English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ M ] / Maybe we should just

Maybe we should just traduction Turc

1,267 traduction parallèle
Maybe we should just get a cabin too.
Belki biz de bir kulübe kiralamalıyız.
But I thought maybe we should just.. .. keep our options open.
Seçeneklerimizi açık bırakmamız gerektiğini düşünüyorum.
Look, maybe Owen's right, maybe we should just take off.
Bak, belki Owen haklıdır, belki de buradan git...
Maybe we should just not talk for a while.
Belki bir süre konuşmamalıyız.
Maybe we should just... take a break.
Belki biz sadece... ara vermeliyiz.
Maybe we should just be glad... that we lived this long, good life together.
Belki de bu uzun ve güzel hayatı birlikte yaşadığımız için mutlu olmalıyız.
- Hey, to be fair... maybe we should just give him a head start.
- Hey, adil olmak gerekirse... belki de ona bir avantaj vermeliyiz.
- Maybe we should just reschedule.
Belki de yemeği başka bir zamana ertelemeliyiz.
Look, maybe we should just tell my father.
Bak, belki de babama söylemeliyiz.
Maybe we should just let it go.
Belki de peşini bırakmalıyız.
Maybe we should just rent new ones, you know? Ow! Damn it.
Belki de yenilerini kiralamalıyız.
I don't know, maybe we should just see this through.
Bilmiyorum, belki de bunu denemeliyiz.
Oh, I don't know, girls, maybe we should just surprise him.
Oh, bilmemki kızlar, belki de onu şaşırtmalıyız.
Maybe we should just lock the door and walk away.
Belki de kapıyı kilitlemeli ve uzaklaşmalıyız.
Look, Peter, this second honeymoon was a nice thought... but maybe we should just go home.
Bak, Peter, bu ikinci balayı fikri çok güzeldi... ama belki de artık eve dönmeliyiz.
Maybe we should just leave her.
Belki kendi haline bırakmalıyız.
I'm just like super-busy right now, so... maybe we should just... call it a day.
Birden sanki çok meşgul olduğumu hatırladım, bu yüzden... belki bir gün... gününü sen söyle...
Maybe we should just call it a day.
Belki birbirimize bir gün vermeliyiz.
Okay, maybe we should just order.
Tamam, belki ısmarlasak iyi olur.
- Maybe we should just talk and see what happ... |
- Belki de konuşup neler olacağını görmeliyi... - Hayır.
Ana's right, maybe we should just push on.
Ana haklı, belki de devam etmeliyiz.
Hey, you know, maybe we should just leave.
İstersen gidebiliriz.
Maybe we should just keep this to ourselves for now.
- Evet, belki de bunu... Şimdilik kendimize saklamalıyız.
Maybe we should just end it, you know?
Belki de gerçekten bu işi bitirmeliyiz
Maybe we should just step away from this thing.
Bilmiyorum... Belki de bu işten uzak durmalıyız.
Maybe we should just pick up some ice cream?
Dondurma almalıyız belki de.
You know, maybe we should just ask Maggie what he would have wanted.
Belki de ne istediğini Maggie'ye sormalıyız.
Maybe we should just see what dad has to say.
Belki de babamın ne söyleyeceğini dinlemek lazım.
Maybe we should just keep it to ourselves for a while and see what happens.
Belki bir süre kendimizi saklamalı ve neler olduğuna bakmalıyız.
Um, meh-maybe we should just go home.
EE, belki de eve gitmeliyiz.
Maybe we should just go to the game.
Maçı izlemeye mi gitseydik?
Maybe we should just forget it.
Belkide boşversek iyi olur.
- Maybe we should just tell him.
- Ona söylesek iyi olacak sanırım.
It's just seeing everyone after so long... curious Kira... It's gonna rain. Maybe we should just go home.
Yağmur geliyor, belki de eve dönmeliyiz.
Maybe we should just come back in the morning.
Belki de sabah yeniden yapmalıyız.
Maybe we should just go home. No.
Hayır.
Maybe we should send in a second scout just to be safe.
Belki de emin olmak için ikinci bir öncü göndermeliyiz.
Anyway, I was just thinking that maybe we should emphasize athletics a little bit more in this family.
Neyse, aileyi biraz daha spor yapmaya teşvik etmeliyiz diye düşünüyordum.
Now, this may just be me having my head against a hundred-degree furnace for an hour... but maybe we should bring in Jack Dorso.
Bir saat boyunca kafam yüz derecelik ısıtıcıyla yan yana durduğundan bunu söylüyor olabilirim ama belki de Jack Dorso'yu çağırmalısın.
Maybe we should just stay. Oh, for god sakes.
Allah aşkına.
Maybe we should call your sisters, just in case.
Belki, sizin kız aramalısınız sadece durumda.
I just think maybe we should keep the emotion out of it.
Bence duygularımızı buna karıştırmayalım
So, you know, i mean, i was just thinkin ahead here, but, you know, maybe we should expand.
Bilirsin, yani, Buradan ilerisini düşünüyorum da Belki büyütmeliyiz.
I have a boyfriend... so maybe this flirting thing we've got going on should just end here.
Belki de bu flört burada bitmeli. - Bence de. Paket kahve mi?
Maybe we should call him just to... just to be sure.
Belki de onu aramalıyız Sadece... sadece emin olmak için.
You know, maybe we should - before we distribute it, write across the bottom, "Not Kiefer Sutherland"... just so that we don't disturb Mr. Sutherland.
Biz bunu vermeden önce biz.. Altına "Kiefer Sutherland'ın değil" yazabiliriz... Bunu Bay Sutherland'a vermiyoruz.
Maybe we should invent a secret knock, just in case, for whatever.
Belki gizli bir kapı çalma sesi icat edebiliriz, ne olur ne olmaz.
- It's just that while you're seeing him, maybe we should take a step back.
- Sadece, sen onunla çıkıyorken, belki biz ilişkimizde bir adım geri çekilmeliyiz.
Before you start getting all high and mighty - - or, in your case, just high - - maybe you should think about the deal we made.
Ama zafer sarhoşluğuna, ya da senin durumunda sadece sarhoşluğa, kapılmadan önce yaptığımız anlaşmayı bir düşün istersen.
Maybe we should start by focusing on moving just that foot for now.
Sanırım duruşundan başlamalıyız.
OK, look, I just... think maybe we should get together.
Bak, sadece bir araya gelebiliriz diye düşündüm. Bilirsin, tekrar çalışmayı deneyebiliriz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]