English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ P ] / Person of interest

Person of interest traduction Turc

456 traduction parallèle
The police say they have a person of interest. Really?
Polis, ellerinde şüpheli birinin olduğunu söyledi.
What do you got? I'd call him a person of interest.
Tamam.
Said he didn't know when he was coming back. We've been waiting for you to come to us with this. Your uncle's been a person of interest since two hours after the robbery.
Bildiğiniz gibi, bunlar düzenli ve çok çalışan insanlar menfaatleri yok, çoğunun çocukları var ve...
Luke Kennedy, you're hereby being held as a person of interest in the gassing ahd robbery of the Montecito resort and casino.
Bu kızlar aynı kazancı ve saygıyı hak ediyorlar hepimizin yoğun işi olmasına rağmen, gücenme yok.
She's also a person of interest in the death of Nicole Jensen.
O aynı zamanda Nicole Jensen'in ölümüyle ilgisi olan kişi.
Don't know but Miguel's name was in every one of these boxes as a person of interest.
Bilmiyoruz ama Miguel'in ismi konuyla ilgili tüm bu kutularda geçiyor.
One of those people, I would definitely call him a person of interest.
Bunlardan biri gerçekten dikkat çekici.
I'd call him a person of interest.
Ne buldun? - İlginç biri diyebilirim.
"Person of Interest".
"İlgili Kişi".
Officer Billy Krieg confirms that Justin Dobbs was a Person of Interest in the disappearance of Nora Webb.
Memur Billy Krieg, Nora Webb'in kaybolmasındaki şüphelinin Justin Dobbs olduğunu doğruladı.
Maybe it's time to bring in a person of interest.
Belki de ilginç bir tip getirmenin zaman geldi.
Jesse, we've had Joe Genest as a person of interest in about five mob killings.
Jesse... Joe Genest'i beş mafya cinayetinde... ilgili kişi olarak tutukladık.
- That's a person of interest.
Ben buna şüpheli derim işte.
Making her a person of interest number two.
Bu da onu ikinci şüpheli yapıyor.
- He's still a person of interest.
Hâlâ onun üstünde duruyorlar.
He's a person of interest.
O araştırılması gereken biri.
Our person of interest just got clearance for takeoff.
Şüpheli kişinin uçağı kalkıyor.
And why would I be a person of interest?
Peki ben neden ilgili bir kişi oluyorum.
Then what you're trying to do is match that with what they call a "person of interest."
Bunları şüphelilerin örnekleri ile karşılaştıracaktık.
Uh, he's a person of interest.
Bu dikkat edilmesi gereken biri!
You're a person of interest in a narcotics investigation.
Bir narkotik araştırmasında kilit isimsin.
Savach in organized crime says Cynthia has been a person of interest because of her connection with a Brendan Dillon.
Boston Organize Suçlar'dan Brandon Dillion'la ilişkisi için Cynthia'yla ilgilendiklerini söylediler.
Never a person of interest.
Adı hiç şüpheli olarak geçmemiş.
Doakes was officially a person of interest.
Doakes resmî soruşturmada adı geçen bir şüpheli.
She's definitely a person of interest.
Onun üzerinde de duruyoruz.
Detective crews, in that you're a person of interest In the killing of carl ames, The district attorney's office has issued a search warrant
Dedektif Crews, Carl Ames'in öldürülmesinde şüpheli olduğunuz için, bölge savcılığının ofisi bir arama emri çıkarttı.
Is it from a person of interest?
Takip ettiğimiz birinin mi?
You're a person of interest.
Faiz sahibi bir insansınız.
You encounter a person of interest in Baghdad, are you gonna use your rifle?
Bağdat'ta aradığınız adamla karşılaştığınızda tüfeğinizi mi kullanacaksınız?
Our suspect is beginning to look like a person of interest in a murder investigation.
Galiba cinayet soruşturması zanlısına benzemeye başladı.
State Department has you flagged as a person of interest.
Dışişleri Bakanlığı sizi takip edilen kişiler listesine * almış.
Person of interest.
İlgi çeken bir kişi.
Yes, and I must tell you that you're a person of interest, Mr. Lasker.
Evet, şu an zan altında olduğunuzu söylemek zorundayım Bay Lasker.
Shaloub is a person of interest, but that is all.
Shaloub ilginç birisi, ama hepsi bu.
In the interest of my client, relative of the late Martin W Semple, we cannot permit the fortune to be dissipated by a person whose incompetency and abnormality we shall prove beyond doubt.
Müvekkilim ve müteveffa Martin W Semple'ın akrabası adına, servetin, yetersizliğini anormalliğini kanıtlayabileceğimiz bir kişi tarafından dağıtılmasına göz yumamayız.
Well, when a person doesn't sleep and doesn't eat and seems to lose interest in everything, maybe a doctor can think of something.
Bir insan uyumuyorsa ve yemiyorsa hiçbir şey ilgisini çekmiyorsa, belki doktor yardım edebilir.
It's true that the Golden Fleece is no longer in its first flush of youth, which is why the offer that Mr. Karabin has come to make in person will certainly be of interest to you.
Altın Post'un çok genç olmadığı kesin. Bay Karabine'in size şahsen yapacağı teklif ilginizi çekecektir.
You are charged with having on your person and using unlawfully, against the interest of the community, an object, the possession and use of which breaks our rules.
Yasalara aykırı bir biçimde toplumumuz için tehdit oluşturan bir nesneyi barındırmakla ve kötü niyetle kullanmakla suçlanıyorsun.
When you come and say you've come to do something of human interest... it makes a person wonder whether you're going to do something... of interest to other humans, or whether you consider the person human... in whom you're interested.
İnsanlarla ilgili bir şey yapmaya geldiğini söylediğinde insan merak ediyor. Acaba diğer insanlarla da mı ilgili bir şey yapacaksın yoksa sadece ilgilendiğin kişilere mi insan diyorsun?
If he did, that means you're broke, and therefore, you're a very dull person and of no interest to anyone.
Öyleyse beş parasız kalmışsındır. O zaman çok sıkıcı biri olursun. Ve kimsenin ilgisini çekmezsin.
You know? How can I say this, it will not be of interest to a person without talent.
Bildiğiniz gibi, yeteneksiz birisi kimsenin ilgisini çekmez.
Betty was not of liking a person and not to interest for other one.
Betty'nin doğasında tek bir insana bağlanıp diğerleriyle ilgilenmemek yoktu.
Of finding the right person and settling down Is it takes all the fun and interest Out of going to nightclubs.
Doğru insanı bulup bir hayat kurmanın zorluğu gece kulüplerine gidip eğlenme zevkini elinden alıyor olması.
That one person could reach out to another, take an interest in another... and maybe for one fleeting instant... could manage to see beyond the surface, beyond the color of things?
Bir kişi bir başkasına elini uzattığı için mi, birbirlerine ilgi gösterdikleri için mi... ve belki de kısacık bir zamanda... dış görünüşün altındakini görmeyi başardıkları için, renklerin ötesindeki şeyleri...
If I give that same drug to a real chocolate addict, a person just shoveling it in, you find the most amazing thing - - they lose much of their interest in chocolate.
Aynı ilacı bir çikolata bağımlısına verirseniz inanılmaz bir şeyle karşılaşırsınız. Çikolataya olan ilgilerini kaybederler.
Lorelai, these things are of great interest to any young person considering attending Yale.
Lorelai, böyle şeyler Yale'e girmeyi düşünen gençler için ilgi çekicidir.
The person that is behind of this it doesn't interest him / her.
En basit olanı da birilerinin bizi izleyemiyor olması
the world she lives in financially, love interest, marriage there's nothing in common and it looks bad for her she cares about htat that's the kind of person she is
Onun yaşadığı dünyada... Maliyet, sevgi, evlilik gibi şeylere yer yok. Ayrıca bu onu kötü gösterir.
Committing yourself to one person isn't in the interest of the species.
Kendini tek bir kişiye adamak türlerin ilgi alanında değildir.
He's listed as a "person of interest".
- Şüpheli listesine kondu.
My people, have been maintaining routine surveillance, on several person's of interest.
Adamlarım bir takım şüpheli kişileri rutin olarak takip ediyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]