On my face traduction Turc
2,307 traduction parallèle
I just needed to get some fresh air, get a little rain on my face and dead rats bouncing into my shins.
Biraz taze hava almam gerekiyordu. Yüzüme biraz yağmur, omuzlarıma biraz ölü fare falan.
I landed on my face and messed up my looks.
Yönetmenin dediğine göre yüzümün üzerine düşmüşüm. Bu yüzden böyle görünüyorum.
Do I have something on my face?
Yüzümde birşey mi var?
Or else... You'll pour water on my face?
Yoksa yüzüme su mu atacaksın?
That is why I asked, with a hesitant look on my face, "Is it possible..."
İşte bu yüzden yüzümde bir tereddüt ifadesiyle "Mümkünse..." dedim.
Why do I feel like I fell on my face?
Neden yüzüstü düşmüş gibi hissediyorum?
Maru de shiran kao de mawari tsuzukete iku darou I would probably continue around with a completely lost look on my face
Muhtemelen yüzümdeki dalgın ifadeyle etrafta dolanmaya devam edeceğim.
Maru de shiran kao de mawari tsuzukete iku darou I would probably continue around with a completely lost look on my face # 1 "Genki" by LANDS
- Genki, LANDS
I would probably continue around with a completely lost look on my face Maru de shiran kao de mawari tsuzukete iku darou They did it! I would probably continue around with a completely lost look on my face Maru de shiran kao de mawari tsuzukete iku darou
Muhtemelen yüzümdeki dalgın ifadeyle etrafta dolanmaya devam edeceğim.
But now, I walk in the sunlight, feel the wind on my face.
Ama şimdi, gün ışığında yürüyorum, rüzgarı yüzümde hissediyorum.
Is there something on my face?
Yüzümde bir şey mi var?
Anyway, I want Robert to operate on my face.
Robert'ten suratıma operasyon yapmasını isteyeceğim.
Do I have shit on my face?
Yüzümde bok mu var?
I have to go and splash some water on my face.
Gidip yüzüme su çarpayιm.
Thou know'st the mask of night is on my face,
Biliyorum, gecenin maskesi var yüzümde,
I put these cuts on my face?
Suratımda ki çizikleri ben yaptım?
That man put his pee-pee on my face!
Şu adam yüzüme pipisini değdirdi.
There something on my face?
Yüzümde bir şey mi var?
Does anything on my face look smoother or tighter?
Yüzümde pürüzlük ya da gerginlik görüyor musun?
All day long, they tell me stupid, pointless, boring stories, and I have to stand there listening with a phony grin plastered on my face.
Bütügün bana aptal, bitmek bilmeyen, sıkıcı hikayeler dinledim sahte bir gülüşle.
Here's an idea : next time, instead of being late, just shit on my face.
Bak aklıma ne geldi, bir dahaki sefere geç kalacağına suratıma sıç daha iyi.
I'm getting that tattooed on my face.
Yüzüme dövme yaptırıyorum.
No scars on my face.
Yüzümde yara izi falan yok.
Getting you to blast my face on the news was just the final nail in the coffin.
Sana gelip beni haberlere çıkartması ise tabutuma çaktığı son çivi oldu.
They're gonna put my face on the new 20 royal note...
20'lik banknota benim resmimi koyacaklar.
I thought there was some bird crap on my rear view mirror, but now I can see it was just your face.
Dikiz aynasında gördüğümü kuş boku sanmıştım, ama... şimdi anladım ki senin suratınmış.
Yes. But I was early, and with the shape I'm in, - - I couldn't face going in on my own.
Evet ama erkenciydim ve halimi de düşünürsek tek başıma gitmek istemedim.
Make the vessels shine so that I can see my face on them.
Tencereleri öyle bir parlat ki bakınca kendimi göreyim.
If you show that ghost-like face to my brother, he's gonna freak out on you!
O suratı abime gösterirsen kesin baygınlık geçirir.
My face doesn't show on TV anyway.
Benim yüzüm nasılsa televizyonda görünmüyor.
I would probably continue around with a completely lost look on my face Maru de shiran kao de mawari tsuzukete iku darou
Başardılar!
Is my face a notebook to have that written on it?
Yüzüm üzerine yazı yazlan bir not defteri mi?
Put your fiction on a page. Don't spit it at my face and expect me to lick it up. Okay.
Yüzünden anlıyorum ben
Over the last 60 years, the human race has been drip fed of images of my face, on lunch boxes, and t-shirts and shit.
Son 60 yıldır, insan ırkı, benim resmimle elle beslendi yani yüzüm, yemek kutuları, ve tişörtlerde filan.
My plan was to see your face, get revenge on Hindley... and then kill myself.
Planım, yüzünü görmek, Hindley'den intikam almak ve sonra kendimi öldürmekti.
Ooh, I got my bunt face on. Drills, ladies.
Yüzümde topa yavaşça vurma ifadesi var.
And I'm sorry that I haven't spent the last 15 years of my life sucking every cock that flew in front of my face just to put on a cheap church dress and claim to find God.
Ve hayatımın son 15 senesinde ucuz bir kilise kıyafeti giyip Tanrı'yı bulmak adına her önüme gelen siki ağzıma almadığım için üzgünüm.
I could show my face on the street.
Yüzümü biraz sokaklarda gösterebilirim.
You have the exact same look on your face when I mention my mother.
Annemden söz ettiğimde yüzünün aldığı ifadenin aynısı var şu anda.
And maybe what is in my control is not doing interviews, or not being on the TV, and not anything to kind of glorify your face or position.
Belki benim kontrolümde olan şey röportajlar vermemek ya da televizyona çıkmamak, ve pozisyonumu yüceltecek hiçbir şey yapmamak.
With your nose in your books and your yo-yos and your "My Mom sat on my... face."
Burnun kitaplara gömülü, yoyolar "Annem yüzüme oturdu" gibi salak espriler.
From now on, no matter what happens, if you want to punch me in the face or spit in my mouth while I'm asleep, it doesn't matter.
Şimdiden sonra ne olursa olsun istersen yüzüme yumruk at yada uyurken ağzıma tükür farketmez.
Let me put some makeup on my big, fat, swollen face.
Önce koca, şişko, şişmiş suratıma biraz makyaj yapayım.
- He put his face on my pee-pee.
- Yüzünü kendisi koydu.
I found the bag on the ground, and when I opened it, it went off in my face.
Çantayı yerde buldum, ve açtığımda yüzüme patladı.
Come on, I think I deserve some kudos for my selfless courage in the face of perceived danger.
Olası tehlike karşısında gösterdiğim özverili cesaretim için övgü dolu sözler hak ettiğimi sanıyordum.
Is there anything better than my best friend's face on a girl body?
En iyi arkadaşımın yüzünü kadın bedeninde görmekten daha güzel bir şey olabilir mi?
I'll also pass on pieces of your face to my monkeys.
Ayrıca suratının parçalarını da maymunlarıma veririm.
I was focused on the gun in my face.
- Yüzüme doğrultulan silaha odaklanmıştım.
'Cause I checked flight tracker on my phone, and our status is just an angry, red frowny face.
Çünkü telefonumdan uçuş çizelgesini baktım ve bizim statümüzde kızgın, kırmızı bir asık yüz vardı.
For my item, I chose a picture of my ex-girlfriend Lucy with a mustache drawn on her face and stink lines coming off her,'cause she stinks.
Ben, eski kız arkadaşım Lucy'nin suratına bıyık ve kokuyu temsil eden çizgiler çizdiğim resmini koymak istiyorum. Çünkü leş gibi kokuyor.
on my way 423
on my way home 17
on my own 134
on my terms 16
on my knees 31
on my birthday 34
on my back 22
on my side 16
on my desk 26
on my life 45
on my way home 17
on my own 134
on my terms 16
on my knees 31
on my birthday 34
on my back 22
on my side 16
on my desk 26
on my life 45
on my honor 27
on my way out 19
on my 37
on my mark 91
on my word 25
on my command 56
on my go 16
on my count 157
on my signal 49
my face 159
on my way out 19
on my 37
on my mark 91
on my word 25
on my command 56
on my go 16
on my count 157
on my signal 49
my face 159
face 1222
facebook 123
faces 62
face it 390
faced 175
face your fears 19
face me 51
face to face 80
face down 100
face the wall 60
facebook 123
faces 62
face it 390
faced 175
face your fears 19
face me 51
face to face 80
face down 100
face the wall 60