Moment of truth traduction Turc
358 traduction parallèle
Okay. Moment of truth.
Pekala, kader anı geldi.
This whole education thing is a farce when the moment of truth arrives.
İyi bir eğitim almak iş ararken daha iyi olanaklar sağlar. Tabii ki körler için değil.
We are getting closer to the moment of truth.
Gerçek anına giderek yaklaşıyoruz.
They both have what is called "the moment of truth."
Her ikisi de anlık gerçek denen şeyle aynıdır.
Ladies and gentlemen, the moment of truth.
Bayanlar ve baylar, anlık gerçek.
This is the absolute unprecedented moment of truth.
Bu, gerçeğin eşi benzeri görülmemiş bir anı.
- The moment of truth!
- İşte kader anı!
Now we come to the moment of truth.
Şimdi hakikat anına geldik.
We are approaching a moment of truth for ourselves and our nation.
Kendimiz ve halkımız için bir karar anına yaklaşıyoruz.
And now, ladies and gentlemen, this is the moment of truth.
Bayanlar baylar, şimdi, gerçekleri söyleme zamanı.
THE MOMENT OF TRUTH
GERÇEKLİK ANI
This is the moment of truth.
Bu gerçeklik anıdır.
but in the moment of truth -
Ama gerçeklik anında...
There must have been a moment of truth
Doğru bir an olmuş olmalı
The moment of truth.
Şimdi gerçekleri öğrenme vakti.
And now for the moment of truth.
İşte bu olağanüstü gecenin beklenen anı geldi.
The moment of truth.
Karar anı.
Was that to have been the moment of truth?
Bu doğruluğun zamanı mı?
Alas, Clinton and Christine were having their own moment of truth.
Alice, Clinton ve Christine'in kendi doğruları var.
- Moment of truth.
- Şimdi vakit geldi gerçeklere...
The moment of truth.
Bu harika bir an.
Well, the moment of truth is right at hand
Gerçek anı şu anda elinde
Brother Grigory, now is the moment of truth, to sit in judgement over your soul.
Grigori Birader, şimdi doğruların zamanıdır ruhunu yargılamanın zamanı.
You ready for your moment of truth?
Gerçekle yüzleşmeye hazır mısın?
We have come to a moment of truth.
Kalkışa hazırlanın.
And now, it's the moment of truth, boys.
Ve şimdi, karar anı, beyler.
It's the moment of truth here.
Şimdi pamuk eller cebe.
And now, my beloved disciples, the moment of truth.
Ve şimdi, sevgili müritlerim, gerçeğin zamanı geldi.
The moment of truth!
- Gerçeklik anı! - Aynen.
If your killer instincts are not clean and strong you will hesitate at the moment of truth.
Öldürme içgüdünüz yeterince güçlü, sağlam değilse... gerçekle yüz yüze gelince tereddüt edersiniz.
When my moment of truth came, I didn't take a dump down the leg of my flight suit.
Sonum yaklaştığında, uçuş tulumumun paçalarından aşağı boklar süzülmüyordu.
Let this moment of truth follow this moving love and command the soul to come in.
Bırak da kader anı bu dokunaklı aşkı takip etsin ve ruhuma yükselmesi için emretsin.
The moment of truth had come.
Doğruları söyleme zamanı gelmişti.
The moment of truth.
İşte büyük an.
And now the moment of truth.
ve şimdi de kaçınılmaz karar anı.
The moment of truth is almost here.
İşte gerçek an geldi çattı.
Moment of truth.
Hakikat zamanı.
The moment of truth has come, my love.
Gerçekle yüzleşme zamanı geldi tatlım.
It is the moment of truth, as it were, for Charles Van Doren, our reigning champion, after a record-breaking 14 weeks.
İşte gerçeklerin zamanı geldi. Şampiyonumuz Charles Van Doren... 14 haftalık rekorundan sonra şampiyonluğu koruyabilecek mi?
Finally, the moment of truth!
Sonunda doğru zaman geldi!
- The moment of truth...
- Gerçeğin ortaya çıkacağı an...
So, at this moment of truth
Yani şimdi, gerçeğin anı...
There had to be that moment of truth before he sucked it down.
İnsan onu mideye indirmeden önce mühim bir karar anı yaşar.
Comrades, this is the moment of truth.
Yoldaşlar, gerçekle karşılaşma anı. Zamanı geldi.
This is also your moment of truth.
Ne yapmak istiyorsun?
Then in such a moment of enlightenment, the mind goes directly to find truth, in the same way that eyes see the real world, finding it directly without the need of thinking.
Daha sonra aydınlanma durumunda akıl direkt olarak doğruyu bulur aynı şekilde göz de gerçek dünyayı düşünmeden doğrudan görür.
It thought : "Now the moment of the truth arrived".
"Gerçekleri öğrenmenin zamanı geldi." diye düşündüm.
Now, we're getting to what they call the moment of the truth.
Şimdi ne derler hani sadede geliyorum.
Mayday's moment of truth?
Mayday'in gerçek hali?
Until now, the war has been conducted with honor... and bravery... with the ideals of truth and justice, in the best traditions of mankind... until this moment.
Savaş şimdiye kadar onur ve gerçek ve adalete bağIı cesaretle yürütüldü. İnsanoğlunun en iyi gelenekleriyle. Bu ana kadar.
Moment of truth, Jerry.
Karar anı, Jerry.
truth 450
truth or dare 122
truths 27
truthfully 235
truth be told 288
truth is 598
truthful 20
moment 126
momento 18
moments 28
truth or dare 122
truths 27
truthfully 235
truth be told 288
truth is 598
truthful 20
moment 126
momento 18
moments 28