Most important traduction Turc
6,501 traduction parallèle
Let's keep in mind the most important thing throughout all of this is... That I never took a drink.
Bir de şöyle düşün, bütün bunlarda düşüneceğimiz en önemli şey hiç içki almamam.
The Ruth Goldman Cancer Center is the most important thing in my life.
Ruth Goldman Kanser Merkezi hayatımdaki en önemli şey.
Two of the most important people in our lives just got shot out of the sky, and until I can figure out how to help them,
Hayatlarımızdaki en önemli iki insan gökyüzünde vuruldu ve onlara nasıl yardım edileceğini bulana kadar...
You've had quite a year- - the Renaissance Faire, the French delegation, and most important, stopping the merger- - you saved this town from the Gaineys, from extinction.
Çok iyi bir yıl oldu, Rönesans Fuarı, Fransız delegasyonu ve en önemlisi birleşmeyi durdurdun. Bu kasabayı yok olmaktan, Gainey'lerden kurtardın.
Yes. The most important work there is.
En önemli görevlerimden birisi.
But I have to say, after 13 months in space, I have realized what's really most important in life, and...
Ama söylemeliyim, uzayda geçirdiğim 13 aydan sonra hayattaki en önemli şeyin farkına vardım.
That is the most important man in the world, Senator, the father of the new age.
O, dünyadaki en önemli adam Senatör. Yeni çagin babasi.
The first time, you always think it's the most important, but that isn't true.
Her zaman en önemli şeyin o olduğunu düşürsün ama bu doğru değil.
I can't help but notice... how one of our biggest, most important operations, one we've been working on for months now, has just gone nipples up in Austin.
Elimden bir şey gelmez ama şunu belirteyim aylardır üzerinde çalıştığımız en büyük ve en önemli operasyonlarımızdan biri Austin'de suya düştü.
But the most important thing is that an arm of disloyal citizens have been identified and the gangrenous limb will now be cut off from the rest of the healthy body.
Ancak en önemli şey sadık olmayan vatandaşların bir kolunun tespit edilip artık kangren olmuş uzvun vücudun sıhhatli kısmından kesilecek olması.
Breakfast... most important meal of the day.
Kahvaltı günün en önemli öğünüdür.
You look at the great leaders. These were men who understood the most important resource they had available to them to fight a war... not the weapons, not the planes, not the tanks.
Büyük liderlere baktığınızda onlar bir savaşta ellerindeki en önemli materyalin silah, uçak ya da tanklar olmadığını bilirler.
The most important part about working the program is being completely honest about everything, right?
Programda uyulacak en önemli şey her konuda tamamen dürüst olmak.
I'm sorry I forgot that Winston is the most important thing that's going on today.
Bugün Winston'dan daha önemli bir şey olmadığını unuttuğum için kusura bakma.
Alicia, I promise you this is the most important thing you're doing right now.
Alicia, bu konu, şu anda ilgilendiğin konudan çok daha önemli, yemin ederim.
I am pursuing our most important lead.
En önemli ipucumuzu takip ediyorum.
But they didn't take the most important thing.
Fakat en önemli şeyi alamadılar.
For 8 years, I had time to see... and understand the most important thing.
8 yıl boyunca görme fırsatım ve en önemli şeyi anlama fırsatım oldu.
But right now, the most important thing is that we get you out of here before it's too late.
Ama şu an en önemli şey çok geç olmadan seni buradan çıkartmak.
You're a financial news reporter who gets to spend an hour on one subject and I'm at least an average consumer of news and you have failed to get me to understand what you've called the most important story of the last 10 years.
Bir konu üzerinde en az bir saat hakkı olan bir finans muhabirisin. Ben de en azından ortalama sayılabilecek bir haber izleyicisiyim. Son 10 senenin en önemli haberi dediğiniz olayı bana anlatmaya başaramadın.
The most important thing is, the race results are now official.
En önemlisi de, yarış sonuçları artık resmiyet kazandı.
They're the most important things in the world, and when they're gone, that's it.
Onlar dünyadaki en önemli şeylerdir ve onlar göçtüğünde, her şey biter.
'This is a story that ends on top of the world'with the most important discovery of my life.'
Bu hikaye, Dünya'nın tepesinde hayatımın en önemli keşfiyle sonlanan bir hikaye.
It became very clear early on in the process, some of the most important embryos were fish.
Sürecin en başında açıkça görüldü ki balık embriyoları, en önemli embriyo örneklerinden biriydi.
Now, mister toad, This is the most important decision of your life.
Şimdi Bay Toad bu hayatının en önemli kararı.
The most important thing in an undercover mission is remaining undercover.
Gizli görevde en önemli şey gizli kalmaktır.
That was the most important and smart thing you've ever said.
Şimdiye dek söylediğin en önemli ve akıllıca şeydi bu.
This youngster is only six weeks old, but will soon face the most important challenge of his life.
Bu genç adam sadece altı haftalık, Ama yakında... hayatındaki en önemli meydan okumayla yüzleşecek.
You are going to make me the most important scientist since Darwin.
Darwin'den sonraki en ünlü bilimadamı olmamı sağlayacaksın.
... the most important thing for me to pass on to them.
Onlara öğretmem gereken en önemli şeyler bunlar diye düşünüyorum.
Maybe the most important thing you o in your life.
Belki de hayatında yapacağın en önemli şey.
What, to you, is the most important thing you can communicate?
İletebileceği en önemli unsur ne olacak?
It's the most important meal of the day and all.
Günün en önemli öğünü falan ya hani.
He's one of the most important producers in Hollywood, Mickey.
Adam Hollywood'un en ünlü yapımcılarından Mickey.
You don't want to eat farm-raised salmon on the most important night of your life.
Hayatının en önemli gecesinde yetiştirme somon yemek istemezsin.
That's the most important thing, for the two of us to survive, isn't it?
Dünyada en önemli şey, ikimizin hayatta kalması, tamam mı?
Oh, it's the most important meal of the day.
Günün en önemli öğünü.
Upload the limits of free climbing was our most important goal.
Ron Kauk. Serbest tırmanış seviyesini artırmak temel odağımız hâline geldi.
The most important answer may lie within.
En önemli cevap içeride yatıyor olabilir.
The most important woman in Salem... a witch?
Salem'ın en önemli kadını cadı mı şimdi?
The most important thing is that, when you leave it, you keep going... Far away and quickly.
Bu konuda en önemli şey, bunu bıraktığında, uzaklaşmalısın... uzaklara gitmeli ve acele etmelisin.
You are the most important person in the world to me.
Benim için dünyadaki en önemli kişi sensin.
You were the most important thing in his life.
Onun hayatında ki en önemli şey sendin.
I think the most important thing about writing is that an author knows about human nature.
Bence yazarken en önemli şey yazarın insan doğasını bilmesidir.
Right, right, right, because whatever problem you've got, it's always the most important problem in the world.
Doğru, doğru, doğru, çünkü ne zaman bir sorunun olsa, dünyadaki en önemli sorun o oluyor.
Not on the eve of Shiraz's visit and the most important peace talks in recent memory.
Özellikle de Şiraz ziyareti arifesinde ve gelmiş geçmiş en önemli barış görüşmeleri varken. Zaten karıştık.
But you're the most important.
- Ama sen en önemlisisin.
The most important point here is... well,
En önemli nokta burada...
It's the most important thing.
Bu en önemli vazifemiz.
Isaac, I beseech you, in this most private and important matter, do my bidding where I cannot. Oh, uh...
Isaac, senden istirham ediyorum, bu çok mahrem ve mühim konuda, elimden bir şey gelmeyen yerde, ricamı geri çevirme.
- We can't have our most - [Mouthing words] Important intelligence arm appear rudderless, and without a strong successor in that post...
En önemli istihbarat birimimizin yöneticisiz olmasına ve o konumda güçlü birinin olmamasına izin veremeyiz.
most importantly 190
important 159
important things 24
important people 16
most wanted 16
most people don't 23
most people 94
most of them 115
most definitely 69
most days 56
important 159
important things 24
important people 16
most wanted 16
most people don't 23
most people 94
most of them 115
most definitely 69
most days 56
most of all 127
most of us 33
most interesting 19
most of the time 326
most of it 102
most of my life 16
most impressive 32
most people do 23
most recently 37
most times 18
most of us 33
most interesting 19
most of the time 326
most of it 102
most of my life 16
most impressive 32
most people do 23
most recently 37
most times 18
most likely 309
most kind 19
most of' em 17
most nights 17
most probably 17
most certainly 39
most amusing 17
most kind 19
most of' em 17
most nights 17
most probably 17
most certainly 39
most amusing 17