Quite a sight traduction Turc
83 traduction parallèle
Come see a gangrene case that's quite a sight.
Gel de bir kangren vakasını bak, çok az ümit var.
You got quite a sight coming.
Çok çarpıcı bir manzara geliyor.
It's quite a sight...
Gözünün önüne getirsene.
- You're quite a sight, the two of you!
- Şu hâlinize bir bakın!
It's going to be quite a sight to see.
Hayır, efendim. Tam görülesi bir manzara olacak.
- Quite a sight, wasn't it Sir.
Ne manzaraydı ama değil mi efendim.
I know I'm quite a sight, but could you do your staring later?
Çok rezil bir görünümde olduğumu biliyorum. ama incelemeni sonra yap.
- Quite a sight, Max?
- Ne manzara ama değil mi, Max?
Quite a sight, aren't I?
Nasıl ama, güzel bir manzarayım, değil mi?
The wrestling champion of the world is here, and he is quite a sight, all decked out in red.
Dünya güreş şampiyonu burada, ve bayağı heybetli biri, tamamen kırmızılar içinde.
It's quite a sight, let me tell you.
Gözlerine inanamazsın. İnan bana.
That was quite a sight.
Amma manzaraydı!
Quite a sight.
Ne manzara.
Quite a sight.
- Güzel manzara.
Quite a sight, isn't it?
Güzel manzara değil mi?
- Quite a sight, Tom.
- İyi fikir Tom.
You have to admit it's quite a sight.
- Kabul etmen gerekir ki bayağı güzel şeyler var.
Apparently, it was quite a sight.
Bayağı sessiz bir manzaraymış.
A man with a bull head and a Jack Russell jaw. Quite a sight.
Bir boğanın başına ve Jack Russell çenesine sahip bir adam.
It's quite a sight.
Görülmeye değer.
We went across the channel and we saw the boats and ships from Tortie, which was southern England, all the way across, and it was quite a sight to see so much equipment being moved across the channel.
İngiliz Kanalı'nı geçtik ve teknelerle gemileri gördük, İngiltere'nin güneyinde Torquay'dan karşı kıyıya kadar. Bu kadar teçhizatın Kanal boyunca taşındığını görmek müthiş bir görüntüydü.
It's quite a sight...
Çok ilginçti...
Yeah, it was quite a sight, seeing that old ballpark go down.
Evet, o eski sahanın yıkılışı gerçekten müthiş bir manzaraydı.
It was quite a sight!
Hepsini dağıttı tek başına.
It is quite a sight.
Etkileyici bir görüntüdür.
Should be quite a sight.
Oldukça iyi görünecekler.
It's quite a sight.
Etkileyici bir görünüşü var.
Your eyes are quite a sight!
Gözlerin balon gibi şişmiş!
It's quite a sight.
Etkileyici bir manzara.
We'd make quite a sight, wouldn't we?
Gözler üstümüzde olur, ne dersin?
He is quite a sight.
Görülesi biri.
Yes, it is quite a sight.
Evet, oldukça bir manzara.
Be quite a sight.
Bob, geri geldi.
- It's quite a sight to wake up to.
- Uyandığında gördüğün manzara ilginç.
Oh, say, that's quite a sight.
Görülmeye değer bir yer.
Quite a sight.
Ne manzaraydı.
That's quite a sight!
Acayip bir olay!
Quite a sight, isn't it?
Ne güzel manzara, değil mi?
All right, but even from halfway out, it's quite a sight, isn't it?
Peki. Ama yarı yolda dahi güzel bir manzarası var, değil mi?
It's going to be quite a sight
Önümü iyi görüyorum.
Quite a sight, isn't it?
Ne manzara, degil mi?
I mean, it's quite a sight, you know?
Tamam, görülmesi lazım tamamda.
Quite a sight, hey, Ellie?
Ne manzara, değil mi Ellie?
There may be a moment towards the end when.... When her sight may not be quite as good as usual.
Sona doğru gözleri... her zamanki gibi normal olmayabilir.
That's quite a brawl. One of the prettiest sights in this pretty world is the sight of the privileged class enjoying its privileges. Yes.
Bu tam bir ağız dalaşı.
It's quite similar to "Love At First Sight".
Ilk Goruste Ask'a cok benziyor.
Don't know if you've ever seen a man ride a porpoise, but it can be thrilling. Quite a thrilling sight for a young lady to see.
Bir adamın yunuslara binmesi herhangi bir bayan için heyecan verici olabilir.
Blade was a thorn in my sight for quite some time.
Bir süredir Blade benim için dikenli gül gibiydi.
Quite a bit of time will pass... before the Moon is out of sight and out of orbit.
Ay'ın bizim yörüngemizden çıkmasına kadar olan süre oldukça fazla.
It's quite the best place to hide a genuine work of art. In plain sight.
Oysa göz önünde durması, gerçek bir tabloyu saklamak için uygun bir yerdir.
That's quite a sight.
Bu epey bir görüş.
quite a few 36
quite a bit 64
quite a lot 58
quite a while 18
quite all right 51
sight 49
sightseeing 22
sighted 86
quite 566
quite interesting 19
quite a bit 64
quite a lot 58
quite a while 18
quite all right 51
sight 49
sightseeing 22
sighted 86
quite 566
quite interesting 19
quite the opposite 151
quite well 74
quite often 32
quite literally 47
quite the contrary 91
quite sure 96
quite nice 19
quite so 150
quite right 315
quite good 34
quite well 74
quite often 32
quite literally 47
quite the contrary 91
quite sure 96
quite nice 19
quite so 150
quite right 315
quite good 34