One of these traduction Turc
12,100 traduction parallèle
Clearly, she's one of these girls who dates guys online for free food.
Belli ki bedava yemek yiyebilmek için erkeklerle çıkan kızlardan. Tüh.
I mean, what, now we're one of these couples that just FaceTimes each other all the time?
Sürekli görüntülü konuşan çiftlerden mi olacağız?
You play your cards right, you can have one of these too.
Kartlarını düzgün oynarsan, bunlardan birini de alabilirsin.
If we join together, we'll kill every one of these black-eyed monsters until we either take back our home or burn this godforsaken city to the ground.
Eğer bir araya gelirsek vatanımızı tekrar alana dek ya bütün siyah gözlü canavarları öldürürüz ya da bu kahrolası şehri yakıp kül ederiz.
Pop one of these.
- Şundan bir tane ağzına at.
IF, ON THE OTHER HAND, I CHECK THE PIGEONS ONLY LATER, I SEE THAT ONE OF THESE POSSIBILITIES DISAPPEAR. THE QUESTION IS,
Öte taraftan, eğer güvercinleri çıkışta beklersem, bu olasılıklardan biri ortadan kalkacaktır.
TOM SUSPECTS THAT ONE OF THESE PARTICLES COULD BE HIS MYSTERIOUS TIME TRAVELER.
Tom bu gizemli parçacıkların zaman yolculuğu yaptığından kuşkulanıyor.
If the pain gets to be too much, give him one of these every 12 hours.
Eğer acı ağırlaşırsa, 12 saatte bir bundan verin.
Are you telling me you think one of these people is a terrorist?
Bu kişilerden birinin terörist olduğunu düşündüğünüzü mü söylüyorsunuz?
If the stories are true, though, there should be a street on one of these old maps that no longer exists in the real world.
Ama hikâyeler doğruysa, bu eski haritalarda artık bu dünyada olmayan bir sokak olması gerekiyor.
Are you sure it's one of these?
Bunlardan biri olduğuna emin misin?
Ever see one of these?
Bunlardan birini hiç görmüş müydün?
One of these days I'll drop by with aunt Hortensia
Hortensia teyzemle birgün uğrarım.
One of these ports or shires would've been Seraphim's destination.
Seraf, bu liman ya da bölgelerden biri gidiyordu.
You think one of these people is a terrorist?
Sizce bu insanlardan biri terörist mi?
Each of you will select one of these pieces of surveillance equipment, install it, and use it to find that intel.
Her biriniz, takip cihazından birini seçip yerleştirecek ve istihbaratı bulmak için kullanacak.
Each one of these kids is alive because your mother stopped you from killing them.
Bu çocukların her biri hayatta çünkü annen, onları öldürmene engel oldu.
This your first time at one of these retreats?
Böyle kafa dinlemelik yerlerde ilk kez mi bulunuyorsun?
One of these days. One of these days.
Günün birinde, günün birinde...
One of these days I'm going to get me a new chair that don't need no skinny ass
Yardımımı istiyor musun, istemiyor musun? Günün birinde senin gibi sıska popolunun beni rampada itmesine... gerek olmayan sandalyelerden alacağım.
One of these days he's gonna get his shit together.
Ve bir gün o da kendini toparlayacak.
Jackson, we saw one of these.
Jackson, bunlardan görmüştük.
I bet there's a story behind each one of these that I'd love to hear.
Eminim bunların her birinin hikayesi vardır ve dinlemeyi çok isterim.
It could be one of these. Or one of those.
Ya bunlardan ya da şunlardan biri olmalı.
I send him one of these every week to show him that I care.
Her hafta bunlardan bir taneyi onu önemsediğimi göstermek için gönderdim.
Now, normally, when I put one of these together, telling Dan wouldn't be allowed, but Howard never got a license.
Normalde, bir oyun ayarladığımda, Dan'in katılamayacağını söylerim ama Howard'ın hiç ehliyeti olmadı.
So, one of these UCLA girls was celebrating her birthday?
- Yani, bu üniversiteli kızlardan biri doğum gününü mü kutluyordu?
You know, one of these days, you're gonna be the billionaire 3-D printing designer guy, and I'm gonna be like, "That's my friend."
Biliyor musun, bence günün birinde 3 boyutlu yazıcı dizaynı yapan bir milyoner olacaksın. Ve ben de "Benim adamım işte!" diyeceğim.
We have one of these practically every night in Camelot.
Camelot'ta her akşam böyle geçer.
And if there's one of these out there, that means there has to be more.
Ve eğer dışarıda ondan bir tane varsa daha fazlası da olması gerekiyor.
Unless you have one of these.
Tabii elinde bundan biri yoksa.
You got muscle and a bad temper, but I'm pretty good with one of these things, might make us even, at least enough to get a workout in.
Güçlü ve sinirlisin ama ben de bu şeylerde iyiyim. Bu da bizi eşit yapar, en azından birlikte çalışacak kadar.
Thank God I was bad at math, I might've wound up like one of these antisocial trolls.
Lanet olası muhasebeciler. Tanrıya şükürler olsun ki matematikte kötüydüm. Bu antisosyal trollerden biri gibi gergin olabilirdim.
Why do you think I have one of these?
Neden bende bundan var sanıyorsun?
Now... which one of these beauties would want to steal body parts?
Bu güzellerden hangisi vücut parçalarını çalmak isterdi?
So you have the option of hiring one of these three.
O nedenle bunlardan üçünü seçme şansınız var.
Ah, yeah... I just wanna get one of these.
Ş unlardan da bir tane alayım.
We'll each have one of these, just in case.
Her duruma karşı, her birimiz için bunlardan var.
We'll each have one of these just in case.
Her ihtimale karşı hepimiz için bir tane bunlardan var.
Now, please leave me alone, while I discover which one of these breaches is gonna get me home.
Beni yalnız bırak lütfen. Bu gediklerden hangisinin beni evime götüreceğini bulmam gerek.
Grodd has to be in one of these three bell towers.
- Ciddi mi? Grodd bu üç çan kulesinden birinde olmalı.
The whole spot, you know, it's these three guys are having a barbecue, and one of their wives comes up with lemonade.
Bütün reklamda, üç adam mangal yapıyor, bir tanesinin karısı elinde limonatayla geliyor.
These kerf marks are from one of Pelant's victims.
Bu çentikler, Pelant'ın kurbanlarından birine ait.
After all these years, you have one box of stuff.
Bunca yıldan sonra bir kutu eşyan mı var?
Inside these folders is every piece of information the FBI gathered on you during your application process... with one item redacted.
Bu dosyaların içinde sizi işe alırken FBI'ın hakkınızda topladığı tüm bilgiler var, biri hariç.
Don't let your guilt destroy the career of one of the most promising trainees I've seen walk through these doors.
Bu kapılardan içeri giren en ümit verici adaylardan birinin kariyerini suçunun mahvetmesine izin verme.
The world on one side, these twosome on the other though they are one and the same like a replica of each other.
Dünya bir yana, bu çift bir yana Onlar tek ve birbirinin kopyası.
All of these drains must be checked individually, every one within a 5-kilometer radius of the Embassy.
Elçilik'in 5 kilometre çapındaki her bir kanalizasyon tek tek kontrol edilecek.
Oh, and one chick who had these huge, huge tits that you... you couldn't keep your eyes off of, if... if I remember correctly.
Sonuçta sadece erkekleri aldın. Ve bu büyüklüklerdeki göğüsleri olan bir piliçi. doğru şekilde hatırlıyorsam gözlerini ondan alamıyordun.
Oh, but we did find one common trait of these women.
- Ama hepsinin ortak bir özelliği olduğunu fark ettik.
I myself interviewed one such maiden, quite pretty, thus far, the only survivor of these attacks.
O güzel kızlardan birini bizzat sorguladım, şu ana dek bu saldırılardan... canlı kurtulan tek kişi o.
one of these days 218
one of us 165
one of them is 20
one of my favorites 32
one of each 28
one of a kind 52
one of you 61
one of them 249
one of yours 39
one of the best 51
one of us 165
one of them is 20
one of my favorites 32
one of each 28
one of a kind 52
one of you 61
one of them 249
one of yours 39
one of the best 51
one of mine 19
one of those 110
one of the 57
one of many 31
one of my best friends 16
one of ours 44
one of those things 19
one of 44
one of who 26
of these 67
one of those 110
one of the 57
one of many 31
one of my best friends 16
one of ours 44
one of those things 19
one of 44
one of who 26
of these 67
these 760
theseus 51
these are for you 196
these are my friends 112
these are my parents 38
these things take time 64
these things happen 186
these days 368
these are your friends 17
these are 200
theseus 51
these are for you 196
these are my friends 112
these are my parents 38
these things take time 64
these things happen 186
these days 368
these are your friends 17
these are 200
these are my children 16
these are good people 21
these are my people 41
these people 330
these are delicious 19
these are their stories 161
these are beautiful 38
these two 100
these things 83
these men 83
these are good people 21
these are my people 41
these people 330
these are delicious 19
these are their stories 161
these are beautiful 38
these two 100
these things 83
these men 83