English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ O ] / Out of it

Out of it traduction Turc

49,161 traduction parallèle
Which means everything you've done will come out, and you won't be able to talk your way out of it.
Bu yaptığınız her şeyin ortaya çıkacağı anlamına gelir, Ve yolunu konuşamayacaksın.
I would have done it before if I had thought there was any way to keep you out of it.
Düşündüğümde daha önce yapardı. Seni bundan kurtarmanın bir yolu vardı.
He won't put you out of it until he sees you for what you are.
Ne mal olduğunu anlayana kadar seni işin dışında bırakmaya yanaşmayacak.
But worse... is facing the idea that... there may be no way out of it.
Ama daha kötüsü, bundan çıkış olmadığı gerçeğiyle yüzleşmek.
I think a small part of her wanted to talk me out of it.
Sanirim bir yani beni vazgeçirmeye çalişti.
I think a small part of her wanted to talk me out of it.
Sanırım bir yanı beni vazgeçirmeye çalıştı.
I bet, but first I figured out where the sharp action was, where the guys who had a plan were, guys who grinded, take the guesswork out of it.
Girdim ama önce kilit noktanın neresi olduğunu çözdüm. Planlı çalışan, işi bilen adamların neler yaptığını izledim.
Had to keep him out of it.
Ona söylememiştik.
Leave us out of it.
Bizi karıştırmayın.
Hey, I'm sorry you couldn't come to the meeting, but I can fill you in on all the ideas that came out of it... a lot of them about preserving the architectural history of the village.
Toplantıya gelememen kötü oldu. Ama toplantıdan çıkan tüm fikirleri sana aktarabilirim. Çoğu kasabanın mimari tarihini korumak üzerine kurulu.
All I can tell you is... stay out of it.
Sana tek söyleyebileceğim bu işe karışma.
So what would you be getting out of it?
Senin ne çıkarın olacak ki?
Just when you think you're gonna get out of it, you go deeper!
Tam toparladığını zannederken daha da dibe battın.
- I don't know what's, like, private about your sobriety and stuff so I'll just... keep out of it.
Benim aklım almaz. Ayık kalmak için yaptıkların seni ilgilendirir, beni değil.
He tell you to talk me out of it? No.
- Beni vazgeçirmeni mi söyledi?
As long as we walk out of it.
Dışarı çıktığımız sürece sorun yok.
It wouldn't be the first lie coming out of that campaign.
Kampanyanın ortaya attığı ilk yalan değil bu.
Eric, it's safe for me to get out of here, right?
Eric, beni buradan çıkarman daha güvenli olur mu?
I can park him in the debrief, but it's a matter of time - till he figures it out.
İfadesini almak için burada bekletebilrim ama, çok geç olmadan anlar.
If he cuts us off, Carter's never gonna make it out of that farmhouse alive.
Eğer bizi kesecekse, Carter asla başaramaz. Bu çiftlik evinden canlı olarak.
He was kind of a miserable guy and, you know, he took it out on his wife and his kids and everybody, including me, so I said fuck it,
Biraz sorunlu biriydi... her şeyi eşi, çocukları ve benim üzerime bırakırdı. Ben de siktir ettim.
We're getting onto the Walrus and we're getting it and us out of here.
Deniz Savaşı'na geçiyoruz. Ve biz onu ve bizi buradan çıkaracağız.
And worse yet, if it were to be dug out of the ground under cover of night, it would do irreparable damage to our allies'trust in us.
Daha da beteri gece karanlığında onu gömüldüğü yerden alırsak müttefiklerimizle aramızda dinmeyecek bir yara açacak.
It has to be because there is a lot more of us out there than we thought.
Olmak zorunda çünkü bizim gibilerden düşündüğümüzden çok var.
It just proved there's a whole bunch more of us out there than we thought, and that there must be some kind of an intelligence network because they all seemed to know who you were.
Bu dışarıda bizim gibi bir sürü insan olduğunu kanıtladı. Bir tür bilgi ağı olması gerek çünkü hepsi kim olduğunu biliyordu.
And it was like straight out of a...
Sanki bir film sahnesi...
And instead of laying in bed, wishing she was going out with you and not her current boyfriend... she has decided to do something about it.
Yatakta yatıp, erkek arkadaşı yerine seninle dışarı çıkmayı dilemektense, harekete geçmeye karar verdi.
Whether it's a package or a person that seems out of place, we'd love you to let us know.
Olağan dışı görünen bir paket ya da kişiyle karşılaşırsanız lütfen bize bildirin.
The body we took out of the river this morning..... I'd be glad of your eye over it.
Cesedi bu sabah nehirden çıkardık.. Gözden çıkardığına memmnun olmalıyım.
Nobody. We shut it up, out of respect.
Bayan Palfrey ölümünden sonra iki numaralı kabini kaç kişi kullandı?
Most of it had washed out, but this was packed towards the upper part of the nasal cavity.
Bir çeşit yara bandının onun burun deliklerinden çıkarıldığını tahmin ediyorum. Fazlasıyla aşınmış.
It was a young girl fished out of the Seine in the 1880s.
Bilinmiyor. 1880lerde Seine nehrinden çıkarılmış genç bir kız.
I think it's time to get the hell out of Dodge.
Bence çekip gitmemizin zamanı geldi.
The creature killed four of the six ISS astronauts with fifth, Dr. David Jordan, presumed dead, carrying it out into deep space.
Yaratık, altı ISS astronotundan dördünü öldürdü. Onu uzay boşluğuna sürüklemek için canını feda eden Dr. David Jordan beşinci ölü sayılabilir.
When you least expect it... Out of the blue... There he is.
En azından düşündüğünde birdenbire gelmiş olacak.
Like it's still hot, like you just took a pie out of the oven?
Sanki sıcakmış, fırından yeni çıkmış bir turta?
Don't let it out of your sight.
Güzel. Gözünün önünden ayırma.
I-I don't know what kind of sick fuck digs his mother's body out of a grave and moves it around, okay, and I don't want to know about it or what you did to it.
Nasıl bir hasta ruhlu piç, annesinin naaşını mezardan çıkarıp etrafta gezdirir bilmiyorum. Ayrıntıları bilmek istemiyorum. Naaşa ne yaptığını da.
Let's wrap it up and get out of here.
Ortalığı toplayıp buradan gidelim.
- Everyone stays out of sight and behind closed doors, got it?
- Herkes gözler önünden uzak duruyor Ve kapalı kapılar ardında, anladı mı?
And it's great to see so many of you Asian parents turn out today!
BIEBER İLKOKULU Bugün aramızda bu kadar Asyalı veli görmek harika!
I'mma grab her blonde hair and rip it out of her cracker-ass skull,'cause I'm Minerva!
O sarı saçlarını tuttuğum gibi kafatasından sökeceğim çünkü ben Minerva'yım!
We tried to get you over the intercom, and then when you didn't come, I might have kind of panicked. Relax, just breathe it out.
Intercom'dan sesini duyamadık sonra da gelmeyince biraz panikledim.
It's not worth getting all bent out of shape about.
Küplere binmene değmez.
It's just a couple of days, just to sort some stuff out.
Sadece birkaç gün işleri yoluna koymak için.
I can't get it out of my head.
Aklımdan çıkaramıyorum.
I mean, I, I literally can't get it out of my head.
Gerçekten aklımdan çıkaramıyorum.
Big tough guy... who made it out of the neighborhood.
Mahalleden kurtulup giden büyük, sert adam.
I don't know yet. But with the amount of processing power I throw at it, we're gonna find out real soon.
Daha bilmiyorum ama uyguladığım işlem gücü ile öğrenmemiz uzun sürmez.
It's imperative we keep his name out of this.
İsmini bu işten uzak tutmak zorunludur.
- Slept with. Once. Is it too late to say that I kind of liked being out of the loop on some of this?
Bunun dışında kalmayı istediğimi söylemek için çok mu geç?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]