My ball traduction Turc
1,548 traduction parallèle
It's my ball.
Top benim!
Have you seen my ball?
Topumu gördünüz mü?
What the fuck are you talking about! It was my ball, you shouldn't even tried to fuckin'get it.
Seni lanet olası sorunun nedir?
- Hey, that's my ball!
- O benim topum!
Yo'man, just give me my ball back.
Topumu geri ver.
Go get my ball, man.
Git topumu getir.
Go get my- - Go get my ball.
Gidip topumu getir.
Get my ball, man.
Topumu getir.
Give me my ball back, man?
Topumu geri verecek misin adamım? Sana birşey söyleyeceğim.
- That's my ball!
- O benim topum.
- I need my ball.
Topumu alacağım.
With my ball, it starts right off.
Topumla hemen başlıyorum.
Oh! This thing squished my ball.
Of, bu şey taşaklarımı sıkıştırdı.
Write my name on the ball?
Topa adımı mı yazayım?
Forgot my crystal ball.
Kristal küremi unutmuşum.
I once had the skin on my entire ball bag... peel off in one piece.
Bir keresinde hayalarımın derisi... tek parça halinde soyulmuştu.
I don't have any STDs... although the skin of my entire ball bag fell off, one time.
Zührevi hastalığım yok... ama hayalarımın derisi bir defasında tek parça halinde soyulmuştu.
Hell, the skin off my entire ball sack fell off one time.
Hayalarımın derisi bir defasında tek parça halinde soyulmuştu.
Oh, my God, the ball.
Hayır, Tanrım.
My name looks pretty lonely on this ball.
İsmim topun üzerinde çok iyi durdu.
Infact, the ball never touched my racquet I lost.
Topu hiç yakalayamıyordum.
I wish I could give you a deal here, but my pimp's a real ball ache, you know?
Keşke size bir güzellik yapabilseydim ama pezevengim orada küplere biner.
I'm Dave England and this is my big, green ball.
Ben Dave England ve bu da benim büyük yeşil topum.
But could the ground be the cause of my dropping the ball in the first place?
Peki yer, benim topu düşürmemin asıl nedeni olabilir mi?
I escorted her to the ball as a favor to my girlfriend.
Kız arkadaşımı kırmayıp onu kavalyem olarak baloya götürmüştüm.
I think this ball is all in my head.
Bu balonun kafamın içinde olduğunu düşünüyorum.
A boy the size of a ten-pound bowling ball is working his way out of my body.
Bowling topu büyüklüğünde bir çocuk vücudumdan dışarı çıkmaya çalışıyor
The part with the golf ball - That's my favorite.
Golf topu ile olan kısım. En sevdiğim kısım.
Me and the boys headed on down to "mystery funland". I figured after a couple of hours of ski ball and a handful of rides on the bumper cars I'd be able to cross them off my list and get back to watching buildings fall down on TV.
Çocuklarla beraber Gizemli Diyar'a doğru giderken, onlar çarpışan arabalarda ve kartopuyla bir kaç saat oyalandıktan sonra onları listemden silip televizyondaki yıkılan binaları izleyebilecektim.
I'm about to snap the ball, and my butt starts to vibrate.
Tam topu atmak üzereyim. Birden popom titremeye başladı.
My problem is you and Whitey are both screwing up my shot at playing college ball.
Benim derdim, senin ve Whitey'nin üniversitede basket oynama hayallerimi mahvetmeniz.
How lucky am I that I got Terrence Cook to sign that ball for me before he blew up my classmates?
Ne kadar şanslıyım. Terence Cook'tan sınıf arkadaşlarımı havaya uçurmadan önce, imzalı bir top almıştım.
What do you think your dad would think of my curve ball?
Sence baban falsolu atışım hakkında ne düşünürdü?
Follow the bouncing ball... not my problem.
Konsantre ol ve dinle benim sorunum değil.
I'd dunk the eight ball a couple of times, jack up my fingers like I don't know how to hold the cue.
Sekiz top oynarken birkaç kez bilerek kaybettim. Parmaklarımı isteka tutmayı bilmiyormuşum gibi büktüm.
Except, uh, since you un-broke up with me, it sort of put the ball back in my court... and... now I break up with you, which means only I have the power to un-break us up.
Senin benimle tekrar bir araya gelmenin haricinde, bu topu tekrar benim sahama atmış oldu... ve... şimdi de, ben senden ayrılıyorum, bu da demek oluyorki, ikimizi yalnızca ben ayırabilirim.
I reached for my bowling ball.
Bovling topuma uzandım.
It took me out of my head and into a zone where nothing mattered but the ball and the hoop.
Bu şey kafamı boşalttı ve önemsiz bir alanın içine doğru attı, çembere.
You know, my body wouldn't do what it was supposed to do, and the math of the ball trajectory was always being challenged by... reality.
Bedenim yapması gerekenleri yapmıyordu, ve topun katedeceği yolun eğrisinin matematiği de... gerçek tarafından alaşağı ediliyordu.
My son's having a little trouble hitting the ball.
Oğlumun topa vurmayla ilgili sorunları var.
Would have been if you'd stayed out of my way instead of hogging the ball.
Açgözlü davranmak yerine yolumdan çekilsen ne olurdu ki?
If you want my full and undivided attention why don't you come with me to lex luthor's ball?
Tam dikkatimi vermemi istiyorsanız, neden benimle Lex Luthor'un balosuna gelmiyorsun?
I mean, I dig my feet in... I open the club face, but then I forget to follow through. And the ball just goes a couple of feet.
Ayaklarımı iyice kuma gömüyorum, sopayı çeviriyorum ama bir türlü atışı yapamıyorum ve top sadece birkaç metre gidiyor.
And then there it was right on the front of the rim, and I jumped up for the ball, came down on my knee.
Sonra, potanın tam köşesinde... topu almak için zıpladım... ve dizimin üstüne düştüm.
You're my muse, you're a modern-day Lucille Ball.
Sen benim ilham perimsin. Sen modern Lucille Ball'sun.
I mean, the last thing I remember was... okay, I was playing ball with my boy, Yance. And after that... nothing.
En son hatırladığım... arkadaşım Yance ile top oynuyorduk ardından... hatırlamıyorum.
Marc, I need you to go down to the Closet and tell that drunken Irishwoman to bring my gown for the ball.
Marc, Closet'a gidip şu sarhoş İrlandalı kadına Cadılar Bayramı balosu için olan kıyafetimi getirmesini söyle.
The sleaze ball who pollinated my little flower then disappeared like cupcakes at a pot party.
Benim küçük çiçeğimi kirletip, daha sonra marihuana partisinde kaybolan kap gibi, birden ortadan kaybolan alçak.
It looks a bit like a golf ball, so I picked it up and put it in my pocket.
Biraz golf topuna benziyor, bende yerden aldım ve cebime koydum.
Oh, and you. You, my friend, would be da belle of da ball.
Oh sen, hele sen dostum, sen orda topların topu olurdun.
Oh, my, Ravens with the ball!
Tanrım, Top Kuzgunlarda!
ballpark 49
ballistics 26
ballsy 17
ball and chain 25
ball's in your court 18
ballant 17
my baby 842
my bag 111
my baby girl 42
my baby boy 23
ballistics 26
ballsy 17
ball and chain 25
ball's in your court 18
ballant 17
my baby 842
my bag 111
my baby girl 42
my baby boy 23