None of my business traduction Turc
1,775 traduction parallèle
Miss Holloway, I know it's none of my business, but you could do a lot better.
Bayan Holloway, biliyorum beni ilgilendirmez ama siz daha iyilerine layıksınız. Sadece arkadaşım.
I know that this is none of my business. I just don't want to see your family get hurt.
Beni ilgilendirmediğini biliyorum, ben sadece ailenizin acı çekmesine seyirci kalmak istemiyorum.
It's none of my business.
Bu beni ilgilendirmez.
It's none of my business how you like your eggs.
Yumurtayı nasıl sevdiğin beni ilgilendirmez.
Look, I know this is none of my business, but I have so many questions tugging at my tongue as to why you faked your death, and I've just felt like I needed to respect your privacy on this issue.
Bak, beni ilgilendirmediğini biliyorum ama ölü numarası yapmanla ilgili dilimi dürten çok fazla soru var. Ve mahremiyetine saygı duymam gerektiğini hissediyorum.
It's none of my business!
Bu beni ilgilendirmez!
So don't tell me it ain't none of my business.
Hong Kong'da olmadığımıza şükret.
OK, it's none of my business.
Tamam, beni ilgilendirmiyor.
I mean, I know you were having an affair with Claire Wells, and I know that it was none of my business.
Demek istediğim, Claire Wells ile ilişkin vardı ve beni ilgilendirmez, biliyorum.
I'm sorry, it's none of my business.
Özür dilerim, bu beni ilgilendirmez.
It's none of my business.
Beni ilgililendirmez sonuçta.
That's none of my business.
Bu beni ilgilendirmez.
This is none of my business.
Bu beni hiç ilgilendirmez.
Look, this is probably none of my business but I'm a little concerned about Fred.
Karışmam pek doğru değil ama Fred için endişeleniyorum.
And if your ma doesn't wanna talk to you, that's none of my business, is it? Mm?
Annen sana anlatmıyorsa, bunu anlatmak bana düşmez di mi?
It's really none of my business.
Bu beni ilgilendirmez.
But that's none of my business.
Bu benim işim değil.
I know its none of my business but have you ever thought about cutting back.
Biliyorum, üstüme düşmez ama içkiyi azaltmayı hiç düşündün mü?
That's none of my business.
Benimle ne ilgisi var.
- It's none of my business. - Yeah?
- Beni ilgilendirmez.
Yes, well, it's none of my business.
Evet, aslında, bu beni hiç ilgilendirmez.
Hey, it's none of my business.
Hey, bu benim işim değil.
- None of my business.
- Beni ilgilendirmez.
When I asked Celeste if she knew why he'd left she said that... it was none of my business.
Celeste'e neden gittiğini sorduğumda o bana dedi ki... bu beni ilgilendirmezmiş.
It's none of my business.
Bu benim işim değil.
Hey, anything past getting the plane safely from "A to" B " is none of my business.
Hey, uçağın A şehrinden B'ye ulaşması dışında hiçbir şey beni ilgilendirmez.
- Well, it's none of my business, but...
Beni ilgilendirmez. Bu seni daha önce hiç durdurmamıştı.
Okay, well, uh, you're right- - that is none of my business.
Tamam, uh, haklısın - -- bu benim üstüme hiç vazife değil.
I know it's none of my business, but do we have a bit of a problem?
Beni ilgilendirmediğini biliyorum ama bir sorun falan mı var?
Oh, it's really none of my business.
Beni hiç mi hiç ilgilendirmez.
That's none of my business!
Bana ne!
It's none of my business, so if you don't want to answer, that's fine by me.
Beni ilgilendirmez, cevap vermek istemiyorsan...
- I know this is none of my business.
Bunun beni ilgilendirmediğini biliyorum.
- That's none of my business.
- Pardon, beni ilgilendirmez.
It's none of my business, but I could give you some good tips.
Üstüme vazife değil ama birkaç tavsiye verebilirim.
It's none of my business but... We're worried about you.
Üstüme vazife değil ama senin için endişeleniyoruz.
Hey, you know what? I know this whole thing is none of my business because you're a big girl and you can do whatever you want. But do you really want to spend the rest of your life with someone that cheats on you and drinks all the time?
Tüm bunlar beni ilgilendirmez çünkü sen büyük bir kızsın ve istediğini yaparsın falan ama gerçekten ömrünün geri kalanını seni aldatan ve sürekli içen biriye harcamak ister misin?
YOU KNOW, THIS IS REALLY NONE OF MY BUSINESS,
Aslında beni pek ilgilendirmez ama
But that's none of my business.
Gerçi bu beni ilgilendirmez.
None of my business.
Beni ilgilendirmez.
My private life is none of your business.
Bu sizi hiç ilgilendirmez.
It's none of your business. This is my problem and Bronja's problem.
Benimle Bronja'nın problemi, seninle bir ilgisi yok.
What she does is none of my damn business!
Ne haltlar yediği beni ilgilendirmez!
Because it was none of my goddamn business!
- Bu sizi ilgilendirmez
Mmm. First of all, my problems are none of your business.
İlk olarak, sorunlarım seni alakadar etmez.
I will lead my life the way I want. It's none of your business.
Ben istediğim gibi yaşarım, bu seni ilgilendirmez.
It's none of my business.
Boşver.
It's none of my fuckin'business, maybe I was wrong.
Bundan bana ne gerçekten? Hem belki yanlış gördüm.
My family affairs are none of your business.
Ailem işleri vardır seni ilgilendirmez.
Mr. Griffin, what I do with my husband is none of your business.
Bay Griffin, kocamla ne yaptığım sizi alakadar etmez.
It wasn't your place to have my father's child. It certainly wasn't your place to come crawling out of the woodwork and demand a piece of our family business, but none of that stopped you, did it?
Babamdan çocuk yapmak, birden ortaya çıkıp aile şirketimizden parça istemek de haddin değildi!
none of your fucking business 29
none of the above 48
none of your business 604
none of them 95
none of your damn business 35
none of us are 53
none of us 41
none of it 118
none of us can 26
none of you 45
none of the above 48
none of your business 604
none of them 95
none of your damn business 35
none of us are 53
none of us 41
none of it 118
none of us can 26
none of you 45