücudunda ne olduğuna bakmama izin ver.
I understand that agent broyles Has a body for us to look at.
Anladığım kadarıyla Ajan Broyles'un elinde incelememiz için bir ceset var.
Look, I know that you've got Daddy / food / body / confidence / horse issues.
Bak, baba, aşırı yemek, aşırı vücut aşırı güven ve aşırı at sorunların olduğunu biliyorum.
You can almost look at any technology that we use today as an extension of the human body.
Bugün kullandigimiz teknolojilere bakarak insan vücudunun uzantilarini görebilirsiniz.
You can't look at a dead body, but you could slurp that snot down?
Bir cesede bakamamana rağmen o sümüksü şeyi hüpletebiliyor musun?
They didn't want me to look at the body, that's why.
İşte bu yüzden benim cesedi görmemi istemediler.
So if you want her to go this way, you want her to go this way, that's how you work with her, because you want that judge to be able to look at every single part of this pig's body all the time.
O yüzden bu tarafa dönmek istersen, ya da bu tarafa, bu şekilde yapmalısın, çünkü jürinin domuzun her tarafını her zaman görmesini sağlamalısın.
Take a break, have a look at it ; if it's one body, is this a "body" without the "S"? And if it's plural, you put "ies" in there, now that makes "the bodies" ;
Dur biraz, tek vücut olsaydı sonu "lar" la bitmezdi, değil mi?
Let me take a good look at that map on your body.
Vücudundaki şu haritaya bir bakayım.
When you look at being able to fight disease, whether it's identifying malignant cells and killing them, we're trying to go through the garbage of all the functions that are out in the natural world and identify those that are useful to us in trying to be able to identify a correct disease state in the body.
Hastalıklara karşı savunma mekanizmasını inceleyince bu kötü huylu hücrelerle savaşıp onları öldüren doğal dünyada vücuttan dışarı atılan atıkları bulmaya çalışıyoruz ve işimize yarayacak olanları tespit edip vücutlarımızdaki doğru hastalık bilgi tabanını tespit etmeyi deniyoruz.
- Look at that corn-fed body.
- Mısırla beslenmiş şu vücuda bak.
People say that realistic acting began with Marlon Brando in America, but look at Ruan here, her weariness, her understated gestures, her body language.
İnsanlar gerçekçi oyunculuğun Marlon Brando'yla başladığını söyler. Ama bir de Ruan'a bakın, bıkkınlığına minimalist mimiklerine, vücut diline.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]