English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ O ] / On my side

On my side traduction Turc

2,397 traduction parallèle
You squeeze him out of the company, but you couldn't just give Claire the boot, could you? Claire was on my side.
Onu şirketten uzaklaştırabildin, ama Claire'i sepetleyemedin, değil mi?
Thanks for being on my side.
Yanımda olduğun için teşekkürler.
Now I got the program, and I got Jesus on my side, and Alcide, and I'm hoping you'll give me a chance to win back your trust.
Artık bir programa katıldım, Tanrı yanımda. Alcide de yanımda. Umarım güvenini kazanabilmem için bana bir şans verirsin.
The law is entirely on my side.
Kanun tamamiyle benim tarafımda.
'With her on my side I don't need anything
Yanımda o varken başka bir şeye ihtiyacım yoktu
'I have the Head of the Expeditionaries on my side.
Seferberlerin lideri benim tarafımda.
What do you want me to say? I wanna know why you weren't on my side.
Bilmek istiyorum, niye benim yanımda değildin?
The law is on my side, that's all.
Kanun benim lehime, hepsi bu.
Well, I guess Lady Luck's just on my side.
Sanırım şans meleği benim yanımdaydı.
Well, there's no one on my side of the family, except my bitch, skank, whore cousin Delilah, who I'm not very close to.
Benim tarafımda böyle biri yok. Cadı, şıllık, kahpe kuzenim Delilah dışında tabii. Onunla pek görüşmüyoruz.
And if it's a package deal with Maw Maw, you can count out everyone on my side of the family.
Eğer Maw Maw'ı da katarsak benim taraftan da isteyen çıkmaz.
Fate is on my side.
Kader benden yana.
You're supposed to be on my side, and you're such a bastard to me.
Benim tarafimda olman gerekiyor. ve bana karsi cok asagiliksin.
Please, tell me you're on my side.
Lütfen, Benim tarafımda olduğunu söyle.
Lady luck was back on my side.
Şans meleği artık benim tarafımdaydı.
Momentum's on my side right now.
Şu anda gidişat benden yana.
Who's on my side?
Kim benim yanımda?
And who is on my side? All right, bye.
ve kim benim yanımda? İyi seyirler afpek
You were right there, all the way over on my side... your whole fucking car full of stupid!
Tam da benim yolumda, ters yöndeydin. Araban siki tuttu şimdi!
God, I-if Kitty was here, at least I would have someone on my side.
Tanrım, Kitty burada olsaydı, en azından benim tarafımda biri olurdu.
I need Kathy on my side.
Kathy'nin benim tarafımda olması gerek.
You notice the car didn't tip over on my side.
Gördüğün gibi araba benim olduğum tarafa devrilmedi.
I'M GETTING IN LINE. - WELL, IF LUCK IS ON MY SIDE, SHE'LL HAVE A SAD, DESPERATE TWIN
Öncelikle buradaki erkek inine beni kabul ettiğiniz için teşekkür ederim.
I need someone on my side.
Birisinin desteğine ihtiyacım var.
I just thought you would be on my side.
Sadece benimle aynı tarafta olursun sanmıştım.
My dear brother, there are times you make me wonder whose side you're on.
Sevgili kardeşim bazen kimin tarafında olduğunu merak ediyorum.
Uh, even got my own side biz going on.
Uh, even got my own side biz going on.
I am, on my mother's side.
- Anne tarafından öyleyim.
You're on my dad's side or something?
Şimdi de babamın tarafını mı tutuyorsun?
We were saying that, despite what my husband thinks whether it happens here or on the other side of the world we all have to be collectively concerned.
Kocamin düsündüğünün aksine bu tür olaylar ister burada olsun ister dünyanin öteki tarafinda hepimiz ortak bir endise duymaliyiz.
Okay. Roll him to my side on three, okay?
Üç deyince onu bana doğru yuvarla, tamam mı?
Just because I don't trumpet my indiscretions like you do, doesn't mean I haven't had a little walk on the wild side.
Senin gibi her şeyimi ortaya dökmüyor olmam o taraklarda bezim olmadığı anlamına gelmez.
Well, my knee's still killing me from that blind-side hit you put on me yesterday.
NEWPORT R.I. 1953 Dün gafil avlayarak vurduğun dizim hâlâ öldürüyor beni.
So I would appreciate it if you would just take my side on this thing, okay?
Bu olayda benim tarafımda olursan minnettar kalırım, tamam mı?
I never work out on the fifteenth day of my cycle because I get pains in my side, and if you remember correctly, Kim, I did not work out yesterday.
Döngümün on beşinci gününde asla ilişkiye girmem çünkü oramda ağrı oluyor ve doğru hatırlarsan Kim, ben dün sevişmedim.
Probably an attempt to get on my good side for your interview.
Bu muhtemelen mülakatta olumlu sonuç almak için yaptığınız bir şey.
But they actually fucked my bit up, because Dave, he doesn't give a shit, and he fully shot me all on this side, and this was Steve-O and Chris'side, and I had, like, one or two over here, and this side was just covered.
Ama aslında işin içine sıçtılar çünkü Dave'in hiç acıması yoktu ve bu tarafımı tamamen mermiye boğdu. Bu taraf Steve-O'yla Chris'in tarafıydı bir-iki iz vardı bu tarafta ama bu taraf komple doluydu.
Yeah my uncle Eric on my mother's side ; he married a woman with a lovely little daughter named Eva.
Pekala. Hey, yani okul bahçesindeki gizemli adam,
Sometimes I tack a sheet on the side of my garage, And hold an outdoor movie night for the neighbor kids.
Bazen garajımın duvarına bir çarşaf asıp komşu çocukları için açık-hava sineması düzenliyorum.
You are my first visitors. The believers, the immigrants, and the ones who tight with all their properties and lives in a holy lar for Allah have great values on Allah's side.
Benim ilk ziyaretçilerim sizler oldunuz... ( SAİD ) İman edenler, hicret edenler ve Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihat edenlerin AIIah katında büyük dereceleri vardır.
- Me too. On my mother's side I have balding, but that's not an illness.
Anne tarafından kellik var ama hastalık değil ki o da.
They reckon, like, at the time,'cause the bullet hit here, right, then it went through my legs and they reckon they found it near a tree on the other side but it had, you know, done the damage.
Sonrasında... Çünkü mermi tam buramdan vurdu, tamam mı? Ve bacaklarımın arasından geçti.
'Cause Steve's marrying Mum, like, he's trying to get on my good side.
Annemle evleneceği için gözümüze girmeye çalışıyor.
He's living 96 blocks away on the South Side, dating my sister, stealing cars, and going by the name of Steve.
Buradan 96 blok ötede, güney yakasında oturuyor. Ablamla çıkıyor, araba çalıyor ve Steve adını kullanıyor.
I had recently moved to a brownstone on the Upper West Side with my three children and with my husband, who had four children, Wer Lafarge.
Üç çocuğum, kocam, Wer Lafrage, ve onun dört çocuğuyla beraber... birkaç gün öncesinde kuzeydeki bir eve taşınmıştık.
I'm sure your mom's having one big party over there. Kristina, come on, you know, my mom's not on haddie's side here.
Eminim ki annen şuan parti veriyordur. annem Haddie'nin tarafında değil.
And you really do have time on your side, my angel. Even if it doesn't seem that way now.
Şimdilik öyle görünmese de senin daha çok zamanın var, meleğim.
On my father's side.
Baba tarafından.
They're on the pricey side but I can dye my own roots this month and Jim can choke down bargain chow.
Biraz pahalıydı ama sanırım bu ay kendi başımın çaresine bakabilirim ve Jim de bu aylık çöplükten yiyebilir.
I... I travel a bit on the grubby side, my Lord.
Ben biraz pis kesimlerden seyahat ederim lordum.
Canadian Parks and Wilderness on our side, when someone else comes and tries to bully us, the agreement actually requires that they come and work with us in repelling the attack and we'll be able to say, "Fight me, fight my gang."
Canadian Parks ve Wilderness ile ilgilidir. Başka birisi gelip de bize zorbalık ettiğinde, anlaşma, fiilen bir araya gelip saldırıyı birlikte püskürtmemizi gerektirir ve "benimle savaş, çetemle savaş" diyebiliriz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]