No reaction traduction Turc
287 traduction parallèle
No reaction.
Tepki yok.
No reaction on our motion sensors, but believe the Romulan vessel to be somewhere close by with all engines and systems shut down.
Hareket sensörlerinde hareket yok ama Romulan gemisi sanıyorum yakında.
There's no reaction. Whatever you gave him isn't working.
Ona ne verdiysen, işe yaramıyor.
He's getting absolutely no reaction at all.
Hiç tepki alamıyor.
No reaction at all.
Hiçbir şey. Hiçbir şey olmadı.
There's no reaction to my psychic powers.
Psişik güçlerime hiç tepki vermiyor.
I have no reaction at all!
Şu ana kadar bende herhangi bir şeye neden olmadı!
He showed no reaction to any of the questions.
Soruların hiçbirine tepki vermemişti.
No reaction from the assimilator.
Özümleyiciden bir tepki yok.
No reaction.
Pas vermiyorlar.
No reaction, because the guy is so focused, you see.
Hiç tepki yok, çünkü adam öylesine odaklanmıştı ki.
No reaction. Follow me.
Dikkat et, beni izle!
is there no reaction yet?
Tepki vermiyor mu?
But no reaction!
Ama cevap vermedi!
No reaction.
Hiçbir reaksiyon yok.
No reaction at all.
Hiçbir reaksiyon yok.
You should stay here for about a half-hour to make sure there's no reaction to the antibiotics.
Yarım saat kadar burada kalmalısınız. Antibiyotiğe alerjiniz olmadığına emin olmamız için.
No reaction from the White House.
Ve Beyaz Saray hala tepkisiz.
Okay, no reaction.
Tamam, reaksiyon olmadı.
There's been no reaction from any of the outer colonies concerning...
Dış kolonilerin herhangi birinden henüz bu konuyla ilgili- -
" The idea was, since there had been no reaction in Washington, we had to make it clear to the President that there might be a breakdown in morale, a loss of trust.
" Burada amaç, Washington'dan herhangi bir reaksiyon olmaması nedeniyle Başkana burada morallerin bozulabileceği ve güven kaybı yaşanabileceği konusunu açıkça ifade etmekti.
No reaction heh.
Kurudunuz kaldınız hepiniz.
It has been testified here that a psychiatric examination of the defendant showed no evidence of neurosis and no history of dissociative reaction.
Doktorun ifadesine göre, sanığın geçmişinde... nevroz veya tepkisel kişilik bölünmesiyle ilgili... bir deneyime rastlanmamış.
I understand your reaction, but you have no understanding for me.
Ben senin tepkini anlıyordum, ama sen beni hiç anlamadın.
No reaction, doctor.
- Doktor, bir tepki yok.
I have no reason for such a reaction.
Böyle bir tepki için bir nedenim yok.
- No apparent reaction.
- Belirgin bir reaksiyon yok.
My immediate reaction, e I have the certainty of that it was made right, it was to increase the speed e to advance direct for it e to compel to remain it underneath of the water for not giving possibility to it to go off no torpedo.
Buna ilk tepkim ki bence doğru olan buydu gerçekte de doğru olan buydu hızı artırıp parça tesirli zırh delici bombayı ateşlemek suretiyle denizaltıyı önleyip eğer torpidolarını ateşlemek üzereyse, buna engel olmaktı.
But it screamed out that gut reaction that better adjusted voices no longer knew how, or no longer dared to utter.
Ne var ki ; artik nasil yapacaklarini bilmeyenlerin ya da artik giklarini çikartmaya cesaret edemeyenlerin seslerini toparlayan o içgüdüsel tepkiyi haykirmisti.
No, no, no, this sucker's electrical, but I need a nuclear reaction to generate the 1.21 gigawatts of electricity I need.
Hayır, bu alet elektrikli fakat ihtiyacım olan 1,21 gigavatı elde edebilmem için nükleer reaksiyon gerekiyor.
No, no, no, this sucker's electrical, but I need a nuclear reaction to generate the 1.21 gigawatts...
Hayır, bu alet elektrikli fakat ihtiyacım olan 1,21 gigavatı elde edebilmem için...
I may have had the typical father's reaction... no man was good enough for my daughter.
Bir babanın vereceği tipik tepkileri göstermiş olabilirim. Kimse benim kızıma lâyık değildir.
No. His reaction was the opposite of mine.
Tepkisi benimkinin tam tersiydi.
Separate uranium 235, then arrange for two portions of the element to be brought together suddenly, so that the resulting mass, no bigger than this, general, undergoes a spontaneous self-generating reaction.
Uranyum-235'i ayrıştırın. Elementin iki parçasını bir anda birleştirin, sonuç bundan daha büyük olmayacaktır, General, kendi kendiliğinden oluşan spontane bir tepkimeye uğrar.
No, I don't think it's a reaction.
Hayır, ilaca tepki verdiğini sanmıyorum.
An allergic reaction, no doubt.
Alerjik tepki, şüphe yok.
If there's anything I have learned from you, from your reaction to me, it's that I have no place out there.
Senden öğrendiğim bir şey varsa, bana tepkinden, o da dışarıda bana yer olmadığıdır.
- No, she did it to get a reaction.
Hayır, tepki almak için yaptı.
No, I'd say the attack was a simple postmortem reaction.
Bence saldırı dediğin şey, ölüm sonrası vücut tepkilerinden biriydi.
- There's no sign of a reaction.
Bir reaksiyon belirtisi yok. Olacak.
There's no evidence of any reaction with the wood from the acid.
Ahşabın asitle herhangi bir reaksiyona girdiğine dair bir iz yok.
- No, no, it's not that. I just don't want to go blabbing things out when I'm afraid there might be a fearful, ignorant reaction.
Korkunç bir tepki almaktan korktuğum zamanlarda ağzımdan bir şeyler kaçırmak istemiyorum.
- This was no allergic reaction.
Evet ve bu kesinlikle alerjik bir reaksiyonla değil.
No. This is not an allergic reaction.
Hayır, alerjik reaksiyon değil.
- Yeah, but their agents turn it down because I have no track record as a screenwriter, although the script has had a terrific reaction from people.
- Evet. Ama menajerleri reddetti. Çünkü senarist olarak yaptığım bir iş yoktu.
Their dramatic exit seems to have caused no obvious reaction at the time, though we can imagine what most of those present were thinking.
Dramatik ayrılışları o zaman bariz bir etkiye yol açmamış gözükse de orada bulunanların çoğunun ne düşündüğünü tahmin edebiliriz.
Creating a chain reaction which will grow and grow until there are no makers left.
Bütün yapıcılar ortadan kalkana dek gittikçe büyüyecek... bir zincir reaksiyon başlattın.
No, thanks. I have an allergic reaction to it.
Hayır teşekkürler, alerjim var.
Saying no is a knee-jerk reaction, and I have got to stop doing that.
Hayır demek, diz sallamak gibi tepki vermem. Ve bunu yapmayı kesmem gerekiyor.
where you pretend that it's a study on insomnia, but what he's really interested in is seeing our reaction... - to these phenomenons he's obviously behind. No.
Ama aslında ilgilendiği şey yarattığı fenomenlere olan tepkimizi görmek.
The light alone may start its reaction but without heat, it's no good.
Işık tek başına sadece tepkimeyi başlatır. Ama ısı olmadan, bir şey olmaz.
reaction 34
no response 122
no rest for the wicked 37
no refunds 32
no reply 23
no return 32
no records 21
no regrets 133
no relatives 18
no record 91
no response 122
no rest for the wicked 37
no refunds 32
no reply 23
no return 32
no records 21
no regrets 133
no relatives 18
no record 91
no reason 651
no respect 40
no really 41
no remorse 20
no retreat 38
no reason at all 28
no relation 32
no reward 17
no resistance 16
no responsibilities 27
no respect 40
no really 41
no remorse 20
no retreat 38
no reason at all 28
no relation 32
no reward 17
no resistance 16
no responsibilities 27