One of the best traduction Turc
2,423 traduction parallèle
The folks at MTV said they thought that was one of the best "Unpluggeds."
MTV'deki çocuklar yaptığımızın en iyi Unplugged " ( akustik performans ) lardan bir tanesi olduğunu düşündüklerini söylediler.
He's one of the best in the country for... late stage cancers.
İlerlemiş kanser vakaları konusunda ülkedeki en iyi isimlerden biridir.
Our friendship is one of the best things in my life.
Dostluğumuz hayatımdaki en güzel şeylerden biri.
Probably one of the best gigs you've ever seen in your entire life.
Muhtemelen hayatında gördüğün en iyi konser olacak.
That was one of the best days of my life.
Hayatımın en güzel günlerinden biriydi.
He's a plastic surgeon, and he's one of the best, according to Los Angeles Magazine.
Estetik cerrahı. Los Angeles Dergisi'ne göre en iyilerinden biri.
She's one of the best investigators I have.
Elimdeki en iyi araştırmacılardan biri o.
One of the best parts about being a guy your age...
Senin yaşında olmanın en iyi tarafı...
This is one of the best establishments in Paris.
Burası Paris'teki en iyi mekanlardan biridir.
- One of the best shows I ever saw.
- En iyi dizilerden biriydi.
What I need is your advice on how to tell Michelle that she has the option of going to one of the best universities in the world.
Ona dünyanın en iyi üniversitelerinden birine girme şansı olduğunu nasıl söyleyeceğim konusunda tavsiyene ihtiyacım var.
It's one of the best ones.
Hem de iyi olanlardan biri.
In between being one of the best board shapers around.
Arada da buralarda tahtaya en iyi şekil veren kişi olmakla uğraşıyor.
Maybe one of the best fullbacks ever to play in the state of Texas, the boy my girl fell in love with?
Belki de Teksas tarihindeki gelmiş geçmiş en iyi liberolardan, ayrıca kızımın aşık olduğu çocuk değil mi?
And I wanted to let you know that having you as a coach has been one of the best things that ever happened to me.
Seni benim koçum olarak görmek, hayatımda başıma gelen en iyi şey olduğunu bilmeni istedim.
You know, this past week was one of the best weeks of my life.
Geçen hafta, hayatımda geçirdiğim en iyi zamandı.
The astrophysics department's one of the best in the world.
Astrofizik departmanı dünyadaki en iyisi.
It's one of the best in the world when it comes to sciences.
Bilim-adamları geldiğinde Dünyanın en iyilerinden olacak.
We think it's one of the best debut novels since Jonathan Safran foer.
Bunun Jonathan Safron Foer'den beri yazılan en iyi ilk romanlardan biri olduğunu düşünüyoruz.
We begin with one of the best-loved carnival krewes, - Zulu, who in recent yes...
En sevilen karnaval krewe'lerinden biri olan Zulu'yla başlıyoruz.
That was, like, one of the best days of the whole year, and I almost totally forgot about it.
Bu tüm yılın en iyi günlerinden biriydi ve neredeyse tamamen unutmuştum.
She's one of the best in her field.
Alanında en iyilerden birisi.
It's one of the best houses in the area.
Bölgedeki en iyi evdir.
And in all modesty, one of the best.
Övünmek gibi olmasın, en iyilerinden biriydim.
That you are one of the best.
En iyilerinden birisi olduğunu.
- Last night... - Last night was one of the best nights of my life.
Dün gece...
He's one of the best.
- İşinin en iyisidir. - Anlıyorum.
Your husband's one of the best.
Senin kocan en iyilerden biriydi.
I pay my respects to one of the best voices I've ever heard.
Tanıdığım en güzel seslerden birine hoş geldin demek istiyorum :
This is from one of the best Mexican restaurants downtown.
Bunlar, şehir merkezindeki en iyi Meksika restoranından.
Aliestar if you were not one of the best writers in Hollywood you were to be fired two months ago.
Aliester, hollywood'daki en iyi yazarlardan biri olmasaydın 2 ay önce kovardım seni.
In less than a month, you have gone from being one of the best patent lawyers in the country, much less Cincinnati, and now... what the hell has happened?
Bir ay öncesine kadar Cincinnati'yi geç, ülkenin en iyi patent avukatlarından biriydin. Şimdiyse... Ne oldu böyle?
And it was one of the best decisions I ever made.
Ve bu verdiğim en iyi kararlardan biriydi.
- It was one of the best decisions I ever made.
- Verdiğim en iyi karardı.
And you're one of the best I've ever known.
Ve sen, gördüğüm en sağlam adamlardan birisin.
It's one of the best points about Jorge that he's not a big technician, but he knows exactly what he needs to be fast.
Jorge'nin en güzel özelliklerinden biri, teknik konuda muhteşem olmasa da, hızlı olmak için neye ihtiyacı olduğunu çok iyi bilmesi.
Are you aware of the fact that you attended one of the best schools, Sonay?
Sen ne kadar iyi bir okulda okuduğunun farkına mısın? Aman abla boş ver.
Eddie's one of the best. Don't know how to play the game.
Bişey olursa bana gel sen
And for you star watchers out there grab your blankets tonight, one of the best meteor showers of 1994 is scheduled to begin in a sky near you shortly after 9 PM...
Yıldız gözlemcileri ; bu gece 21'de 1994'ün en iyi meteor yağmurunun gökyüzünün size en yakın bölümünde olacağını ve tüm gökyüzünü bir battaniye gibi saracağını bildirdiler.
One of the best.
En iyilerinden birisiydi.
And I wish each and every one of you all the best of luck as you enter high school next fall.
Ve her birinize teker teker önümüzdeki sonbahar liseye giderken bol şans dilerim.
It seems like the appropriate thing to do when one's best friend finds herself replaced by a smart, beautiful woman with the smoldering sexuality of a crouched Bengal tiger.
Birinin en iyi arkadaşı kendini çok zeki yerde uzanmış bir Bengal kaplanı gibi alev alev yanan seksi bir kadına tercih edilince yapmam gerekir diye düşündüm.
One day they're your best mate, the next they're stabbing you in the back for a gram of speed and you wind up having to break their kneecaps with a fucking ironing board, then where are ya?
Bir gün en iyi arkadaşın öbür gün tek gram amfetamin için seni sırtından bıçaklıyorlar. Sen de küplere binip, dizkapaklarını kırmak için koduğumun ütü masasıyla... vuruyorsun onlara. Ee, nerede kaldı arkadaşlık?
On the one hand, Ed's a genius. I'm in the best shape of my life. You do look good, Patrick.
Bir taraftan Ed usta birisi hiç bu kadar formda olmamıştım.
Well... I handed it to this little girl, and she clutched it to her chest and told one of the nuns it was the best day of her life.
Onu küçük kıza verdiğimde ve sarıIdığında rahibelerden biri onun hayatının en güzel günü olduğunu söyledi.
My will is in this frumpy school uniform of one of the country's best schools.
Benim geleceğim ülkenin en iyi okullarından birine ait olan bu rüküş üniformanın içinde.
Last year at this time, he was the Senate Majority Leader- - one of the most powerful men in this town, and he's an afterthought at best now.
Geçen yıl bu zamanlarda senatonun çoğunluk lideriydi. Bu şehirdeki en güçlü adamlardan biri, sonradan düşünülenlerin en iyisi şu anda.
To the best of our knowledge, the connection was only viable for a few moments, which is why you were the only one who made it through.
Bağlantının sadece kısa bir an sürdüğünü,... bu nedenle sadece senin geçmeyi başarabildiğini... biliyoruz.
The military is doing its best to determine what it would take to rub one out of this sizze.
Bu ebatta ovularak yokedilecek bir madde için ordu elinden gelenin en iyisini yapacaktır.
You don't think we have a shot at representing one of the 75 best prospects?
Bu 75 kişi içinde birinin menajeri olma şansımız yok mu diyorsun?
When one is in need of money, the best solution is to simply mint more?
Paraya ihtiyaç olduğunda en iyi çözüm daha fazla pasa basmak.
one of us 165
one of these days 218
one of them is 20
one of each 28
one of my favorites 32
one of a kind 52
one of you 61
one of them 249
one of yours 39
one of these 53
one of these days 218
one of them is 20
one of each 28
one of my favorites 32
one of a kind 52
one of you 61
one of them 249
one of yours 39
one of these 53
one of mine 19
one of those 110
one of many 31
one of the 57
one of my best friends 16
one of ours 44
one of those things 19
one of 44
one of who 26
the best is yet to come 22
one of those 110
one of many 31
one of the 57
one of my best friends 16
one of ours 44
one of those things 19
one of 44
one of who 26
the best is yet to come 22
the best 484
the best man 19
the best of the best 22
the best part 21
the best part is 19
one out 21
one other thing 136
one o'clock 54
one or the other 48
one or two 85
the best man 19
the best of the best 22
the best part 21
the best part is 19
one out 21
one other thing 136
one o'clock 54
one or the other 48
one or two 85