Nothing to do traduction Turc
17,849 traduction parallèle
But in hindsight, it couldn't have happened that way because Reverend Price had nothing to do with any of the murders after Officer Reese and had nothing to do with the heroin.
Ama geçmişe dönüp bakınca, o şekilde olmuş olamaz, çünkü Peder Price'ın Memur Reese'den sonraki cinayetlerle hiçbir ilgisi yoktu ve eroinle de hiçbir ilgisi yoktu.
Look, it has nothing to do with you.
Bak, bunun seninle hiçbir ilgisi yok.
He swears he has nothing to do with it.
Kendisiyle ilgisi olmadığına yemin ediyor.
This has nothing to do with us.
Bizimle bir ilgisi yok.
She has nothing to do with any of this.
Onun bu işle ilgisi yok.
If he accepts who I am, he'll want nothing to do with me.
- Sorun da bu. Eğer kim olduğumu kabullenirse, benimle bir şey yapmak istemeyecek.
If he accepts who I am, he'll want nothing to do with me.
Eğer kim olduğumu kabullenirse, benimle bir şey yapmak istemeyecek.
There is nothing to do.
Yapacak bir şey yok.
Nothing to do with you or Mary.
Senle ya da Mary ile alakası yok.
I had nothing to do with Jesse's disappearance.
Jesse'nin ortadan kaybolmasıyla ilgili olarak yapacağın bir şey yoktu.
I got nothing to do tomorrow.
Yarın yapacak bir işim yok.
I don't want nothing to do with those people.
Bu insanlarla hiçbir şey yapmak istemiyorum.
That's got nothing to do with it.
Onunla bir ilgisi yok.
That's old business. It's got nothing to do with this.
Eski bir konu o, bu meseleyle hiçbir ilgisi yok.
Someone just had nothing to do and was watching people filming all sorts of dirty stuff.
Belli ki canı sıkılan işsizin biri milleti takip etmiş. Bir takım görüntüler kaydetmiş.
I have nothing to do with it.
onunla hiçbir alakam yok.
We had nothing to do with that.
Onunla hiçbir ilgimiz yok.
After blaming the brown kid from Syria, turns out he had nothing to do with this mess.
Suriyeli siyahi çocuğu suçladıktan sonra, çocuğunun bu olayla hiç ilgisi olmadığı ortaya çıkmış.
No, I promise you, this has nothing to do with you and me.
Bunun ikimizle hiçbir ilgisi yok.
- That has nothing to do with me.
- Onun benle bir ilgisi yok.
Has nothing to do with justice!
Adaletle alakalı olmayan şeyler!
Our union was nothing to do with you or I.
Birliğimiz sen veya benle ilgili değil.
This has nothing to do with the Queen!
Bunun Kraliçe ile hiçbir ilgisi yok!
They wanted nothing to do with their old man.
Babaları olmadan hiçbir şey yapmak istemiyorlardı.
I had nothing to do with that. I believe you, mate.
- Benim alakam yoktu onunla.
Chief Superintendent Fairbank had nothing to do with this case.
Baş Amir Fairbank'in bu davayla hiçbir ilgisi yok.
If records have gone missing, that's got nothing to do with me.
Kayıtlarınız kaybolduysa bunun benimle bir ilgisi yok.
Look, AC-12 don't want nothing to do with you, they just want you back in prison.
Bak, YK-12'nin seninle bir alakası yok. Sadece seni hapse geri göndermek istiyorlar.
We've got nothing to do with this.
Benim bu olayla bir alakam yok.
But we've got nothing to do with it.
Fakat bizim bu olayla hiçbir alakamız yok.
I told you, I got nothing to do with that.
Dediğim gibi, bu konuyla bir ilgim yok.
Luck had nothing to do with that.
Bunun şansla hiçbir ilgisi yok.
That has nothing to do with this.
Onun bununla bir ilgisi yak.
Your dad has nothing to do with who you are.
Babanın senin kim olduğunla bir alakası yok.
It's got nothing to do with whatever it is that... that you do.
Senin yaptığın şeyle hiçbir alakası yok.
Maybe there is no albeit. Maybe saving our lives had nothing to do with it, you know?
Belki bizi kurtarmakla ilgisi yoktu.
This has nothing to do with Professor Runyon.
Bunun Profesör Runyon'la hiçbir ilgisi yok.
And if I get it, I ain't gonna do nothing to lose it.
Ve bunu elde edersem kaybetmek istemem.
All of these acts of vengeance, they do nothing to quell the agony of Matthew's death.
Onca ıntıkam eylemı Matthew'un ölümünün verdığı acıyı bastıramadı.
There's nothing I can do in this moment to stop the comet from crashing into the earth, is there?
Şu an gerçekleşecek olanı engellemek için yapabileceğim bir şey yok, değil mi?
'Cause who would want to know that--that magic exists if there's nothing you can do about it, you know, if there's no one to teach you or help you.
Çünkü yapabileceğin bir şey yoksa, sana yardım edecek veya öğretecek birisi yoksa kim sihrin gerçek olduğunu bilmek ister ki?
He made it very clear he wants nothing more to do with me.
Artık benimle bir şey yapmak istemediğini açıkça belirtti.
What do I say to the Minister? Say nothing.
- Bakana ne söyleyeyim?
I mean, I'd never met someone who liked to run around as much as I liked to sit down and do nothing at all.
Benim oturup hiçbir şey yapmamayı sevdiğim kadar koşmayı seven biriyle tanışmamıştım hiç.
I'll never do nothing foolish to make Massa Murray angry, get myself sold away.
Sahip Murray'i kızdırıp da kendimi sattıracak aptalca bir şeyi asla yapmam.
I ain't got nothing else to do with you no more.
Senin için daha fazla yapacak bir şeyim kalmadı.
Care to join us? So, I figured I'd do this workout every damn day of the week until I was nothing but abs, buns, and thighs.
Karın kaslarım, popom ve kalçalarım taş gibi olana kadar haftanın her günü bu egzersizi yapayım dedim ben de.
We kept what happened there between the three of us and got on with our lives knowing there was nothing we could do now to stop Zoom.
Orada başımıza gelenler üçümüzün arasında kaldı ve hayatlarımıza devam ettik. Artık Zoom'u durdurmanın bir yolu olmadığını da biliyoruz.
So I told them, if they didn't do nothing, I was going to write to the papers and my MP and that. They just laughed in my face.
Bu yüzden onlara, bir şey yapmazlarsa, gazetelere ve bakanlara başvuracağımı söyledim.
But there's nothing I can do to fix it.
- Yapabileceğim hiçbir şey yok.
We haven't been close in years and... and there's nothing we can do to change that.
Bunca yıldır hiç yakın olmadık. Bunu değiştirebilecek hiçbir şey yok.
nothing to do with you 28
nothing to do with me 44
nothing to see here 87
nothing to hide 21
nothing to worry about 339
nothing to talk about 29
nothing to report 41
nothing to be afraid of 32
nothing to it 58
nothing to say 82
nothing to do with me 44
nothing to see here 87
nothing to hide 21
nothing to worry about 339
nothing to talk about 29
nothing to report 41
nothing to be afraid of 32
nothing to it 58
nothing to say 82
nothing to be done 17
nothing to be scared of 17
nothing to see 35
nothing to lose 17
nothing too serious 20
nothing to be ashamed of 35
nothing to tell 25
to do it 22
to do this 76
to do what 364
nothing to be scared of 17
nothing to see 35
nothing to lose 17
nothing too serious 20
nothing to be ashamed of 35
nothing to tell 25
to do it 22
to do this 76
to do what 364
to do the right thing 23
to do 70
to do that 107
doesn't exist 45
does not exist 16
doctor 15416
dona 16
dome 38
do you 11143
done 2605
to do 70
to do that 107
doesn't exist 45
does not exist 16
doctor 15416
dona 16
dome 38
do you 11143
done 2605
don't play games 34
douche 115
don't be silly 1150
do you understand me 803
do you understand english 18
dora 161
donna 2585
down 3353
don't be 1026
dong 405
douche 115
don't be silly 1150
do you understand me 803
do you understand english 18
dora 161
donna 2585
down 3353
don't be 1026
dong 405