English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ O ] / Oh yea

Oh yea traduction Turc

81 traduction parallèle
out on the tall grass, there. ( chuckles ) ( both laugh ) Oh yea... of course...
... uzun otlar var orada, ne dersin?
Oh yea...
Doğru ya.
Oh yea, like what?
Ne mesela?
Oh yea!
Harika!
Oh yea. - Knock it off! - Ginger, no!
Kalk!
Here, look. - Oh yea.
Buradayım, bak.
Oh yea?
Evet?
Oh yea, won't that handsome guy with the long slender legs and shining eyes go as well?
Hayır. Bir kez bile. Peki niye gitmiyorsun?
Oh yea. There's one place where I keep getting noise from the microphone.
Bak ne diyeceğim dinleme cihazından ses alamadığım tek bir yer var.
Oh yea.
Kesinlikle.
Oh yea.
Tabii ya.
Oh yea... to fancy for my main man Ray.
Ah, evet... asıl adam Ray için çok süslü.
Oh yea?
Oh ewet?
Oh yeah, I've been told I lift the spirits of everyone around me since I was yea big.
Evet, şu kadarken bile çevremdeki herkesi neşelendirdiğim söylenirdi.
- Oh yea? What dream?
Ne rüyası?
Oh yea?
Sen mi?
Oh yea yea yea, I recorded em on my site.
Evet, evet. Siteme kaydettim onu.
Oh yea, they got two.. four big ball.
Tabii. Onların iki, yani dört tane büyük taşakları var.
Oh Yea! I have to give you something for saving Beck.
Sırası gelmişken Beck'i kurtardığın için sana bir şey vermeliyim.
Oh yea! You have a visitor waiting.
Tabii ya!
Oh, yea, though I walk... through the valley of the shadow of death.
Evet, yürüyorum ölümüm gölgesinin vadisinde..
Oh, yea!
Harika!
- Oh, yea? ...
- Öyle mi?
Oh, yea.
Evet.
He says, "Oh, yea," dirtbags.
Evet dedim sizi pislik herifler.
- Oh, yea, it's my stalker!
- Sapığım geldi!
It was a really big shock for me, too, and I said "oh, good" and "yea."
Bu benim için de büyük bir şoktu. Ama ben "Harika!" ve "heey!" dedim.
Oh! Well... Yea!
- Ha.. peki... bana inanın ve huzur bulun..
Oh, yea!
Yardım mı? Evet...
Oh, yea! The water's back on!
Bundan bir anahtar yaptırmam lazım.
Oh, yea. The big dinner party.
Evet, ne demezsin.
That's why I said, "Oh, you're going! Yea!"
O yüzden "gidiyorsun yani, oley" dedim ya.
- Oh, well, yea!
- Tamam, o zaman.
- Oh, yea, that's what I thought...
- A, evet, düşündüm ki...
Oh, yea, oh yea! Family Court of the Fifth District of Los Angeles County now in session.
Duruşma başlıyor.
Yea. Oh is that the 3-year-old kid who got kidnapped.
- Şu üç yaşındaki kaçırılan çocuk mu?
- Oh, yea-
oh, evet. Oh.
Oh, I dou bt they ca n su rvive for long outside the cloud belt. Oh, yea h, that's good. That's rea lly good.
Barnable?
- Oh, yea!
- Budur be!
Oh yea.
Şey...
Oh, yea well, get your fat
Öyle mi?
" Oh, yea, God...
" Oh, Tanrım...
- I'm just kidding. - Oh... yea realy... i'm acausted.
- Şaka yapıyordum - oh.. gerçekten, çok yorgunum anlayamadım
- Oh, yea, you bet.
- Evet ne demezsin..
Oh... yea ah... hi.
Oh... evet, ah... selam.
- Oh, yea.
- Ah, tabii.
Oh, yea, but it's not exactly where we like it to be.
Ah, evet, ama bunu yapmayı pek istemiyoruz.
'Hail Mary, Yea though I walk...'- we go to Ken Loney in the'Sunshine Chopper'.
Oh, şimdi büyük adam Ken Loney'e bağlanıyoruz. Bize "Günışığı Helikopteri" nden seslenecek.
- ¶ ¶ I can feel your halo, halo ¶ ¶ - ¶ ¶ Hey, oh, yea-a-ah ¶ ¶
* Görebiliyorum * * ve hissediyorum, ışık halkanı *
Oh yea!
Tamam, şimdi oldu!
Uh-oh. You just wanna go back to saying "yea"?
Uh-oh. "Heey!" demeye devam etmek ister misin?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]