English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ N ] / Nine

Nine traduction Turc

21,252 traduction parallèle
But the shell casing we found, nine millimeter, same caliber as a pistol registered to her ex-husband.
Ama bulduğumuz mermi kovanı dokuz milimetre ve eski kocasının silahıyla aynı kalibre.
- eight, nine...
... sekiz, dokuz...
- Is that bad? Social Security numbers have nine.
Sosyal güvenlik numarasında dokuz sayı olur.
You're looking at nine layers of 5 / 8 sheetrock, plus the best fiberglass money can buy.
Karşında 9 kat 5 / 8 alçı panel var. Onun üstünde de satın alabileceğin en iyi cam yünü var.
Each cannon to destroy nine tanks.
Her top, dokuz tankı yok etmeye.
Now, when I tell you, you'll open your envelopes and you'll find a card which will have up to nine sororities on it.
Şimdi size söylediğimde zarfları açacak ve dokuz eve kadar seçenek göreceksiniz.
I got invited back to all nine.
Dokuz davet birden almışım!
I should have done it nine years ago.
Dokuz yıl önce yapmam gerekirdi.
No, no, no, I've been working for you for almost nine months,
Hayır, hayır, hayır, neredeyse dokuz aydır sizin için çalışıyoum Bay Lopez.
- Hands off my sister, nine seconds!
- Ellerini kardeşimden çek dokuz saniye!
Halmeoni next door says we need to get in touch with a mudang. ( Mudang : Shaman. )
Yandaki nine bir şamana gitmemiz gerektiğini söyledi.
Halmeoni next door said she'll watch her.
Yandaki nine göz kulak olacak ona.
Halmeoni said that stranger is a ghost, that man abused her...
Nine dedi ki o yabancı hayaletmiş. - O adam Hyo Jin'i taciz etti.
Alicia, I can't do geriatric chic.
Alicia, nine işi şeyler olmasın.
- What's wrong with geriatric chic?
- Nine işi giysilerin neyi varmış?
Oh, no, no, no, no, no. Like a nine, nine and a half.
- Hayır, hayır, hayır. 9, 9.5 gibi.
It's just this house has, like, nine bedrooms.
Evde dokuz tane oda var.
I was here for nine.
Ben 9 yıl çalıştım.
I also wanted to talk to you, if this is a good time, and it is, because you have exactly nine minutes before your meeting on Captain Hooker 2 :
Müsaitsen seninle konuşmak istiyordum. Müsaitsin, Captain Hooker 2 : Yo Ho Ho ve Bir Şişe Popo toplantına tam olarak dokuz dakika var.
According to my own research, nine out of ten men are total dirtbag creeps, just the worst.
Araştırmalarıma göre on erkekten dokuzu şerefsizin önde gideni.
[crowd] Ten, nine, eight...
On, dokuz, sekiz...
[grunting] To nine months of sobriety.
Dokuz aylık ayıklığa.
Gotta get my nine-month chip.
Dokuzuncu ay rozetimi almalıyım.
Who would like to see the Hyperloop, a new mode of travel that can take you from here to Dubai in nine minutes?
Kim Hyperloop'u görmek ister, 9 dakika içinde buradan Dubai'ye sizi götürecek yeni taşıt aracı?
I've been taking my own blood pressure since I was nine.
Dokuz yaşımdan beri kendi tansiyonuma kendim bakarım.
Nine years, three months, two days.
Dokuz yıl, üç ay, iki gün.
Yes. Nine hours to moscow.
Moskova'ya 9 saat.
Oh, we could sing the Pi song. ♪ Three-point-one-four - one-five-nine, two-six... ♪
Pi şarkısını söyleyebiliriz, 3.1415926...
Five o'clock till nine at night.
Saat beşten gece dokuza kadar.
Homeless Latino man, age 51, five-foot-nine, 170 pounds.
Evsiz bir Latin erkek, 51 yaşında 175 cm. boyunda ve 77 kilogram ağırlığında.
I've told him like nine times, all right?
Ona dokuz kez falan söyledim tamam mı?
! Why did you tell him nine times?
Neden ona dokuz kez söyledin?
You didn't tell him nine times.
Ona dokuz kez söylemedin.
I'd say eight, nine minutes.
Sekiz, dokuz dakika falan.
Cat has nine lives.
Cat'in dokuz canı vardır.
- Don't come, grandma.
- Sen gelme nine.
Grandma, don't come.
Nine gelme!
See something you like, granny?
Hoşuna mı gitti nine?
Should take him no more than, say, nine minutes, to be safe.
Dokuz dakikadan fazla vaktini almaması lazım diyelim ne olur ne olmaz.
I solved Fermat's Last Theorem when I was nine.
Dokuz yaşında Fermat Son Teorisi'ni çözdüm.
The right time. The right time was nine years ago when you lost us the election.
Doğru zaman dokuz yıl önce bize seçimi kaybettirdiğin zamandı.
I picked up the phone to you just after nine this morning.
Telefonu sabah dokuzda açtım.
She left us at age two years, nine months.
İki yıl dokuz ay yaşadıktan sonra aramızdan ayrıldı. Kan zehirlenmesi. Çok üzüldüm.
- Room nine.
- Oda dokuz.
I'm looking for room number nine.
Oda dokuzu arıyorum.
We're gonna start with nine holes of golf, a little stand-up paddleboarding, then dinner at the steakhouse, then you, me, uh, Alissa and a buddy are gonna go for some drinks afterwards.
Dokuz delikli golfla başlarız, biraz ayakta kürekli sörf yapar sonra da biftek yeriz. Akabinde Alissa ve arkadaşıyla içki içeriz.
Nine days ago.
- Dokuz gün önce.
Total count, nine. None missing.
Toplam dokuz kişi, herkes burada.
Patterson's been at the Bureau nine years.
Patterson dokuz yıldır burada çalışıyor. Hiç habersiz gelmediği olmadı.
♪ Three-point-one-four-one-five-nine. ♪
3. 14159...
Granny!
Nine!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]