One of who traduction Turc
8,876 traduction parallèle
One of who?
Kimlerden?
He was just one of those guys who gets a gun and feels like he ought to use it.
Bir silah kapıp öylece kullanabileceğini sanan tiplerden biri.
I find myself looking at every man who comes into the bar and imagining he is one of them.
Bara gelen her adama bakıp acaba... onlardan biri mi diye merak eder oldum.
He's one of the men who raped you.
Sana tecavüz edenlerden biri.
You're the one who has to be out of here by 5 : 00.
17 : 00'ye kadar işi bitmesi gereken de sensin.
Uh, yesterday, a local man "may or may not" have given a tour to a certain princess, who, uh, one assumes, turned all his thoughts of revenge to love and then love to respect.
Uh, dün, bütün intikam duyguları sevgiye, sonra da saygıya dönüşmüş buralı bir adam belli bir prensesi, şehirde gezdirmiş olabilir de olmayabilir de.
You're the only one who has a frame of reference for my life, and I just want you to know what you've meant to me.
Hayatımda ne olup bittiğini bilen tek kişi sensin, bu yüzden benim için ne kadar değerli olduğunu bilmeni istedim.
One of those people who believe all the nonsense about Wexler.
Wexler hakkında bütün o saçmalıklara inanan insanlardan birisiniz.
So instead of just one image absorbing all of his sins, it's the hundreds of people who've been to the club.
yâni tek bir görüntü yerine kulübe gelen yüzlerce insanın tüm günahlarını çekmesini sağlamış.
And you're the only one who ever remembers any of this?
Sen de bunu hatırlayan tek kişisin.
I hear the real expert is the one who works out of this bar.
İşin gerçek uzmanının bu barda çalıştığını duydum.
You're one of the few prospects who rejected an invitation to our auction.
Hatırladığım kadarıyla, müzayede davetimizi reddedenlerden biri sizdiniz.
If you think there's a soul in this world loyal to anything but your pocketbook then you're the one who's excused himself from the use of logic.
Eğer senin cüzdanından başka bir şeye sadık olan bir ruh biliyorsan bu dünyada, mantığı kullanmamaya bahane oluşturmaya çalışan sensindir.
The year she went missing, there was a guy she worked for who owned a couple of buildings in Queens, and one of them was being rented by a-a councilman who was running for reelection.
Kaybolduğu yıl, Queens'te birkaç binası olan bir adam için çalışıyordu. Binaların biri de seçimlerde tekrar aday olan bir meclis üyesi tarafından kiralanmıştı.
So this Beth, who I've never actually met, is she one of those real-life move-around girls?
Şu hiç tanışmadığım Beth gerçek hayattaki etrafımızda gezinen kızlardan mı?
He's one of three Afghanistan National Army soldiers who were invited to the U.S. for a security training with the DEA.
Narkotik tarafından, güvenlik eğitimi için ABD'ye davet edilen üç Afganistan Ulusal Ordusu askerinden biri.
Now, we were able to identify one of the guys who grabbed him.
Onu kaçıranlardan birini teşhis etmeyi başardık.
I think the reason no one can find Kamal is because he was attacked this morning by the same men who took one of his friends and killed the other.
Bence kimsenin Kamal'ın bulamamasının sebebi bu sabah bir arkadaşını öldürüp diğerini kaçıran adamların saldırısına uğraması.
You didn't really survive all of that to just wind up dying now, out here, alone, at the hands of a psycho who got off one lucky shot.
Bütün o durumlardan manyağın biri şanslı bir atış yapıp seni vursun ve burada bir başına öl diye kurtulmadın ya. Bence de.
Surely the best kind of friend is one who gives you sweets and crisps and stuff.
Dostluk şeker ve cips gibi şeylerin paylaşılması demektir.
I was right to fire you, and if you can't handle that, if you can't handle me doing my job, me having some power... if dating a woman who's one of the big dogs
Kovmakta haklıydım çünkü bu işle başa çıkamadın. Eğer işimi yapmam, gücümü kullanmam ve çıktığın kadının önemli biri olması senin için sorun oluyorsa ayrılabiliriz, benim için sorun yok.
Hosting an historic White House wedding would be the perfect platform for a candidate who's looking to transition from a social figurehead to someone who's engaging at the forefront of one of our most divisive issues of our time.
Tarihi Beyaz Saray düğününe ev sahipliği yapmak Mükemmel bir platform olacak Adayımızın yerine geçişle kim ilgileniyor
You're like the politicians who claim they believe in the separation of church and state but still voted to put the words "one nation under God"
Aynı politikacılar gibisin 1950'lerde bağlılık yemini ederken. onlar din ve devlet işlerinin ayrılması gerektiğini iddia ettiler.
But maybe make Cyrus sound a little less like a bitch baby who lost his prom date and more like one of the most powerful men in the country.
Belki fahişe bebek daha çok ses çıkarır. Onun gibi ülkenin en güçlü adamı onun balo tarihini unuttu.
I'm one of those people who has been picturing my wedding since I was a teenager.
Gençliğimden beri bende o insanlardan biriyim Benim düğünümüde böyle hayal etmişlerdi.
Oh. I guess one of us is mistaken, but who?
İkimizden biri yanılıyor o zaman ama acaba kim?
She ended up marrying the guy who broke one of our fingers.
Parmaklarımızı kıran adamla evliliğini bitirmişti.
Yeah, that was before I was worried about becoming one of the 600,000 Americans who die of heart disease every year.
Evet, bu her yıl kalp hastalıklarından ölen 600.000 Amerikalıdan biri olacağımdan endişelenmeden önceydi.
In a world weary of war, there was one man who didn't care.
Dünya savaşı sırasında, hiç kimsenin önemsemediği bir adam vardı.
You're just an expert witness who happens to be married to one of the plaintiff's attorneys.
Siz davacının avukatlarından biriyle evli olan uzman bir tanıksınız sadece.
I'm the one who has to sort through thousands of Bronx meatpackers.
Binlerce Bronx kesimhanesini sınıflandıracak olan benim.
Okay, when one of those frat buddies accidentally kills a hooker in Vegas, who do you think he's gonna call?
Arkadaşlarından biri kazara Vegas'ta bir fahişeyi öldürürse kimi arayacak sanıyorsun?
Is this one of the cowboys who killed your wife?
Bu karını öldüren kovboylardan biri mi?
But she's only got one of you, Flanders- - the guy who will take care of her forever.
Ama sana sahip Flanders. O'na her zaman göz kulak olacak olan sensin.
Eh. As the one who suffered the most, Mom, may I have custody of Bob's body?
En çok ben çektiğim için Bob'un cesedi bende kalabilir mi anne?
Ask any one of those guests upstairs who checked them in. Oh... I guarantee you, they wouldn't remember a single detail.
Yukarıdaki müşterilere kaydını kimin yaptığını sor tek bir ayrıntı hatırlayamayacaklarını sana garanti ederim.
There isn't a flapper in this city who hasn't been invited to one of his private wingdings.
Bu şehirde verdiği özel partilere davet edilmeyen tek bir uçarı kız yok.
The only one who should be able to do that is a Beta of your own making.
Bunu yapabilecek tek kişinin kendi yarattığın bir Beta olduğunu sanıyordum.
Then who crawled out of this one?
o zaman bu çukurdan kim çıkmış?
No-one's heard of him, not even his family have any idea who the time traveller is talking about.
Kimse onu duymamış, ailesinin bile bu zaman yolcusunun neden bahsettiği hakkında bir fikri yokmuş.
The defendant in this case was one who's wanted for a serious crime... murder... in the state of Texas.
Bu davanın sanığı Texas eyaletinde gerçekleşen... ciddi bir suç, bir cinayet sebebiyle aranıyordu.
And I want you to know that I'm not the type of guy who goes around having one-night stands.
Bilmeni isterim ki tek gecelik ilişkiler yaşayan erkeklerden değilim.
Well, one of the things we know is that there are only two people who made collect calls to the Durst Organization.
Şunu biliyoruz ki, Durst şirketine ödemeli çağrı yapan iki kişi var.
Every little saw mark in each and every one of those leg bones and arm bones has got a whole lot of intent in it, a whole lot of intent of a man who's getting away with murder.
O bacak ve kol kemiklerindeki her bir testere izinde bir niyet var. cinayetten kurtulmaya çalışan bir adamın niyeti.
Or maybe that's the definition of one, someone who doesn't put up with murder.
Belki de o, cinayetlere tahammül edemiyordur.
We believe that it is one of those who crossed the border.
Tahminimiz sınırı kuzeyden geçtiği.
- He's one of those who are raking it in.
- Şu tırtıklayan tiplerden.
One of those scientists who prefers animals to humans.
Hayvanları insanlara tercih eden bilim adamlarından.
You were the one who quit in a blaze of glory.
Zaferin içinde yüzerken ayrılan sensin.
The one who blew off the last chance of saving your son, is none other than President Seo Tae Im, you.
Oğlunu kurtarmak için son şansını çarçur eden sensin.
The one who blew your last chance of saving your son... is you, Chairwoman Seo Tae Im.
Oğlunu kurtarmak için son şansını çarçur eden, Başkan Seo Tae Im sensin.
one of us 165
one of these days 218
one of them is 20
one of each 28
one of my favorites 32
one of a kind 52
one of you 61
one of them 249
one of yours 39
one of these 53
one of these days 218
one of them is 20
one of each 28
one of my favorites 32
one of a kind 52
one of you 61
one of them 249
one of yours 39
one of these 53
one of the best 51
one of mine 19
one of those 110
one of the 57
one of many 31
one of my best friends 16
one of those things 19
one of ours 44
one of 44
of whom 24
one of mine 19
one of those 110
one of the 57
one of many 31
one of my best friends 16
one of those things 19
one of ours 44
one of 44
of whom 24
whooo 36
whoopee 40
whoever 86
whores 88
whooping 131
whoah 32
whoosh 159
whoopsie 52
whooshing 62
who is john galt 19
whoopee 40
whoever 86
whores 88
whooping 131
whoah 32
whoosh 159
whoopsie 52
whooshing 62
who is john galt 19
wholesome 21
who are you waiting for 22
who's that 2692
who is she 1115
who's your daddy 65
who's 564
who is it 3556
who's your boss 16
who's here 116
who are they 845
who are you waiting for 22
who's that 2692
who is she 1115
who's your daddy 65
who's 564
who is it 3556
who's your boss 16
who's here 116
who are they 845