Out of control traduction Turc
3,776 traduction parallèle
My day is now officially out of control.
Günüm tamamen kontrolden çıkmış durumda.
This is getting out of control fast.
- Olay hızlıca çığırından çıkıyor.
I just think we should get down to the shop and see if we can't stop this before really it spins, like, totally out of control.
Bence dükkana gidip bu işe kontrolden çıkmadan nasıl durduracağımıza bakmalıyız.
- Out of control.
- Kontrolden çıkmış.
Like a flywheel, the global War on Terror was spinning out of control.
Tıpkı bir çark gibi küresel terörle mücadele kontrolden çıkmaya başlıyordu.
The thing is, um... People who feel the need to control everything often, in actuality, feel out of control on the inside.
Durum şu ki her şeyin kontrolü altında olmasını isteyen insanlar genelde, içlerinde bir kontrolsüzlük hissederler aslında.
Killer's having sex with the vic, then he gets a little rough, things spin out of control.
Katil kurbanla sevişirken biraz sert davranır ve işler çığırından çıkar.
He's out of control.
Kontrolden çıktı.
"Let's sway out of control."
Hadi, kontrolden çıkalım.
"it's no crime to dance out of control."
Şimdi çılgınca dansı durdurma zamanı değil.
By the time he had claimed his 36th life, however, my addiction was out of control.
Ama 36. kurbanını öldürdüğünde bağımlılığım kontrol dışına çıkmıştı.
I'm out of control!
Her şey kontrolden çıktı!
When you first came into my life, you were out of control, and you had horrible habits.
hayatıma ilk girdiğinde, kontrol dışıydın, ve korkunç alışkanlıkların vardı.
My powers may be gone now, but what if they come back, you know, escalate out of control all over again?
Güçlerim şu an gitmiş olabilir, fakat ya geri gelirse bilirsin, ya artıp yine kontrolden çıkarsa?
But that's when the party got out of control. What's going on?
Ama partinin çığırından çıkması da tam o anda oldu.
And things were out of control, and I got really drunk and some idiot had a camera...
Ve olaylar kontrolden çıkmıştı. Ve çok sarhoştum ve bir salağın fotoğraf makinesi vardı.
I remember them. Totally out of control, especially that one.
Zıvanadan çıkmışlardı, özellikle de o.
Anyway, she's out of control.
Her neyse... Çığırından çıktı.
They were insane, totally out of control.
Tuhaf ve tamamen kontrol dışı kişilerdi.
Danny, he was out of control, mate.
Danny, kontrolden çıkmıştı, dostum.
It feels like the world is spinning out of control, and I have this terrible feeling out there it's just chaos and in here...
Dünya kontrolden çıkıyormuş gibi hissediyorum. İçimde korkunç bir his var dışarıda sadece kaos ve burada...
Is this gonna be one of those cool bachelorette parties where things get out of control and we murder someone, and then we all have to take a blood oath to never reveal our secret?
Bu da, her şeyin kontrolden çıkacağı ve birini öldüreceğimiz ve sonra sırrımız açığa çıkmasın diye kanımız üzerine yemin etmek zorunda kalacağımız havalı bekarlığa veda partilerinden biri mi olacak?
I'm so sorry I let things get out of control.
İşlerin kontrolden çıkmasına izin verdiğim için çok üzgünüm.
Why don't you two relax? The president's been shot, and your boss is out of control!
Başkan vuruldu ve patronun kontrolden çıktı!
I don't need another one - - who's out of control! - - as my business partner.
Kontrolden çıkmış bir tanesinin iş ortağım olmasına ihtiyacım yok.
People come to see our band because I'm out of control!
İnsanlar, grubumuzu görmeye ben kontrolden çıktığım için geliyor.
She's out of control.
Rachel kontrolden çıktı.
I am really out of control.
İyice kontrolden çıktım ben.
The truth is, I've never felt so out of control than when I do when I'm with you.
Gerçek şu ki, başka hiçbir zaman kendimi senin yanında olduğu kadar kontrolümü kaybetmiş hissetmiyorum.
This feud between you and Christopher is out of control.
Christopher'la arandaki kin kontrolden çıktı.
You're out of control.
Kontrolden çıktın sen.
Don't let your magic get out of control.
Sihrinin kontrolden çıkmasına izin verme.
I can't believe how out of control this got.
İşin nasıl kontrolden çıktığına inanamıyorum.
It's not just Sinclair, it's the mayor and the D.A., too. This thing spun out of control, so they're saying,
Sadece Sinclair değil, başkan ve başsavcılık da.
Jody is out of control. And he told me this would happen and I just pushed him and pushed him.
Jody zıvanadan çıktı üstelik bunun olacağını söylediği halde sürekli onu zorladım da zorladım...
So they just... They just started reproducing out of control?
Yani onlar... kontrolsuz bir şekilde üremeye mi başladılar?
And now he's out of control.
Ve şimdi kontrolden çıktı.
He was out of control, like he was on something.
Sanki bir ucubeymişim gibi.
- Mm. - Like I said, she's violent and out-of-control.
Daha önce de söylediğim gibi sık sık şiddete başvuran ve kontrol edilemeyen bir tutuklu.
I pushed as far as I could into the gray area on the fraying edge of NATO's control, past rusting Russian tanks and bombed-out NATO supply convoys.
NATO kontrolünün zayıfladığı gri bölgede, paslı Rus Tanklarının, bombalanmış NATO araçlarının yanından geçerek gidebildiğim kadar gittim.
However, my idea of what happens on my property is still under my control, and it does not include people in torn jeans with tie-dyed clothing and dirty hair hanging out on my new furniture smoking a doobie.
Yine de, benim mülkümde olan olaylar hâlâ benim kontrolüm altında ve yeni mobilyalarımda oturan, yırtık pantolon giyip hippi kıyafetleri olan, kirli saçlı ot tüttüren insanlar bunu bozacak değiller.
Having one person control the carotid limits his chance of stroking out.
Şahdamarını bir kişinin kontrol ederse felç geçirme olasılığı azalır.
No matter how much you care, how hard you try, how badly you want something, you will never have it... because everything is totally out of your control.
Ne kadar özen göstersen ne kadar çabalasan bir şeyi ne kadar çok istesen de her şey tamamen kontrolünün dışında geliştiği için ona asla sahip olamayacaksın.
'Cause you can talk all you want and work hard, hustle, you can empty more urine bags than the next guy. The future, kids, is completely out of your control.
İstediğiniz kadar konuşun çalışın, koşturun herkesten daha fazla idrar torbası boşaltın fakat çocuklar, gelecek tamamen kontrolünüz dışında şekillenir.
All right, come on, if mission control thought we could help get the shuttle out of orbit, it can't be that hard.
Bizim gemiyi yörüngeden çıkarabileceğimizi düşündülerse o kadar da zor değildir.
- Oh, I'm suing the government for abuse of power by an out-of-control partisan loser attorney who's trying desperately to compensate - for the embarrassing public loss... - Here's your coffee, sir.
Büyük bir iç terör davasını kaybedip rezil olmanın acısını çıkarmaya çalışan başarısız bir savcıyı kullanarak gücünü kötüye kullanan hükümeti dava edeceğim.
This thing will spin out of control.
Her şey kontrolden çıkar.
I'm just sorry everything got so out of my control.
Çocuklara söyleyeceğiz. - Benim yapabileceğim bir şey var mı?
Kills you to be out of control.
Kendi haline bıraksana.
Should give Ricky the control he needs coming out of those turns.
O virajlardan dönerken Ricky artık kontrol edebilir arabayı.
If your expression gets out of hand, Shane is the only one that could help you keep it in control.
Eğer dışavurum büyün kontrolden çıkarsa seni dizginleyebilecek tek kişi Shane.
out of context 16
out of curiosity 82
out of order 40
out of my mind 17
out of the blue 171
out of interest 20
out of sight 112
out of town 49
out of nowhere 149
out of 299
out of curiosity 82
out of order 40
out of my mind 17
out of the blue 171
out of interest 20
out of sight 112
out of town 49
out of nowhere 149
out of 299