Personal business traduction Turc
592 traduction parallèle
No, I'm just going there to take care of some personal business.
Hayır, şahsi bir iş için gidiyorum.
The other is a little personal business I aim to transact at the end of the trail.
Diğeri ise ; yolculuğun sonunda halletmeyi planladığım özel bir mesele.
Maybe he had some personal business to attend to, uncle.
Belki de halletmesi gereken özel bir işi vardır amca.
And what I do in my private life... is my own personal business and nobody else's.
Ve özel hayatımda yaptıklarım beni ilgilendirir başka hiç kimseyi değil.
- It's personal business.
- Özel bir mesele.
I've got a little banking and some personal business to attend to. Come on.
Halletmem gereken birkaç işim var.
Patrolman first class Randy Kennon... Had some personal business to attend to.
Birinci devriye şefi Randy Kennon... özel bir işi ile ilgileniyordu.
You mean you've got personal business?
Kişisel bir işin mi var yani?
Jake. when you left to take care of that personal business was it to get him out of jail?
Jake, Özel işim var diye evden ayrıldığında onu hapisten kurtarmaya mı gittin?
That's Alan's personal business, Papa.
Bu Alan'ı ilgilendirir, baba.
I run a very personal business.
Çok özel bir iş yapıyorum.
I was in the neighbourhood on personal business, so I took the opportunity to make your acquaintance.
Bu muhitte özel bir işim vardı fırsat bu fırsat, uğrayıp tanışalım istedim.
- Yeah. But first I have a little personal business.
- Peki, ama önce halletmem gereken kişisel bir işim var.
That was the General's personal business.
Bu generalin kişisel işi!
- My personal business... - Is my personal business when it might interfere with the smooth operation of this ship.
Geminin operasyonunun yolunda gitmesine engel oluşturabilir.
This is personal business.
Bu kişisel bir mesele.
He always looks after my personal business.
O, benim kişisel meselelerime hep karışır.
That's their own personal business.
Bu onların kendi seçimleri.
You got any personal business to take care of in there, you go right ahead.
Seni bekliyorduk. Yapacak kişisel bir işin varsa, devam et.
He says it's a matter of urgent personal business.
Çok acil ve kişisel bir konu olduğunu söyledi.
Forgive me, but didn't I understand thatyou have a matter of urgent personal business?
Üzgünüm, kişisel bir mesele olduğunu söylememişmiydiniz?
We've got some personal business here.
Bizimle burada kişisel sorununuz mu var?
PERSONAL BUSINESS
Kişisel Sorunlar
I have both sides of my brain for that, one to ponder business... and the other side for my own personal life.
Beynimin sağ tarafındaki düşünceyle sol tarafındaki düşünce çok farklı.
Do you think, when all this business is over, I can call and ask you out to dinner... or dancing or just to talk, in a purely personal way?
Acaba şu mesleki ilişkimiz bittiğinde seni sadece kişisel olarak yemeğe dansa veya sırf muhabbet etmeye davet edebilir miyim?
But with you, business before pleasure, every time. Do all your personal laundry. Make yourself spic-and-span, get all the mending out of the way, and then, and only then, sit down for a nice, quiet hour with the Good Book.
Ama sizinle, iş her zaman zevkten önce gelir, bütün çamaşırlarını yıka, tertemiz yıkan, bütün tamiratları yap, ve sonra, ancak o zaman oturup güzel bir kitapla saatlerini geçir...
I told you my business was personal.
İşimin kişisel olduğunu sana söylemiştim.
This a personal call or a business call?
Bu bir kişisel ziyaretmi yoksa iş ziyareti mi?
Since it's marked personal, I assumed it wasn't a business letter.
Kişiye özel işaretli olduğu için, bir iş mektubu olmadığını düşündüm.
Besides company business, I hear you're running his personal errands.
Şirket için yaptıklarının dışında, eşimin ayak işlerini de görüyormuşsun.
I must speak to the advocate on personal business.
Bizi yalnız bırak.
Liza, did you come down here to study advertising techniques or to ask me personal questions that are none of your business?
Liza, buraya sana reklamcılık tekniklerini göstermek için geldik. Benim kişisel yaşantım seni ilgilendirmese gerek.
It's business of a personal nature.
Şahsi bi mesele.
Keep personal relations out of business.
Şahsi meselelerini işe karıştırma.
Don't get your personal relations mixed up in my business.
Şahsi meselelerini işime karıştırma.
I find it impossible to discuss personal affairs during business hours.
Özel konuları iş saatinde konuşmaktan pek hoşlanmıyorum.
Not just in my personal life, but in my business life too.
Özel hayatımda da iş hayatımda da bu böyledir.
Nothing personal, only business discussions...
Sadece mesleki anlaşmazlıklar vardı, kişisel değil.
This is business, not personal!
Bu bir iş, kişisel değil!
- Even that was business, not personal.
- O da bir işti, kişisel değildi.
Tom, this is business and he's taking it personal.
İş meselesini kişisel mesele olarak görüyor.
Personal, business, or just plain silly?
Kişisel soru mu, işle mi ilgili yoksa aptalca basit bir soru mu?
Personal problems or business problems?
O ve şu kamerası.
My agent calls my business manager, who calls my personal manager.
Ajansım da menajerimi arar, o da kişisel menajerimi arar.
This cat allowed himself... to be adored but not loved... and his success in show business was matched... by failure in his personal-relationship bag.
Bu kedi ona hayranlık duyulmasına izin verdi ama sevilmeye vermedi. Ve şov dünyasındaki başarısı, kişisel ilişkilerdeki başarısızlığı kadar büyüktü.
Nothing personal, Victoria, but business is business.
- Kişisel değil Victoria, ama iş iştir.
Before we start yammering away on these business details, I want you to meet my personal pilot.
İşin detaylarından bahsetmeye başlamadan önce özel pilotumla tanışmanı istiyorum.
My principle is to separate personal from official business.
Benim prensibim işi arkadaşlıktan ayırır.
The money in question came from the Schuyler's personal account, not from the law firm and therefore cannot be construed as business gifts.
Bahsettiğimiz para hukuk bürosunun hesabından değil, Bay Schuyler'ın şahsi hesabından geliyor. Ve bu yüzden ticari hediye olarak yorumlanamaz.
What you do with your personal time is your own business.
Özel zamanında ne yaptığın seni ilgilendirir.
Nothing personal, just business. "
Üstünüze alınmayın bu sadece iş. "
business 577
businessman 37
businessmen 24
business as usual 75
business or pleasure 40
business is booming 22
business trip 19
business is business 82
business partners 16
business is good 48
businessman 37
businessmen 24
business as usual 75
business or pleasure 40
business is booming 22
business trip 19
business is business 82
business partners 16
business is good 48
business partner 23
person 199
personal 201
personnel 34
personality 39
persons 27
personally 1142
person of interest 21
personal space 21
personal reasons 34
person 199
personal 201
personnel 34
personality 39
persons 27
personally 1142
person of interest 21
personal space 21
personal reasons 34