One of each traduction Turc
3,680 traduction parallèle
We'll take one of each.
Hepsinden bir tane alıyoruz.
Maybe one of each.
Belki ikisi de.
There's one for each of us.
İkimize de birer erkek düşüyor.
The truth is I need each and every one of you guys.
Gerçek şu ki, her birinize ihtiyacım var.
Since we never see each other.. I didn't know if you're gonna be like a creep.. Or one of those gadget predator freaks or whatever..
Birbirimizi son gördüğümüzden beri böyle çirkinleşeceğini tahmin etmezdim.
Over the course of the summer, we'll be eliminating one contestant each week, and by "we" I mean.. me "
Yaz boyunca her hafta bir yarışmacıyı eleyeceğiz. Eleyeceğiz derken, ben eleyeceğim yani.
Now, in honour of Blue's birthday, I'm going to present each and every one of you with a free Korndog... - Thank you.
Şimdi, Maviş'imin doğum gününde, her birinize çubuklu sosis ikram edeceğim.
Now, I have allotted us each $ 8 per meal, so it looks like you can get one of the...
Kişi başı 8 dolarlık bütçe ayırdım buna göre sen...
You're lucky that the storm affects each one of us a bit differently.
Şanslısın ki kasırga herkesi aynı şekilde etkilememiş.
It was one of these ridiculous meet-cute clichés, where a guy and a girl just, you know... they bump into each other, and they... they fall in love.
Konu, şu ayak üstü tanışma klişelerinden bir tanesiydi. Adam ile kız yolda giderken çarpışırlar. O anda birbirlerine aşık olurlar.
He had a store of them, and a photograph to illustrate each one.
Bir hayli öykü biriktirmiş, ve her birini betimleyen bir de fotoğraf var.
And we can get Guy to duplicate a book for each one of them.
Guy de hepsine birer kopya hazırlar.
We'll beat each one of you to pulp!
Her birinizi halbur haline getirene kadar durmazlar!
Each and every one of you.
Bunu her biriniz yapmalısınız.
One for each of us, darling.
Hepimize birer tane yavrum.
I just want to begin by thanking each and every one of you for joining us today.
Sözlerime buraya katılan herkese teşekkürlerimi sunarak başlıyorum.
Dear bride and groom drag, dear friends and family, There is nothing more beautiful only two people uniting to walk together next to each other on the path of life, and loving one another unconditionally.
Sevgili gelin ve damat, sevgili arkadaşlar ve aileler, iki genç insanın hayatlarının geri kalanında birlikte yürümek için bir araya gelmesinden başka güzel birşey yok, ve birbirlerine koşulsuz sevgiyle bağlı olmasından.
Fuck each and every one of you.
Her birinizin amına koyayım.
If I don't have them back by sundown I will kill each and every one of you.
Günbatımına kadar elimde olmazlarsa, hepinizi tek tek öldürürüm.
each recipient had to perform a figure eight over a distance of one mile with a hundred-pound load in addition to the pilot.
- Sadece uçmak da değil pilot koltuğunda yaklaşık 60 kilo ağırlık ile bir millik mesafeyi rahatça gitmeniz gerekiyor.
♪ Each one of you's a hero if you only knew
# ( farkındaysanız her biriniz kahramansınız )
Each of my brigades awaits near one of these gates.
Tugaylarımın her biri bu kapıların birinde bekliyor.
Now, I'm not sure if you're familiar with the 1984 Chuck Norris classic, Missing in Action, but my partner and I are about to grill each and every one of you like Colonel Braddock did the Vietcong.
Şimdi, Chuck Norris'in 1984 yapımı klasiği Missing in Action filmini hatırlar mısınız bilmem, ama Albay Braddock'un Vietcong'a yaptığı gibi, ortağımla hepinizi tek tek sorguya çekeceğiz
That any one of these guests could have committed the murders and that they're all pointing fingers at each other.
Davetlilerden hiç birisinin cinayetleri işlemediğini ve birbirlerini suçladıklarını öğrendik.
Each one of you can take one thing from this haul.
Her biriniz bu vurgundan tek bir şey alabilirsiniz.
Each one of them says to her,
Her biri ona :
Listen to me, if we agree to walk into his house, he can kill each and every one of us.
Beni dinle. Eğer evine gitmeyi kabul edersek her birimizi teker teker öldürebilir.
It's the most important. It's the one chance we have to stand up in front of everybody And say how we really feel about each other, speak from our hearts.
En önemlisi Kalbimizde birbirimiz hakkında hissetiklerimizi Herkesin önünde dile getirmek için tek şansımız bu.
There's four bullets in there, one for each of us.
İçinde dört tane mermi var. Her birimiz için bir tane.
lmpotent, each one of them.
Her biri etkisiz.
Staff reductions, dip in circulation, each one of those faces and every subscriber we lose, they keep me awake at night.
İşten çıkarmalar, tiraj düşüşü... Her birinin yüzü ve kaybettiğimiz her abone, gece uykularımı kaçırıyor.
The winner of each one of these contests will be awarded a red rubber ball.
Her yarışmanın galibine bir kırmızı lastik top verilecektir.
Now, I'm going to stand up to what's coming, and I'm gonna drive them out, and I hope that each and every one of you stands with me because we are stronger together.
Gelenlere kafa tutup onları geri defedeceğim. Umarım hepiniz benimle beraber göğüs gerersiniz çünkü birlikte çok daha güçlüyüz.
Friendly has gotten me 700 friends on facebook, one in each of the 50 states, 3 in guam.
Arkadaşça davranmak bana 50 eyalet ve 3 guam'dan, 700 Facebook arkadaşı kazandırdı.
And each one of us are too little to do anything.
Her birimiz tek başına bir şey yapmak için çok zayıfız.
Dangerous terrorists, each one of us.
Tehlikeli teröristleriz, her birimiz.
If you set foot on my property again, I'll hunt each and every one of you down and kill you, slowly if I get the chance.
Eğer bir daha arazime adım atacak olursanız, hepinizin tek tek peşinize düşer ve teker teker öldürürüm, fırsatını bulursam yavaşça yaparım.
Each one of you...
Her birinizin...
One of the greatest pleasures of watching these films each year is just getting to see what the other bases look like... and who else is out there wintering over on the ice.
Bu filmleri izlemenin verdiği en büyük keyiflerden biri de diğer üslerin nasıl gözüktüğünü ve buzulda kimlerin kışı geçirdiğini görmektir.
It's up to each one of us to help protect a colleague's reputation.
Meslektaşımızın itbarını koruma hepimize bağlı.
Dude, we've read each one of your story books.
Ahbap, bütün kitaplarını okuduk.
But the one thing I knew was true was that we were pretty lucky to have each other to lean on through all of it.
Ama doğru olduğunu bildiğim tek şey tüm bu sorunlarla başa çıkmak için birbirimize sahip olduğumuz.
Each one built on the ruins of another. And most can still be found beneath our feet.
Her biri diğerinin yıkıntısının üstüne kurulmuş ve bu izler halen bastığımız yerlerde görülebiliyor.
So we hope that it has been made clear that the intentional blocking of this vital information has had, and will continue to have a negative psychological impact on each and every single one of Starbucks children.
Umuyoruz yeterince iyi anlaşılmıştır ki ; bu hayati bilgilerin kasıtlı olarak engellenmesi, Starbuck çocuklarının her birinin üzerinde..
Well, you know, I have, at one time or another, wanted to kill each of my passengers. Right back at ya.
Açıkçası birkaç kez yolcularımın hepsini öldürmek istediğim olmuştu.
These fuckers... they're moving closer in time with each one of those blackouts.
Bu götlekler her elektrik kesintisinde bizim zamanımıza biraz daha yaklaşıyorlar.
With each one of those blackouts, they disappear and reappear closer in time.
Her elektrik kesildiğinde kaybolup, sonra daha yakın bir zamana geliyorlar.
My job was to assess each specific accident and to attribute responsibility to one of the parties, which was pretty sexy.
Oradaki görevimi, her bir kazanın değerini biçmek ve sorumluluğu taraflardan birine yıkmak olarak açıklayabilirim, bence çok seksi bir iş.
But the accomplished Accessories Assistant has at her fingertips over 6,000 separate items of merchandise and I shall expect you to know them all and locate each one at a moment's notice.
- Fakat yetenekli bir aksesuar asistanının elinin altında - 6,000'den fazla ürün çeşidi vardır - Ve sizden beklentim hepsini tanımanız ve yeri geldiğinde
I want to tell you that I am proud of each and every one of you, the way that you have risen to this challenge.
- Şimdiye kadar gösterdiğiniz emekler için - her birinizle tek tek gurur duyduğumu söylemeliyim.
Each one has got 187 minutes of air.
Her birinde 187 dakikalık hava var.
one of us 165
one of these days 218
one of them is 20
one of my favorites 32
one of a kind 52
one of you 61
one of them 249
one of yours 39
one of the best 51
one of these 53
one of these days 218
one of them is 20
one of my favorites 32
one of a kind 52
one of you 61
one of them 249
one of yours 39
one of the best 51
one of these 53
one of mine 19
one of those 110
one of the 57
one of many 31
one of my best friends 16
one of ours 44
one of those things 19
one of 44
one of who 26
each 326
one of those 110
one of the 57
one of many 31
one of my best friends 16
one of ours 44
one of those things 19
one of 44
one of who 26
each 326
each other 54
each time 67
each day 41
each year 51
each one 17
each week 17
each and every one of you 23
each night 17
each of you 23
each time 67
each day 41
each year 51
each one 17
each week 17
each and every one of you 23
each night 17
each of you 23