No remorse traduction Turc
213 traduction parallèle
"You have no remorse" Love's a charming course!
Vicdan azabın yok Aşk büyüleyici bir yol!
- Have you no remorse for your sins?
- Günahlarından pişman değil misin?
And then when I confronted him, he showed entirely no remorse.
Ve gidip konuştuğumda hiç bir pişmanIık göstermedi.
No remorse, huh?
Pişman olmak yok, ha?
I see no remorse in your eyes.
Gözlerinizde vicdan azabı görmüyorum.
No remorse, no fear.
Hayır, ne vicdan azabı var, ne de korku.
You felt no remorse!
Hiçbir pişmanlık duymadın!
Yet you feel no remorse.
Ancak sen pişmanlık duymuyorsun.
I feel no remorse.
Pişman değilim.
There's no remorse attached to it.
Ona ilişkin hiçbir pişmanlık yok.
They feel no remorse, quite the contrary.
Hiç pişmanlık duymuyorlar. Tam tersine son derece rahatlar.
Do you feel no remorse for killing him?
Onu öldürdüğün için pişmanlık duymuyor musun?
I feel no remorse for having thought of Laszlo.
Hiçbir pişmanlık hissetmiyorum Laszlo yu düşündüğüm için.
There's no remorse, no theatrical washing of the hands to get rid of non-existent blood, not even any regrets.
"Hiçbir pişmanlık yok, kandan kurtulman için.." "ellerini yıkamana gerek yok, hatta pişmanlık bile duymuyorsun!"
Then you feel no remorse.
- Pişman değil misin yani?
No regrets, no remorse, let bygones be bygones
Pişmanlık yok, vicdan azabı yok... geçmişi unutalım.
I feel no remorse.
Vicdan azabı hissetmiyorum.
You have no guilt, no remorse?
Suçluluk ya da pişmanlık duymuyor musun?
See, it doesn't really matter at the end of the day what's on them because you have absolutely no remorse.
O gerçekten günün sonunda onların üzerinde olan şey sorun değil, çünkü sende kesinlikle kahır yok.
- I'll see to that. She kills if she's threatened. And she has no remorse about it.
Tehlike içinde olduğunu hissederse, vicdan azabı çekmeden öldürür.
Inmate shows no remorse for her crimes.
Tutuklu işlediği suçlardan dolayı vicdan azabı duymuyor.
No rejection, no guilt, no remorse.
İtitraz yok, suçluluk yok, pişmanlık yok.
Rose left me a riddle I haven't solved... of how we judge those who have hurt us... when they have shown no remorse, or even understanding.
Rose, hiçbir pişmanlık ya da... anlayış göstermeyip bizi inciten insanları... yargılayışımızla ilgili çözemediğim bir bilmece bıraktı bana.
No conscience, no remorse.
Ne bilincin ne de vicdanın kalır.
She said murderers often show no remorse for their actions because they have no moral centre.
Katillerin ahlâki değerleri olmadığı, için yaptıklarına pişman olmadıklarını söyledi.
Enticing people to use a product that could give them cancer probably will give them cancer and feel no remorse.
İnsanları, kanser verebilecek ürünlerini kullanmaya ayartmaya yönelik muhtemelen, kanser verecek ürünlerini ve hiç pişmanlık duymayabilirler.
No remorse, brother!
Acıma yok!
No remorse for the helpless one
Çaresiz olana acımamız yok
No remorse, no repent
Acıma yok pişmanlık yok
No regrets, no remorse.
Ne pişmanlık, ne de vicdan azabı.
This fuck has got no remorse.
Bu sikte hiç bir vicdan azabı yok.
They are as untrustworthy as rats, stealing and cheating, with no remorse.
Fareler kadar değersizler, hiç çekinmeden çalarlar, aldatırlar.
-... with no remorse!
-.. ben değilim!
So, Mr. Amir showed no remorse for having murdered his sister?
Yani Bay Emir kardeşini öldürdüğü için hiçbir pişmanlık göstermedi mi?
Stop up the access and passage to remorse, That no compunctious visitings of nature,
İnsanlığım yumuşatıp da beni, sarsmasın korkunç kararımı.
They cite a type of criminal... born with no capacity for remorse or guilt... no feeling of right or wrong... born with a kind of brain that may have been normal in humans... fifty thousand years ago.
Pişmanlık ve suçluluk hissetmeyen doğruyu yanlıştan ayıramayan 50.000 bin yıl önceki insan beyni için normal sayılabilecek beyne sahip bir suçlu türü olduğundan bahsettiler.
- Prosecutor, remorse knows no time.
Sayın Savcım pişmanlığımı ifade etmek için, doğru zamanı bekliyordum.
No, Mr. Humbert confesses to a certain titillation of his vanity to some faint tenderness, even to a pattern of remorse daintily running along the steel of his conspiratorial dagger.
Hayır. Bay Humbert gururunun okşandığını... belli belirsiz birşefkat duyduğunu, ve hatta suikast hançerinin... bir nebze pişmanlıkla okşandığını bile itiraf ediyor.
Believe me, no need for remorse.
İnanın bana, pişman olacak bir şey yok.
Stop up the access and passage to remorse that no compunctious visitings of nature shake my purpose.
Vicdana giden yolları, geçitleri tıkayın azap, merhamet duyguları amacımdan caydıramasın beni.
Sir! Still no sign of remorse.
Hala hiçbir pişmanlık alameti yok.
No matter how many years go by, you will come back, full of remorse, to ask forgiveness.
Önemli değil, kaç yıllar geçtiği, geri geleceksin. Pişmanlıkla dolu, affedilmeyi isteyerek.
No matter how many years go by, you will come back, full of remorse, to ask forgiveness.
Önemli değil, kaç yıllar geçtiği, geri geleceksin Pişmanlıkla dolu, affedilmeyi isteyerek.
When your life has been a success without having any real sins you feel a slight disgust within but no real remorse. Just a faint discomfort.
Öyle, insan yaşamında fazla muvaffak olduğu zaman hele kendinden tiksindiği öyle anlar olur ki bir araya gelince hepsi, vicdana ağır basmaz ama içinde bir sıkıntı yaratır.
That's why I have no feelings of guilt, contrition or remorse.
Bu nedenle hiç pişmanlık duymuyorum.
" That's why I have no feelings of guilt, contrition or remorse.
Diğerleri sadece kaçamak olduğundan suçluluk duymuyorum.
I removed my mask as a gesture of remorse... but it was to no avail.
Pişmanlık işareti olarak maskemi çıkardım ama faydası olmayacaktı.
No concept of remorse.
Vicdan azabının kabulü yok. Sen bantları çıkarmak için istiyorsun.
No guilt, pain, remorse, fear.
Ne suçluluk, ne acı, ne pişmanlık, ne de korku.
It's no bullshit. I don't want to spend my life with remorse!
Hayır değil, hayatımı kalanını vicdan azabıyla geçirmek istemiyorum.
He tried to kill his brother, and he has no signs of remorse.
Kardeşini öldürmeye çalıştı ve pişmanlık belirtisi göstermedi.
remorse 42
no response 122
no rest for the wicked 37
no refunds 32
no reply 23
no records 21
no return 32
no regrets 133
no relatives 18
no record 91
no response 122
no rest for the wicked 37
no refunds 32
no reply 23
no records 21
no return 32
no regrets 133
no relatives 18
no record 91
no reason 651
no really 41
no respect 40
no reaction 22
no retreat 38
no reason at all 28
no relation 32
no reward 17
no resistance 16
no responsibilities 27
no really 41
no respect 40
no reaction 22
no retreat 38
no reason at all 28
no relation 32
no reward 17
no resistance 16
no responsibilities 27