Meet her traduction Turc
5,848 traduction parallèle
Yeah, In a minute, Max wants me to meet her friend.
Evet, Max arkadaşıyla tanışmamı istiyor, uzun sürmez.
And I didn't even get to meet her tiger.
Ve kaplanıyla tanışamadım bile.
- Go back and meet her.
- Dön ve tanış onunla.
- You know, you can meet her.
- Onunla tanışırsın.
She asked me to meet her last night.
- Dün gece benimle buluşmak istediğini söyledi.
So, she told Conway to meet her in the coffee shop in an hour.
Conway'e bir saat sonra kafede buluşalım diyor.
You want to meet her?
- Onunla tanismak ister misin?
CIA intercepted a call from Hayat Parsa, and she's gonna meet her brother tomorrow outside Karachi.
CIA, Hayat Parsa'nın bir görüşmesini yakalamış ve yarın Karaçi'nin dışında kardeşiyle buluşacakmış.
- Maybe I wanted to meet her for myself.
- Belki de onu ben görmek istedim.
I wanted to meet her.
Onunla konuşmak istedim.
By the way. Lobna called me yesterday and she is so worried. I will meet her today, to calm her down.
Bu arada dün beni Lobna aradı.
We meet here every Wednesday and Friday at 1 : 00.
Onunla her çarşamba ve cuma burada saat 1 : 00'de görüşürdük.
This time, they wanted to meet her to offer her a promotion.
Bu sefer iş teklif etmek için onunla buluşmak istediler.
She was going to meet her lover.
Sevgilisiyle buluşacaktı.
Let me meet her.
Onu bir göreyim!
It's also where Sara Kay went to meet her sister every Saturday lunch time.
Sara Kay'in her cumartesi kardeşiyle buluşmaya gittiği yer de orası.
Did you meet her?
Onunla tanıştın mı?
I will meet her.
Onunla tanışacağım.
You should meet her.
Onunla tanışmalısın.
So, I'll probably meet her at the airport for a little layover hang.
Uçuşlarının arasındaki vakitte takılmak için havaalanında buluşuruz muhtemelen.
I told Nick he could meet her on her "layover" but, whoops, her flight got changed.
Nick'e iki uçuş arasında onunla buluşabileceğini söyledim ama tüh, uçağın kalkış zamanı değişmiş.
Can't wait for you to meet her!
Tamam, onunla tanışman için sabırsızlanıyorum!
He's never going to meet her.
Onunla hiç tanışmayacak.
I'll let you know after I meet her.
- Onunla tanisinca sana da söylerim.
They're gonna meet her at the hospital.
Hastanede buluşacaklar.
I wanted to meet her husband, but since he passed away, at least I can meet her and their children.
Buraya onunla tanışıp konuşmak için geldim fakat burada olmadığına göre seninle ve çocuklarınla tanışmak isterim.
You're the one who wanted to meet her.
Onunla tanışmak isteyen sendin.
I was on my way to meet her.
Onunla buluşmaya gidiyordum.
Can I meet her?
Onla görüşebilir miyim?
I need to meet these Northmen whose prowess, in all things, I have heard so much about.
Her konudaki hünerleri hakkında çok şey duyduğum bu Kuzeyliler ile tanışmak isterim.
Would you like to meet her?
Görmek ister misiniz?
Maybe I'm supposed to meet a nice girl and somehow sweet-talk her into letting me foul her.
Güzel bir kızla tanışıp, onunla muhabbet edip onu sikmeme izin vermesini sağlamalıyım.
Anyway, I have to meet you today.
Her neyse, Bugün buluşmamız lazım.
I have to meet with that plumber first thing in the morning, so I have to get out of Martha's early'cause I promised her a lazy morning.
Şu tesisatçıyla sabah ilk iş görüşmem gerek. Onun için de Martha'nın yanından erken çıkmam gerek çünkü sabahı tembel geçirme sözü verdim.
Be it provocative clothing, obscene advertising, satanic music or harmful films, we meet dozens of temptations a day, and each time it is a small battle between God and his adversary, Satan.
Kışkırtıcı kıyafet, müstehcen reklam, şeytani müzik veya zararlı filmler olsun, bir günde onlarca günaha teşvikle karşılaşıyoruz, her seferinde bu, Tanrı ile düşmanı İblis arasındaki küçük bir çatışmadır.
The choir is just an excuse for her to meet boys.
Koro sadece erkeklerle tanışması için bir bahane.
I've sent word to my other cousins in Bernay. They're going to meet us and hide her until they can get her to Paris.
Bernay'daki diğer kuzenlerime haber gönderdim bizimle buluşacaklar ve onu saklayacaklar
For every hour we meet once a day, I'll color these boxes.
Günde bir kez karşılaştığımız her saat için bu kutuları boyayacağım.
Are you prepared to meet Mrs. Olsen face to face to discuss your alleged affair with her husband?
Bayan Olsen'le, kocasıyla "sözde" ilişkiniz hakkında konuşmaya hazır mısınız?
I told her we often meet.
Sık sık buluştuğumuzu söyledim.
But I meet people every day who say that they don't believe in miracles.
Ama her gün mucizelere inanmadığını söyleyen bir ton insanlar karşılaşıyorum.
I took the liberty of texting her, And telling her to come meet you here.
Ona mesaj çekmeye cesaret ettim ve buraya seninle buluşmaya gelmesini söyledim.
Why don't I go pick her up? And then come meet us for a quick dinner before she leaves?
Ben onu alayım, sen de bizimle buluşup o gitmeden hemen bir yemek yersin.
My bosses will expect you to meet every payment deadline.
Patronlarım senden her ödemeyi zamanında yapmanı bekliyorlar.
I don't meet that many people like you who are as thoughtful and kind as you are.
Senin gibi düşünceli, nazik biriyle tanışmıyorum her zaman.
Whether we're friends, not friends, scattered around the world, no matter what, let's all promise to meet in front of this building exactly 20 years from tonight at 8 : 00 p.m. and have dinner like we always do.
Arkadaş kalalım ya da kalmayalım istersek dünyanın dört bir yanına dağılalım tam olarak 20 yıl sonra bugün, akşam 8'de bu binanın önünde buluşalım ve her zamanki gibi bir yemek yiyelim.
When we meet, in the village, we do not talk.
Onları her gördüğümde - yalın bir nefret duyuyorum sadece.
Rox, show her to her room and meet back here.
Rox, ona odasını gösterip buraya dön.
Meet at the usual place in an hour.
Bir saat sonra her zamanki yerde buluşuruz.
Why don't you just meet with her?
- Neden sadece onunla buluşmuyorsun?
He said their office is in total shock, but he cleared time for you to meet with her this afternoon.
Ofislerinin tamamen şokta olduğunu ama bu öğleden sonra onunla buluşman için sana zaman ayırdığını söyledi.
here 35434
hermes 98
here we go 9033
hermano 85
hernandez 57
here you go 5858
heroes 83
hero 275
heroine 19
hers 94
hermes 98
here we go 9033
hermano 85
hernandez 57
here you go 5858
heroes 83
hero 275
heroine 19
hers 94
here we go again 374
herring 17
heroic 33
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
hermann 78
here we are 2264
here it is 2313
herring 17
heroic 33
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
hermann 78
here we are 2264
here it is 2313