Security prison traduction Turc
253 traduction parallèle
Your cruise ship, the Harbour King, will circle Alcatraz, a maximum-security prison containing the most dangerous criminals in America, and has been the home of such notorious figures as Al Capone,
"Gezinti tekneniz, Limanın Kralı, Alcatraz'ın etrafında da tur atacak..." "... Burası Amerika'daki en tehlikeli suçluların konulduğu... "
But since we're going into a maximum-security prison to rescue him, how will they buy the unbelievable fact that Janos Karq is a traitor?
Biz onu, üstün korumalı hapishaneden kurtarmaya çalıştıktan sonra... Janos Karq'ın vatan haini olduğunu gösteren kanıtları bakalım nasıl karşılayacaklar?
He is given 10 years in the State's strictest maximum-security prison.
Eyaletin en katı ve yüksek korumalı bir hapishanesinde 10 yıla mahkum edilir.
That a spy, who has penetrated the innermost secrets of the British government, along with a spectacularly successful jewel thief, should break out of a high security prison in broad daylight, bespeaks an inconceivable Iaxity on the part of those whose responsibilities cover these areas.
İngiliz hükümetinin en gizli sırlarını öğrenmiş bir casusla olağanüstü başarılı bir mücevher hırsızının yüksek güvenlikli bir hapishaneden güpegündüz kaçmış olmaları, bu konudan sorumlu insanların akıl almaz ihmalkârlıklarını gösteriyor.
Alcatraz is a maximum security prison with very few privileges.
Alcatraz, çok az ayrıcalıkları olan en sıkı korunan cezaevi.
The once great city of New York becomes the one maximum security prison for the entire country.
Büyük New York şehri, tüm ülkedeki en güvenli hapishaneye dönüştürüldü.
Let's visit a maximum security prison!
Hadi, maksimum güvenlikli hapishaneyi ziyaret edelim!
We get out of a maximum-security prison and wind up on an unmanned train... with this bitch and bad news.
Maksimum güvenliği olan bi hapishaneden kaçıyoruz ve bu lanet trene biniyoruz. Üstelik bu kaltak ve onun yalanlarıda var tabi.
You know what a riot in a maximum security prison looks like?
Sence üst düzey güvenliği olan bi hapishanede isyan ne demektir bilirmisin?
Meanwhile, we have news that the President of the Republic has urged the transfer of the famous boss of the Reformed Camorra to a high-security prison.
Bu arada, cumhurbaşkanının ünlü reformist Camorra... patronunun yüksek güvenlikli bir hapishaneye transferini onayladığı haberi elimize geçti.
This is just a minimum security prison, for Christ's sake.
Burası sadece hafif suç cezaevi, İsa aşkına.
I mean, a maximum minimum security prison.
Yani, azami hafif suç cezaevi.
Still, this minimum security prison World series strike could be the most unique human interest story of the year.
Hala bu hafif suç cezaevindeki Dünya kupası grevi yılın yegâne insanı ilgilendiren öyküsü olabilir.
So she'll be spending a spell up in Tupelo at the minimum-security prison. "
Tupelo'da açık cezaevinde kısa bir dönem yatacak. "
A high-security prison.
Yüksek güvenlikli bir hapishane.
This is a maximum-security prison... and you have no weapons of any kind?
Burası maksimum korumalı cezaevi ve hiç bir tür silahınız yok mu?
A private maximum-security prison run by the Men-Tel Corporation.
Men-Tel Şirketi tarafından işletilen maksimum güvenlikli hapishane.
It was a minimum security prison.
Hafif bir hapis cezasıymış
It is the decision of this court... that Eugene Latterman be immediately transported... to the Metropolis maximum-security prison.
Mahkeme Eugene Latterman'ın bir an önce Metropolis yüksek-güvenlikli hapishanesine nakledilmesine ve burada ömür boyu hapis cezasıyla yatmasına karar vermiştir.
Can you imagine Rickie in a high-security prison.
Rickie'nin yüksek güvenlikli hapishanede hayal edebiliyor musun?
- In a medium-security prison.
- Orta güvenlikli bir hapishanede.
Said, you're an inmate in a maximum-security prison.
- Evet. Said, maksimum güvenlikli cezaevinde bir mahkûmsun.
Do you know what that means at a maximum security prison?
Maksimum güvenlikli hapishane ne demek, biliyor musun?
Minimum-security prison is no picnic.
Minimum güvenlikli hapishane piknik yapmaya benzemez.
It's a maximum security prison for violent sex offenders.
Şiddet kullanan seks suçluları için maksimum güvenlikli bir cezaevidir.
It's a high security prison.
Burası yüksek güvenlikli bir hapisane.
Tess found the old man's tree or what was left of it... and the diamonds, they were safe... safe behind the walls of a minimum - security prison.
- Tess babasının ağacını buldu. - Ya da geriye kalanları. Elmaslar güvendeydi.
He's been in front of one. Under surveillance at a little maximum security prison in North Carolina.
Kuzey Carolina da yüksek güvenlikli bir hapishanede yatıyormuş.
And she was flown to a high-security prison near Su Chou, eastern China.
Onu Su Chou yakınlarında Çinin doğusunda çok güvenli bir hapishaneye götürdüler.
The one-time superstar will serve his sentence... at Longmarsh High-security Prison... famous for its rehabilitation program... reformed characters...
Bir zamanlarin ünlü futbolcusu... cezasini siki korunan ve rehabilitasyon programiyla ünlü... Longmarsh hapishanesinde çekecek. - islah edilen insanlarla...
The medium-security facility... the minimum-security prison camp... the sign that lets minimum-security prisoners know when they've escaped... and Unicor, the slave-labor office... where prisoners make furniture for the government for pennies a day.
Orta-seviye güvenlik tesisini... düşük-seviye toplama kampını... the sign that lets minimum-security prisoners know when they've escaped... and Unicor, the slave-labor office... where prisoners make furniture for the government for pennies a day.
Stokes County Maximum Security Prison.
Stokes İli Maksimum Güvenlik Hapishanesi.
Not less than 35 years to life in a maximum security prison.
35 yıldan az olmamak üzere maksimum güvenlikli bir hapishanede yatacaksınız.
They're in Kashmir, under what used to be a maximum security prison camp.
Kaşmir'deler. Eskiden çok sıkı güvenlikli bir esir kampı olan binanın altındalar.
They're in Kashmir, under what used to be a maximum-security prison camp.
Kaşmir'deler. - Eskiden çok sıkı güvenlikli bir esir kampı olan binanın altındalar.
In 20 minutes, you'll be shipped to a top-security prison outside LA.
Doğrusunu istersen, 20 dakika içinde Los Angeles'ın dışındaki maksimum güvenlikli bir hapishaneye götürüleceksin.
Come back for a little prison security.
Güvende olacağın mapushaneye döndün.
Now in the maximum security section of Thorengia Prison.
Şu anda Thorengia Hapishanesinde maksimum güvenlikli bir hücrede.
And now they're all in prison. The Vice-minister of security is at the Party School, as a student.
Güvenlik Bakan Yardımcısı ise kukla olarak Parti Okulu'nda duruyor.
Yes I know, if it hadn't been for Mr Lee, you wouldn't have been Security Force Captain. But in actual fact it was not your fault. Anyway you were in prison for three long years.
Bay Lee, hayatta olsaydı şu an Asayiş Şubeşi Baş Komser'i olmuyacaktın ama bu senin suçun değil, aksi takdirde üç sene hapiste yatacaktın.
Railroad security called. They found some prison clothes in a switch yard.
Tren yolu güvenliği bi tren makası noktasında mahkum elbiseleri bulduklarını söylüyor.
He's in a maximum-security military prison.
Ama, yüksek güvenlikli askeri bir hapishanede tutuyor.
Locally, sheriff's authorities report that a bus transferring prisoners from the county jail to the maximum-security state prison at Mount Cascade ran off the highway early this morning, facilitating the escape of 1 2 prisoners while six others remained at the scene, seriously injured.
Yerel şerif yetkilileri bu sabah eyalet hapishanesinden mahkumları yüksek güvenlikli devlet hapishanesine nakleden otobüs'ün Cascade dağında yoldan çıkıp kaza yaptığını açıkladılar 12 mahkum kaçmayı başarırken 6 tanesi ağır yaralı olarak olayın yerinde bulundu.
Authorities report that a prison bus transferring inmates to a maximum-security facility at Mount Cascade...
Yetkililer mahkumları taşıyan bir otobüs'ün Cascade dağı bölgesinde devrildiğini doğruluyor...
The security cameras in half the prison are shut down.
Hapishanenin bu yarisindaki guvenlik kameralari kapatilmis.
We were shipped off to Park Royal Prison... an old Victorian fortress where the most dangerous criminals were held... in the maximum-security wing.
Bizi Park Royal Hapishanesine postaladilar. En tehlikeli caniler Victoria devrinden kalma bu eski kalenin... en güvenli bOlümünde tutuluyordu.
Part of the prison security system.
Hapisane güvenlik sisteminin parçası.
A maximum-security federal prison right in the middle of Philadelphia.
Philadelphia'nın ortasında yüksek güvenlikli bir federal hapishane.
One night I was in my cell in a minimum-security facility, Bucks County Prison.
Bir gece alt-seviyeli tesis olan B ucks Eyalet Hapishanesi'ndeki hücremdeydim.
Tight security at the prison means the prisoners walk freely in the yard.
Bakın, güvenlik çok sıkı olduğu için... mahkumların bahçede yürümeleri serbest.
He worked for State Security in prison!
İçerdeyken devlet için çalışıyordu.
prison 248
prisoner 134
prisoners 85
security 691
secure 92
security breach 58
security footage 29
security cameras 41
security guard 54
security system 18
prisoner 134
prisoners 85
security 691
secure 92
security breach 58
security footage 29
security cameras 41
security guard 54
security system 18