My feet traduction Turc
4,739 traduction parallèle
A magic Jew at my feet, not a master in sight. And finally, our secrets secret once again.
Büyülü Yahudi ayağımın dibinde, efendisi yok ve sonunda sırrımız tekrar bir sır olacak.
I can still be mad while you rub my feet.
Ayaklarımı ovarken de sana kızabilirim.
Oh, Bryan, a man has entered with a bacon sandwich, and there's a lady with big thumbs rubbing my feet.
Bryan, elinde soğuk sandviçle bir adam içeri girdi ve parmakları kocaman olan bir kadın şu anda ayaklarımı ovuyor.
" I'm insecure about my feet.
Ayaklarımı hiç beğenmem.
"My fear is, if I don't sleep with socks on, we're gonna get robbed. " And whoever has the gun is gonna look at my feet and they're gonna be like,
Korkum şu, çorapsız uyursam ve evimize hırsız girerse elinde silahı olan adam ayaklarıma bacak ve şöyle olacak :
I go to put my feet in the stirrups, right?
Ayaklarımı üzengilere geçirmem gerek, değil mi?
My feet are just dangling from the side of the horse.
Ayaklarım atın yanında sallanıyor.
My feet kicked the horse in the stomach.
Ayaklarım atın karnına topuk vurdu.
Now, I'm scared,'cause I don't know what to do with my feet.
Korkuyordum çünkü ayaklarımı ne yapacağımı bilmiyordum.
At one point in time, I panicked, had my feet on his neck.
Bir ara panikleyip ayaklarımı atın boynuna doladım.
No. Don't touch my feet while yöu're still in uniform.
Hayır, hayır, üniforma üzerindeyken benim ayaklarıma kapanma.
Yeah, they invited me in but I decided I'd rather pee on my feet while an azalea tickled my crack.
Evet, beni içeri buyur ettiler ama bir açelya beni kukumdan gıdıklarken ayakta işemeyi tercih edeceğimi söyledim.
Well, Dr. Whale said it'd be good for me to get on my feet.
Evet, Doktor Whale bunun toparlanmam için iyi geleceğini söyledi.
You're gonna feel even sillier When I push you out with my feet.
Seni dışarıya ayağımla ittiğimde kendini daha da aptal hissedeceksin.
Yes. I cannot wait to get off my feet.
Ayaklarımın üstüne kalkmak için sabırsızlanıyorum.
I wanted to move, But my feet wouldn't- -
Bir şeyler yapmak istedim ama ayağım- -
That's a relief, because my feet are frozen.
İyi bari, ayaklarım dondu çünkü.
And with the profits from the oil finally coming in, I was just starting to get back on my feet.
Sonunda gelmeye başlayan petrol geliriyle yeniden ayaklarımın üstünde durmaya başlamıştım.
Then my brother said, "I can't feel my feet,"
Sonra, abim : "Ayaklarımı hissetmiyorum" dedi.
I want to be swept off my feet.
Ayaklarım yerden kesilmeli.
All it's done so far is give me a pain in my ass, hurt my feet, get me laughed at in my locker room.
Şimdiye kadar sadece ayaklarımı acıttı ve soyunma odasında dalga konusu olmama neden oldu.
My feet be itching ever since I got here.
Ayaklarım buraya geldiğimden beri kaşınıyor.
Why are there fingers on my feet?
Ayaklarımda neden parmaklar var?
I need medicine that can keep me on my feet 15-16 hours a day.
Ama beni günde 15-16 saat ayakta tutacak bir ilaca ihtiyacım var. Bir seçim kampanyası için daha azı olamaz.
I use one side for my torso and limbs and the other side for my pits and my feet.
Gövdem, kollarım ve bacaklarım için bir tarafı koltuk altlarım ve ayaklarım için diğer tarafı kullanıyorum.
I touch the sky with my fingers... the world beneath my feet... as first... me!
# Parmaklarımın ucunda gökyüzü... # Dünya ayaklarımın altında sanki ilk defa oluyormuşçasına...
I touch the sky with my fingers... the world beneath my feet... as first... me!
# Parmaklarımın ucunda gökyüzü... # Dünya ayaklarımın altında sanki ilk defa oluyormuşçasına... Ben ben oluyorum, duyuyorum, hissediyorum ve görüyorum...
You just got finished asking me what my favorite color is and if my feet get cold.
Ayaklarım soğursa favori rengim ne olur diye daha yeni sordun.
So I just passed out sitting there like that, and then when I woke up my zoris, they were gone, right off my feet.
Orada öyle otururken sizmisim. Sonra bir uyandim ki terlikler ayagimda yok.
The soles of my feet are so itchy.
Ayak tabanım çok kaşınıyor.
Oh. She used to wake me up every morning by licking my feet.
Her sabah ayağımı yalayarak uyandırırdı beni.
And, uh, you know, I'm just trying to get back on my feet.
Ayaklarım üzerinde durmaya çalışıyorum.
You expect me to just waste my life wearing out my feet and hands down at Marco's greasy spoon, don't you?
Hayatımı, Marco'nun restoranında ellerimi ve ayaklarımı yıpratarak harcamamı bekliyorsun, değil mi?
- What? I'm sorry, I can't have sex with my lieutenant 20 feet away.
Kusura bakma, amirim 20 adım ötemdeyken sevişemem.
You know, my grandmother had this garage door that was always stuck 2 feet off the ground.
Bir defasında ninemin garajının kapısı sıkışmıştı. Hep de yarım metrede sıkışırdı.
" First of all, you know I sleep with my socks on because I got ugly feet.
Öncelikle, ayaklarım çirkin olduğu için çoraplı uyumayı sevdiğimi bilirsin.
Man, get your feet off my table.
Çek şu ayaklarını sehpamın üzerinden.
Run off with the evil imp you don't think anyone knows about, in the name of love, or stand next to my son with a crown on your head and citizens at your feet.
Ya o küçük şeytanla kaçarsın hani şu kimsenin bilmediğini sandığın. Aşkı seçersin... Ya da oğlumun yanında, başında tacın ve ayaklarının altında bir halka sahip olursun.
What did you... you told me that my job was to stall them until the combustion started, so I just started saying the first thing that came to mind, which was- - surprise, surprise- - the ticking bomb six feet away.
Görevimin, yanma işlemi başlamadan önce onları oyalamak olduğunu söylediniz ben de aklıma gelen ilk şeyi söyledim o da yakınlarında gizlene bombaydı.
So, my regional sales manager apparently takes two shopping bags, puts his feet in them while the love of his life sat on the john.
Yani, benim bölge satış müdürüm iki alışveriş torbası alıp ayaklarına geçirmiş. Hayatının aşkı da tuvalette oturuyormuş.
Barney gets to track a package, but I slip a GPS device onto my ex-girlfriend's car, and I have to stay 500 feet away from her.
Barney paketini takip edebiliyor ama ben eski kız arkadaşımın arabasına GPS yerleştirdiğimde ona 150 metreden fazla yaklaşamıyorum.
Jim was 5 feet from my desk, and it took me four years to get to him.
Jim, masamdan iki metre ötedeydi, ve ona ulaşmam dört yılımı aldı.
When I put my cold feet on him, he's always warm and only sometimes annoyed.
- Üstüne soğuk ayağımı koyduğumda her zaman sıcak oluyor ve yalnızca bazen gıcık oluyor.
Look, if you don't like the terms, I can always take my crow's-feet and go elsewhere.
Bak, eğer şartları beğenmediysen kırışıklıklarımı alıp başka bir yere gidebilirim.
And when am I gonna be able to walk around my apartment in bare feet?
Peki ne zaman apartmanın etrafında çıplak ayakla dolaşabileceğim?
My father's six feet under, and he's still got us working for him.
Babam öldü ama hâlâ onun için çalışıyoruz.
Maybe you think you can run when I drop you at my master's feet.
Seni sahibimin önüne bırakınca kaçabileceğini sanıyor olabilirsin.
If you don't tell me where he is, you will never get dropped at my master's feet.
Bana yerini söylemezsen seni asla sahibimin önüne bırakmayacağım.
No, I want you at least 500 feet away from my kids, minimal.
uzak durmanı istiyorum, en az!
This was one of my running feet!
Bu benim koşan ayaklarımdan biriydi!
But there is a lot of'flu about and my nurses are run off their feet.
Ama etrafta grip salgını var ve tüm hemşireler çok meşgul.
my feet are killing me 39
my feet hurt 46
feet 1397
feet tall 111
feet deep 20
feet up 44
feet apart 19
feet high 56
feet per second 35
feet away 134
my feet hurt 46
feet 1397
feet tall 111
feet deep 20
feet up 44
feet apart 19
feet high 56
feet per second 35
feet away 134