English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ M ] / Maybe we shouldn't

Maybe we shouldn't traduction Turc

544 traduction parallèle
Maybe we shouldn t.
Belki gerekmiyordur.
Maybe we shouldn't have come.
Buraya gelmemeliydin.
Maybe we shouldn't leave her alone.
Onu yalnız başına bırakmasak mı acaba?
Maybe we shouldn't have come.
Belki de hiç gelmemeliydik.
You know, Eddie maybe we shouldn't head for L.A. Maybe we should head straight for the border.
Var ya Eddie belki de Los Angeles'a gitmemeliyiz.
Manny said, maybe we shouldn't tell that again.
Manny bu konuyu açmamamız gerektiğini düşündü.
Oh, Mario, maybe we shouldn't.
Mario, belki de bunu yapmamalıyız.
Maybe we shouldn't ask him any more questions.
Belki de başka soru sormamalıyız.
AS IF MAYBE... WE SHOULDN'T HAVE COME BACK FROM THAT FLIGHT AT ALL.
Sanki, o uçuştan geri hiç dönmemeliymişiz gibi.
Maybe I shouldn't say this, but we can't go on for much longer.
Bunu söylemem gerekir herhalde, ama daha fazla dayanamayız gibi.
Maybe we shouldn't even leave the hotel together.
Belki otelden de birlikte çıkmamalıyız.
Maybe we shouldn't see each other anymore.
Bir daha görüşmesek daha iyi olacak bence.
Well, if you don't think we can, maybe we shouldn't try.
- Belki de denememeliyiz. Tam olarak böyle demedim.
Maybe we shouldn't have gone into the whole thing.
Belki de bu şeyleri gölgede mi bırakmak gerekirdi?
Maybe, we shouldn't go to Syberia?
Belki, Sibirya'ya gitmemeliyiz?
Maybe we shouldn't get Mike mixed up in this too directly.
Belki Mike'ı bu işe doğrudan karıştırmamalıyız.
Well, maybe we shouldn't have listened to you, maybe Bensington was right.
Belki de seni dinlememeliydik... belki de Bensington haklıydı.
Maybe we shouldn't have worried so much about whether he loved us or not.
Bizi sevip sevmediğini bu derece merak etmesek de iyi olacak belki, ne dersin?
Maybe we shouldn't.
Belki de yapmamalıyız.
Maybe we shouldn't plan to go away right now.
Belki gitme planımızdan vazgeçmeliyiz.
Maybe we really shouldn't look for him anymore.
Artık onu aramamalıyız belki de.
- Maybe we shouldn't do this, Ali.
- Yapmasak daha iyi olur galiba, Ali.
Maybe we shouldn't.
Belki de başarmamalıyız...
- Maybe we shouldn't.
- Belki de yapmamalıyız.
Maybe we shouldn't have stayed.
- Kalmamalıydık belki de. - Evet.
Maybe we shouldn't, Nao-chan...
Belki de biz, Nao-chan...
Maybe we shouldn't move.
Belki de taşınmamalıydık.
Maybe we shouldn't wake him.
Belki onu uyandırmamalıyız.
Maybe we shouldn't even tell her about it till we find out more about what happened out here.
Belki de burada ne olduğunu bulana kadar... bunu ona söylememeliyiz bile.
Maybe we shouldn't press our luck.
Belki şansımızı zorlamamalıyız.
maybe we shouldn't have let dad go over there.
Keşke babamın gitmesine izin vermeseydik.
Maybe we shouldn't have come back.
Belki geri dönmemeliydik.
Maybe we shouldn't touch that power.
Belki de bu güce dokunamayız.
Honey, maybe we shouldn't tell this story...
Sevgilim, belki de bu hikayeyi anlatmamalıyız.
Maybe we shouldn't push this.
- Belki de zorlamamalıyız.
Maybe we shouldn't leave the girls here alone tonight.
Bu gece kızları burada yalnız başlarına, bırakmasak iyi olur.
Just between us- - maybe I shouldn't say it- - we don't all agree with the drastic tactics that are removing our top specialists from their posts.
Aramizda kalsin... belki soylemem lazim... bizim en iyi uzmanlarimizi konumlarindan eden set taktikleri hepimiz birden onaylamiyoruz.
Maybe we shouldn't see each other for a while.
Belki birbirimizi kısa bir süre için görmemeliyiz.
Maybe we shouldn't light the fire. Let's see who they are first.
Belki de ateşi yakmadan önce kim olduklarına bakmalıyız.
Well, I'm just beginning to think... maybe we shouldn't wait for someone to come and find us.
Ee, sadece düşünmeye başlıyorum belki de birinin gelip bizi bulmasını beklememeliyiz.
Maybe we shouldn't, uh -
Belki de burada yapmamalıyız.
Maybe we shouldn't start writing today.
Bugün yazmaya başlamasak mı ne.
Maybe we shouldn't try to.
Belki de onları anlamaya çalışmamalıyız.
Maybe we shouldn't go to the state finals.
Belki eyalet finallerine gitmemeliyiz.
Well, maybe we shouldn't play this music.
Belki de bu müziği çalmamalıyız.
- But, boss, maybe we shouldn't...
- Ama patron, belki de biz... - Hainler!
Maybe we shouldn't have told you you were adopted.
Belki sana evlat edinildiğini söylememeliydik.
Maybe we shouldn't have brought him along.
Belki de onu getirmemeliydik.
Maybe we shouldn't let on how worried we are.
Belki de bu yüzden endişelendiğimizi belli etmemeliyiz.
I'm thinking maybe we shouldn't do this.
Belki de bunu yapmamalıyız.
Maybe we shouldn't see each other.
Belki de görüşmemeliyiz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]